Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2046
KARAR NO: 2022/328
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/12/2018
NUMARASI: 2013/336 Esas – 2018/1320 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/03/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili; müvekkili … ve … kardeş olup davacı …’nin davacı …’ni eşi olduğunu, davalıların da kardeş olduklarını, ayrıca davacı … ile davalı …’ın eşlerinin kardeş olduğunu, davalıların hakim ortak oldukları … A.Ş.’nin 1995 yılında kurulduğunu, şirketin 16 yıl boyunca genel müdürlüğünü ortak olmayan …’nin yaptığını, bu görevden 18/02/2011 tarihinde ayrıldığını, son durumda şirketin %6 hissesinin …’ye, %6 hissesinin ise …’ye ait olup kalan hisselerin ise davalılara ait olduğu, aile şirketi olan ve güven üzerine kurulan ticari ilişkide davacılar … ve …’ın hisselerine isabet eden nakdi sermayenin arttırılması kararı nedeniyle, davalılara teminat olarak davaya konu senetlerin verildiğini, bu kapsamda müvekkili … tarafından 05.04.2000 keşide tarihli, 229.171-USD bedelli alacaklısı … olan bir adet senet; müvekkili … tarafından keşide ve vade tarihi boş 18.139-USD bedelli alacaklısı … olan bir adet senet; müvekkili … tarafından vade ve tanzim tarihi boş, 30.389-USD bedelli alacaklısı … olan bir adet senet; müvekkili … tarafından 05.12.2008 tanzim tarihli, 167.915,52-TL bedelli alacaklısı … olan bir adet senet; müvekkili … tarafından 05.04.2000 tanzim tarihli, 229.171-USD bedelli alacaklısı … olan bir adet senet; müvekkili … tarafından 05.12.2008 tanzim ve vade tarihi boş, 18.139-USD bedelli alacaklısı … olan bir adet senet; müvekkili … tarafından vade ve tanzim tarihi boş, 30.389-USD bedelli alacaklısı … olan bir adet senet; müvekkili … tarafından 05.12.2008 tanzim tarihli, 167.915,52-TL bedelli, alacaklısı … olan bir adet senet verildiğini, bu senetlerin nakdi sermaye taahhüdünün ödenmesi şartına bağlı ve ifayı müteakiben iade edileceğinin kararlaştırıldığını, taraflar arasında yaşanan uyuşmazlıklar sonrasında teminat olarak verilen senetlere sonradan kambiyo vasfı kazandırılarak icra takibi başlatılabileceğini, bu nedenle müvekkillerinin hak ve hukuki durumlarının güncel tehlike altında bulunduğunu, müvekkillerinin sermaye borcunun ödenmiş olmasına rağmen senetlerin kendilerine iade edilmediğini, senetlerin bedelinin bu güne dek istenmemiş olmasının da teminat senedi olduklarına karine olduğunu, davalıların davacılara aynı tutarlarda ayrı ayrı borç vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, malen kaydı bulunan dört senet karşılığında mal verildiğinin ispatlanması gerektiğini, sermaye borcu ödenmiş olduğundan senetlerin bedelsiz kaldığını, 05.04.2000 tanzim tarihli senetlerin tanzim tarihleri itibariyle zaman aşımına uğradığını belirterek, toplam sekiz adet senedin teminat senedi niteliğinde olduğunun kabulü ile müvekkillerinin senetler nedeniyle davalılara borçlu olmadıklarının tespiti ile senetlerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili; davacıların zamanaşımına uğradığını iddia ettikleri senet nedeniyle davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, dava konusu senetlerden müvekkilinin bilgisi bulunmadığı gibi senetlerin müvekkili uhdesinde bulunmadığını, müvekkilinin dava dışı şirketin yönetim kurulunda bulunmasına rağmen kardeşi olan … ile arasında çıkan anlaşmazlık nedeniyle yönetim kurulunda hiç bir söz hakkı kalmadığını ve 22/10/2007 tarihinden itibaren yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığını, davalı …’ın dava dışı … ile arasında organik bağ bulunan dava dışı … şirketini alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla kurduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili; zamanaşımına uğradığı iddia edilen senetlet yönünden davacıların dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, müvekkilinin senetler konusunda bilgisi bulunmadığı gibi senetlerin de müvekkilinin uhdesinde bulunmadığını, müvekkilinin hisselerini devretmesiyle dava dışı şirketle bir bağının bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesi istemiştir. Davalı … vekili; davacıların teminat senedi iddialarını yazılı delille kanıtlaması gerektiğini, davacı …’nin dava dışı … şirketinde müdür iken oğlu ve babası adına … unvanlı yeni bir şirket kurduğunu, davacıların senetler karşılığında müvekkilinden borç para almış olup borcu ödediklerini yazılı delille kanıtlamaları gerektiğini, senetlerin teminat olarak verildiği kabul edilse dahi davacıların onlar adına sermaye borcunu ödeyen müvekkiline ödeme yaptıklarına dair yazılı delil bulunmadığını belirterek, davanın reddi ile davacılar aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 4 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2015/422 E-2015/332 KARAR SAYILI DAVA: Davacı … vekili; davalı … tarafından İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin eşi ile kardeşi …nan tarafından kurulan … şirketinde genel müdürlük görevini yaptığını, şirketi sermayesinin artırılması talebine karşılık nakdi sermaye taahhüdünün ödenmesi şartına bağlı olarak senet verilmesinin ve ifayı müteakip iadesinin kararlaştırıldığını, taraflar arasındaki uyuşmazlıklar sonucunda verilmiş olan teminat senetlerinin icra takibine konu edildiğini, sermaye borçları ödenmiş olmasına rağmen senetlerin iade edilmediğini, davalıların aynı tarihlerde müvekkili ve diğer davacılara aynı tutarlarda borç para vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, malen kaydı bulunan dört senet karşılığında mal verildiğinin ispatlanması gerektiğini, sermaye borcu ödenmiş olduğundan senetlerin bedelsiz kaldığını, 05.04.2000 tanzim tarihli senetlerin ise tanzim tarihleri itibariyle zaman aşımına uğradığını belirterek, 05.12.2008 keşide tarihli 30.389-USD bedelli senet nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile senedin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili; dava konusu senedin teminat senedi olarak verildiği doğru olmamakla birlikte davacının müvekkilinden ve şirketten defalarca borç para aldığını, davacının teminat senedi iddiasını senetle ispat etmesi gerektiğini, dava konusu senede karşılık ödeme yapılmadığını, ödeme iddiasının da yazılı delille kanıtlanması gerektiğini belirterek davanın reddi ile davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacılar … ve …’nin şirketin aldığı sermaye arttırımı kararı sonucu sermaye koyma borcu karşılığında teminat olarak asıl davaya konu 8 adet senedi verdiklerini iddia ettikleri, senet lehtarlarının davalılar … ve … olduğu, bu senetlerin daha sonra bu davalılar tarafından ciro edilerek …’a geçtiği, dolayısıyla davalı … ve …’ın senet lehtarı olmaları nedeniyle davalı sıfatının bulunduğu, bonoda zaman aşımı vade tarihinden itibaren 3 yıl olduğundan, tanzim tarihi itibariyle zaman aşımının dolduğu iddiasının yerinde bulunmadığı, davacı … yönünden 05/04/2000 keşide tarihli 229.171-USD bedelli senedin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında icraya konulduğu, senet aslı incelendiğinde davacıların iddia ettiği gibi arkasında teminat senedi olduğuna dair ibarenin yazılı olmadığı, davacının teminat senedi olduğunu gösterir delil sunamadığı, davacı … yönünden 18.169-USD bedelli bononun İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı, 229.171-USD bedelli bononun … Esas sayılı, 167.912,52-TL bedelli bononun İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı, 30.389-USD bedelli bononun İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyalarında takibe konulduğu, davacı …’nin sermaye artırım bedeli miktarı olarak ortaya çıkan 167.915,52-TL’yi ödediğine dair bir iddiasının bulunmadığı, sermaye artırım borcunun ödenmediğinin bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davaya konu bu bono ve diğer tüm bonoların arkasında teminat olarak verildiğine dair ibare olmaması, senetle ispat zorunluluğu gereğince teminat senedi olduklarını gösterir yazılı belge sunulmaması nedeniyle ispatlanamayan ve sabit olmayan davanın reddine karar verilmesinin gerektiği, davacı … yönünden asıl davaya konu 167.912,52-TL bedelli bononun İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı, 229.171-USD bedelli bononun İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı, 30.389-USD bedelli bononun İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı, 18169-USD bedelli bononun ise İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyalarında icraya konulduğu, senetlerin … şirketinin sermaye koyma borcuna karşılık verildiğinin davacılarca iddia edildiği, ancak …’nin şirketin kuruluşundan bu yana ve son haliyle şirket ortağı olmadığı, senetlerin arkasında teminat olarak verildiğine dair ibare bulunmadığı, senetle ispat zorunluluğu gereğince teminat senedi olduklarını gösterir yazılı belge sunulmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacılar vekili; dava konusu senetlerin tamamının sermaye taahhüdü kapsamında teminat olarak verildiğini, davalılar tarafından senetlerin kendilerinde olmadığı ikrar edilmiş olmasına rağmen dava tarihinden 4 yıl sonra senetlerin davalı … tarafından icra takibine konulduğunu, tarafların ortak olduğu … şirketinin 23.12.2013 tarihinde iflasına karar verildiğini, müvekkilleri … ve …’nin ödenmemiş sermaye borcu bulunmadığının tespit edildiğini, bu nedenle senetlerden kaynaklanan borç bulunmadığını, dosyada delil başlangıcı niteliğinde bulunan delillerin dikkate alınmadığını, 167.915,52-TL ve 167.915,22-TL bedelli senetlerin şirketin sermaye borcuna karşılık geldiğini, bilirkişi raporunun da iddialarını doğruladığını, davalıların cevap dilekçelerinde üç adet senet bakımından senetlerin kendilerinde olmadığını beyan ettiklerini, bu nedenle bu senetler nedeniyle müvekkillerinin borçlu olmadığının ikrar edilmiş olduğunu, ancak bu senetlerin de dava açıldıktan sonra takibe konulduğunu, tanık deliline dayanmalarına rağmen tanıklarının beyanlarının alınmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, teminat olarak verildiği iddiasına dayalı olarak dava konusu bonolar nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Somut olayda; davacılar tarafından, dava konusu bonoların müvekkilleri tarafından ortağı bulundukları şirketin sermaye artırımı sonucunda kendilerine düşen sermaye payının teminatı olarak verildiği ileri sürülmüştür. Bu kapsamda dava konusu edilen 05.04.2000 keşide ve 13.02.2014 ödeme tarihli, 229.171-USD bedelli, alacaklısı … ve borçlusu … olan bononun İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında; 05.12.2008 keşide ve 11.08.2014 ödeme tarihli, 18.169-USD bedelli, alacaklısı … ve borçlusu … olan bononun İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında; 05.12.2008 keşide ve 01.09.2013 ödeme tarihli, 30.389-USD bedelli, alacaklısı … ve borçlusu … olan bononun İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında; 05.12.2008 keşide ve 01.06.2013 ödeme tarihli, 167.915,22-TL bedelli, alacaklısı … ve borçlusu … olan bononun İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında; 05.04.2000 keşide ve 13.02.2014 ödeme tarihli, 229.171-USD bedelli, alacaklısı … ve borçlusu … olan bononun İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında; 05.12.2008 keşide ve 11.08.2014 ödeme tarihli, 18.169-USD bedelli, alacaklısı … ve borçlusu … olan bononun İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında; 05.12.2008 keşide ve 01.03.2013 ödeme tarihli, 30.389-USD bedelli, alacaklısı … ve borçlusu … olan bononun İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında; 05.12.2008 keşide ve 01.01.2013 ödeme tarihli, 167.915,52-TL Bedelli, alacaklısı … ve borçlusu … olan bononun İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında icra takibine konulduğu, tüm bonolar üzerinde teminat senedi olduklarına dair herhangi bir kayıt bulunmadığı anlaşılmaktadır. Kambiyo senedi niteliğinde olan bono, düzenlenmesine esas teşkil eden temel ilişkiden bağımsız, karşı edimin ödenmesi şartına bağlanamayan, kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi taahüdünü içeren mücerret (soyut) bir borç ilişkisini ifade etmektedir. Kambiyo senetlerinde soyutluk prensibinin en önemli işlevi ispat açısından kendisini gösterir. Buna göre, bir kambiyo senediyle borç altına giren kimse, borçlu olmadığını iddia ediyor ise bu hususu ispat etmekle yükümlüdür. Bu kapsamda bononun teminat için verildiği iddiasının, yazılı delille kanıtlanması gerekmektedir. Eldeki davaya konu bonoların bir kısmı nakden, bir kısmı ise malen kaydını içermektedir. Nakden kayıtlı bonolar yönünden teminat iddiası bakımından ispat yükü, yukarıda açıklandığı üzere teminat iddiasını ileri süren davacı taraf üzerindedir. Malen kayıtlı bonolar yönünden ise bonodaki bu kayıt, davacı tarafça teminat için verildiği, davalı tarafça da borç para karşılığı alındığı ileri sürülerek her iki tarafça da talil edilmiştir. Bonodaki malen kaydını her iki tarafın talil etmesi durumunda da ispat yükü yer değiştirmemekte olup, yine davacılar bonoların teminat için verildiğini yazılı delillerle kanıtlamak zorundadır. Ancak davacılar tarafından bu hususta herhangi bir yazılı delil ibraz edilmemiştir. Davalıların bonoların kendilerinde bulunmadığı yönündeki beyanları ikrar olarak kabul edilemeyeceği gibi, dosyada delil başlangıcı niteliğinde bir kayıt veya belge de bulunmadığından, davacıların uyuşmazlık miktarı itibariyle tanık deliline dayanmaları da mümkün değildir. Diğer yandan davacı … tarafından aynı nitelikteki bonoya dayalı olarak davalı … aleyhine açmış olduğu davada İstanbul 22. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/74 esas sayılı dosyasında teminat iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup, kararın davacı vekilince temyizi üzerine Yargıtay 11. HD’nin 2013/10535 esas 2014/1147 karar sayılı ilamıyla hükmün onamasına karar verilerek kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Asıl ve birleşen davada davacılardan alınması gereken 161,40-TL (80,70+80,70) istinaf karar harcından, peşin alınan 88,80-TL (44,40+44,40) harcın mahsubu ile bakiye 72,60-TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, Davacılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 03/03/2022