Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2026 E. 2022/329 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2026
KARAR NO: 2022/329
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/06/2017
NUMARASI: 2016/300 Esas 2017/563 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/03/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davacının … Ltd. Şti’nin yetkilisi olduğunu, şirket adına davalıdan 13/12/2013 tarihinde … marka … plakalı aracın satın alındığını , kızı ile birlikte araç ile 09.02.2014 tarihinde seyir halindeyken aracın direksiyonunun kilitlendiğini ve hayati tehlike atlattıklarını, yanında bulunan kızının da büyük bir şok yaşadığını, ölümle sonuçlanabilecek bu vakadan dolayı psikolojik olarak çok kötü etkilendiklerini,direksiyon kilitlenmesi ile birlikte ayrıca araç ekranında hava süspansiyon arızası ile ilgili uyarı mesajı geldiğini ve kapı kolunun bozulduğunu ,aracın davalıya teslim edilerek ayıpsız yenisi ile değiştirilmesinin talep edildiğini, davalı tarafından araçtaki arızaların neden kaynaklandığı konusunda bilgi verilmeden aracın onarıldığını, İstanbul Anadolu 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/16 D. İş sayılı delil tespiti dosyasında, araçta meydana gelen arızanın aracın imalatından kaynaklandığı ve aracın gizli ayıplı olduğunun tespit edildiğini belirterek, 100.000-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkili şirketin araçla ilgili ayıp iddiası sebebiyle ayıba karşı garanti yükümlülüğü bulunmadığı, kaza tehlikesi sebebiyle müvekkili şirkete husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu araçta açık veya gizli bir ayıp bulunmadığını, aracın direksiyonunu kilitlenmediği, ancak manevra kabiliyetini yitirecek derecede sertleştiğinin tespit edildiğini, buna sebep olan yerinden çıkan şase kablosunun yerine takılmasıyla arızanın giderildiğini,manevi tazminat talebinin yasal koşullarının oluşmadığını, müvekkilinin hukuka aykırı bir fiilinin bulunmadığını,zarar ve kusuru davacının ispatlaması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; muris davacının dava sırasında vefatı üzerine mirasçılarının davaya devam ettikleri, iddia olunan araç arızası nedeniyle yaşanan olayın, murisin TBK 58/1 ve TMK 23. maddelerindeki düzenlemelere göre kişilik haklarını ihlal edici nitelikte bulunmadığı, manevi tazminata hükmedilirken şahsiyet haklarına hukuka aykırı şekilde bir saldırının varlığının aranması gerektiği, burada kişinin bedensel, ruhsal ve sosyal varlığına yönelik bir saldırının söz konusu olmadığı,manevi tazminatın yasal şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacılar vekili; dava konusu araçta can güvenliğini tehlikeye sokacak nitelikte imalattan kaynaklanan gizli ayıp bulunduğunu, aracın müvekkilinin kullanımında iken direksiyonunun kilitlenmesi sonucunda müvekkili ve yakınının hayati tehlike atlattıklarını, delil tespiti dosyasında araçta imalat hatası bulunduğunun tespit edildiğini, davalı tarafın aracın direksiyonunun kilitlendiğinin ve seyir güvenliğinin ortadan kalktığının ikrar edildiğini, müvekkili ve çocuğunun kaza tehlikesi geçirmesinin manevi zarara neden olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; ticari satıma konu araçta yaşanan direksiyon kilitlenmesi arızası nedeniyle kaza tehlikesi geçirmesi nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.Somut olayda; davalıdan satın alınan, aracın murisin kullanımında olduğu sırada direksiyon kilitlenmesi tabir edilen arıza sonucunda araçta bulunan muris ve kızının kaza tehlikesi atlattıkları, ancak herhangi bir yaralanmanın söz konusu olmadığı, delil tespiti raporunda belirtildiği üzere, aracın direksiyon motoru şase kablosu ile süspansiyon modülünden kaynaklanan arıza sonucunda direksiyonunun kilitlendiği, söz konusu ayıbın imalattan kaynaklanan gizli ayıp niteliğinde olduğu ve arızanın olay sonrasında onarılarak giderildiği, davalı tarafın direksiyonun manevra kabiliyetini yitirecek derecede sertleştiğinin tespit edildiğini kabul ettiği anlaşılmaktadır. Hukukumuzda ; manevi tazminat verilecek olgular sınırlanmıştır.Manevi tazminat verilecek haller ,kişinin ve ailenin onur ve saygınlığına yönelik suçlar,kişilik değerlerinin zedelenmesi ,bedensel zarar ve öldürme ile kişilik haklarının zedelenmesi halleri ile sınırlıdır. HMK 114/2 gereği haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler ,kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hallerinde de uygulanır. Manevi zarar ; kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir.Duyulan acı ,çekilen ıstırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir.TBK 56.gereği bedensel zarar halinde manevi tazminat ödeneceği öngörülmüş ise de ;bedensel zarar sözkonusu olmadığı, davalı tarafından satışı yapılan aracın ayıplı olması akde aykırılık olarak değerlendirilse de, salt bu durumun davacının kişilik haklarına saldırı olarak kabulüne olanak yoktur. Bu nedenle manevi tazminat talep koşulları oluşmadığından, davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, istinaf nedeni yerinde olmayan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 49,30-TL harcın davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan 12,50-TL posta masrafının davacılardan alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/03/2022