Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2030 E. 2019/1581 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2030
KARAR NO : 2019/1581
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/07/2019
NUMARASI : 2019/518 E.-2019/846 K.
DAVA: Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/12/2019 (10/01/2020 yazım tarihli )
Davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı şirket vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin Bakırköy ….İcra Dairesinin …. sayılı dosyasında alacaklı olup ,borçlu … ait bulunan karşı yan olarak gösterilen şirkette 2200/20000 hissenin satışının talep edildiğini ve İcra Dairesince satışın hangi usulle yapılacağının İcra Hakimliğinden sorulduğunu ,İcra Hukuk Mahkemesinin İİK nun 121.maddesi uyarınca yetki belgesi verilmek suretiyle satışın yapılmasına karar verdiğini şirket hisselerinin iştirak halinde olmadığını,mahkemenin kesin kararı nedeniyle bu davayı açmak zorunda kaldıklarını anonim şirket hisseleri için İİK 121.m. hükmünün uygulanamayacağı ve İİK 94.m. uyarınca menkul satış hükümlerine tabi şekilde satış işlemlerinin gerçekleştirilebileceği yönünde karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, iş bu davanın İcra Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiği, yasa gereği bu Mahkemede görülemeyeceği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dosyada vekaletnameleri bulunmasına rağmen gerekçeli karar başlığında gösterilmemiş olmalarının , müvekkili lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinin ve davalı şirketin hissedarları arasında … de bulunmasına rağmen davalı olarak gösterilmediğini, dolayısıyla taraf teşkilinin sağlanmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Davaya konu uyuşmazlık haczedilen anonim şirket hisselerinin satışı talebine ilişkindir. Dosya da hisselerin senede bağlanıp bağlanmadığı hususunda bir bilgi yoktur.TTK nun 133(2) maddesinde (madde başlığı ortakların kişisel alacaklısıdır.) alacaklının ” tüm sermaye şirketlerinde senede bağlanmış veya bağlanmamış payların İİK nun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilerek, paraya çevrilmesini isteyebilecekleri düzenlenmiştir. Şirket hisselerinin haciz talebi üzerine yapılacak işlemler İİK nun 94.maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiş olup; bu maddede satışın menkul hükümlerine göre yapılacağı tekrar edilmiştir. İcra Dairesin de satışların hangi usulle yapılacağı yine İİK da düzenlenmiş olup ;İİK 94 ve 121 .maddelerinde şirket hisselerinin hangi usulle satılacağının İcra Hukuk hakimince belirlenmesi gerekmektedir.TTK da şirket hisselerinin haczi yukarıda yazıldığı üzere genel hükümler de düzenlenmiş olup şirket hisselerinin haczi ve satışı aşamasında Ticaret Mahkemelerine hiç bir görev verilmemiştir. 6102 sayılı kanunun yürürlüğü ile birlikte TTK nun 249(1) maddesin de sadece kollektif şirketlere münhasır olmak üzere alacaklıya fesih davası açma hakkı muhafaza edilmiştir.Anonim şirket hisse hacizlerinde böyle bir yol bulunmadığı gibi davacı vekili elde ki davayı İcra Hukuk Mahkemesinin kesin kararı nedeniyle açmak zorunda kaldıklarını karşı yandan vekalet ücreti talep etmediklerini dilekçesinde beyan etmektedir. Yasal düzenlemeler yukarıda yazıldığı üzere açık olup İcra Daireleri İİK nun 13.maddesi uyarınca İcra Hakiminin daimi denetim ve gözetimi altındadır. İcra dairelerinin kanuna uygun olmayan işlemleri şikayet yoluna tabiidir.Somut olay da ;elde ki dava şirket haczedilen şirket hissesinin satışının talep edilmesi nedeniyle İcra Memurunun İcra Hakiminden görüş sorması üzerine “şirket hisselerinin İİK nun 121.maddesi uyarınca alacaklının İcra Mahkemesinden alacağı yetki ile ticaret mahkemesinde şirket hisselerinin satışı için dava açabileceği anlaşıldığından ,alacaklı vekiline yetki belgesi verilerek satışın gerçekleştirilmesi hususunda “karar verildiği anlaşılmakla birlikte, Ticaret Mahkemesinde ne davası açılacağı da belirlenmemiştir. Açılacak bir dava bulunmadığı gözetildiğinde elde ki dava da Ticaret Mahkemesince ortada çözümlenecek somut bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı vekilinin satışa hangi hükümlerin uygulanacağının belirlenmesine yönelik isteği ise şikayet mercii ticaret mahkemesi olmadığından yasal bir dayanağı yoktur. Bu nedenlerle ilk derece mahkemesince yasal düzenlemeler gereği satış usulunün belirlenmesi Ticaret Mahkemelerin görev alanında kalmadığından istemin reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmayıp ; İcra Dairesinin İcra Hukuk Mahkemesinden görüş istenmesi üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmakla ve verilen hüküm ile davacı tarafın davada haksız çıkmadığı anlaşılmakla davalı şirket vekilinin vekalet ücreti takdir edilmemesine ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.Ayrıca davada taraf gösterilmeyen anonim şirket ortağı bulunduğu ileri sürülmekte ise de ihtilafa dahil olmayan ,esasen bir konusu da bulunmayan elde ki dava da anonim şirket hissedarlarının gösterilmediği ,eksik hasım ile davanın görüldüğü iddiaları dinlenebilir değildir.Bununla birlikte davalı safında gösterilen … San. Ve Tic. A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiği ve 18.07.2019 tarihinde dosyaya vekaletname sunulduğu halde, davalı şirket vekilinin gerekçeli karar başlığında gösterilmemiş olması maddi hata niteliğinde olduğundan mahallinde her zaman düzeltilmesi mümkün görülmüş,yukarıda açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı ….A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b/1 gereği ESASTAN REDDİNE,Davalı şirket tarafından yatırılan 44,40- TL peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/12/2019