Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2024 E. 2022/364 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2024
KARAR NO: 2022/364
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/06/2019
NUMARASI: 2016/487 Esas 2019/501 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/03/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirketin, davalı ile aralarında taşıma ve depolama sözleşmesi bulunan ve davaya konu icra takibine ilişkin hizmet veren ve dayanak belgelerin düzenleyicisi olan … A.Ş’yi, tüm aktif ve pasifleriyle birlikte devraldığını, birleşmeyi takiben alınan genel kurul kararı ile de şirketin unvanının … AŞ olarak değiştirildiğini, münfesih … ile davalı arasında biri 06/04/2015 tarihli depolama ve dağıtım sözleşmesi, diğeri 18/12/2014 tarihli nakliye sözleşmesi olmak üzere iki ayrı sözleşme akdedildiğini, bu sözleşmeler kapsamında yürüyen ticari ilişkiden doğan parasal işlemlerin de taraflarca karşılıklı olarak cari hesaplarda takip edildiğini, 06/04/2015 tarihli sözleşmenin davalı tarafından 01.10.2015 tarihli ihbarname ile feshedildiğini, feshedilen sözleşmenin ilgili maddesine göre taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan ticari ilişkinin de 14.11.2015 tarihi itibariyle sona erdiğini, davalının, müvekkili nezdindeki cari hesabının 26.11.2015 tarihli bakiyesinin müvekkili lehine 115.063,69 TL olduğunu, bu miktarın içerisinde yer alan ve müvekkilinin vadesi geçen alacak miktarı olan 107.317,59 TL’nin zamanında ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının takip miktarının bir kısmını ödediğini, bir kısmına ise itirazda bulunduğunu, itiraz edilen kısım için müvekkili tarafından açılan İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/220 esasına kayıtlı itirazın iptali davasının halen derdest bulunduğunu, bahsedilen 115.063,69 TL alacak içerisinde olmasına rağmen sözleşme gereği vadesi henüz dolmadığı için takip dışında bırakılan ve 18/12/2014 tarihli nakliye sözleşmesi kapsamında verilen taşıma hizmetlerine ait 16/11/2015 tarihli faturaya ilişkin 5.789,20 TL, 23/11/2015 tarihli faturaya ilişkin 1.956,91 TL ile yine söz konusu sözleşme kapsamında verilmiş olan hizmete ait ve söz konusu bakiye içinde bulunmadığı için takip dışında kalmış olan 30/11/2015 tarihli faturaya ilişkin 9.958,14 TL olmak üzere toplam 17.704,25 TL alacağın ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazlarının haksız olduğunu belirterek, davalının takibe yönelik itirazının 17.180,96-TL’lik kısmının iptali ile davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davalının müvekkiline depolama, dağıtım ve taşıma hizmeti verdiğini, taraflar arasındaki depolama ve dağıtım sözleşmesinin müvekkili tarafından sözleşmeye uygun olarak feshedildiğini, müvekkili şirketin davacıya borcunun bulunmadığını, davacı tarafından, taraflar arasındaki sözleşmenin feshinden sonra çeşitli tarihlerde haksız, dayanaksız gerçeğe ve hukuka aykırı olarak kesilen bir kısım faturalara yasal süresi içerisinde davacı tarafa iade edilerek itiraz edildiğini, sözleşmenin fesih tarihi olan 14/11/2015 tarihinden sonra düzenlenen bu faturaları kabul etmediklerini, davacının sözleşmenin 5.1.2. maddesinden kaynaklı yükümlülükleri nedeni ile müvekkili tarafından kesilen fatura bedelini de ödemeyerek buna itiraz ettiğini, buna ilişkin her türlü talep haklarını saklı tuttuklarını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine %40’tan az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı tarafından, devralmış olduğu şirket ile davalı arasında akdedilen sözleşme uyarınca düzenlenen toplam 3 faturadan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, söz konusu faturaların her iki tarafın usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinde kayıtlı oldukları, bu kapsamda HMK’nın 222. maddesi uyarınca fatura konusu alacağın varlığı hususunda bir ihtilaf kalmadığı, ihtilafın, bilirkişi raporunda faturalar nedeniyle yapıldığı söylenen ödemeler noktasında toplandığı, her ne kadar ikinci mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen kök ve ek raporlarda, davalı tarafından yapılan 17.530,86 TL ödeme nedeniyle davacının alacağının kalmadığı yönünde tespit yapılmış ise de, ilk bilirkişi tarafından düzenlenen kök rapor ve son rapora göre söz konusu ödemelerin davacı tarafından daha önce düzenlenen ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı olan fatura bedellerinden mahsup edildiği, dolayısıyla bu davanın konusu olan icra takibinde talep edilen üç fatura bedeli için yapılmış bir ödeme olmadığı ve davacının bu faturalar kadar alacaklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı vekili; müvekkili şirket ticari kayıtlarına göre müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının ticari kayıtlarında müvekkilinin 17.180,96-TL ödemesinin kayıtlı olduğunu, bilirkişi raporlarında da davacının alacaklı olmadığının belirtildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 6.3 maddesine göre müvekkili tarafından kesilen faturaların öncelikle cari hesaptan düşülmesi gerektiğini, ancak mahkemece alacağın mahsubuna ilişkin bu hükmün yok sayıldığını, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacıya davaya konu meblağın banka havalesi ile ödenmiş olduğunu, davacının müvekkili şirketten hiçbir alacağının bulunmadığını, ödenen fatura bedellerinin yanı sıra davacının borcundan mahsup edilen fatura bedellerinin de mahkemece dikkate alınmadığını, bu nedenle müvekkili aleyhine icra inkar tazminatı ile karşı vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taşıma hizmeti nedeniyle düzenlenen faturalara dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında imzalanmış olan depolama, dağıtım ve taşımaya ilişkin iki sözleşme kapsamında, davacının birleşme yoluyla devraldığı … tarafından davalıya taşıma hizmeti verildiği, davacının cari hesabında bulunan vadesi geçmiş 107.317,59 TL’nin tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalının takibe yönelik kısmi itirazının iptali için İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/220 esasında dava açıldığı, nakliye sözleşmesi kapsamında verilen taşıma hizmeti nedeniyle düzenlenen 16/11/2015 tarihli 5.789,20-TL, 23/11/2015 tarihli 1.956,91-TL ve 30/11/2015 tarihli 9.958,14-TL olmak üzere toplam 17.704,25-TL alacağın tahsili için takibe yönelik itiraz üzerine de 17.180,96-TL üzerinden işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Tarafların usulüne uygun tutulmuş ticari defter kayıtlarından; davacı tarafından düzenlenmiş takip ve dava konusu her üç faturanın da davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalıya faturalar konusu taşıma hizmetinin verilmiş olduğunun kanıtlandığı, davalının takip dayanağı faturalara yasal süresinde yapılmış bir itirazının bulunmadığı, davalı tarafından söz konusu faturalara istinaden düzenlenmiş iade faturalarının davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı defterlerindeki 20.02.2016 tarihli ödeme kaydı gelen havale olarak kayıtlı olsa da, söz konusu kayıt virman kaydı niteliğinde olup davacının başka hesabında alacağın mevcut olduğu ve takip edildiği, nitekim davalının da bu tarihli bir ödeme iddiası bulunmadığı gibi ödemenin yapıldığına dair de herhangi bir delil sunulmadığı, dava konusu faturalardan sonra davalının toplam 17.530,66-TL ödemesinin bulunduğu, ancak bu ödeme toplamının davacının takip sonrası düzenlediği dört adet fatura toplamı olan 15.655,29-TL’yi birebir karşıladığı, bu nedenle söz konusu ödemenin dava ve takip konusu olmayan bu faturalara yönelik olduğunun kabulünün gerektiği, bu durumda davacının takip konusu faturalar tutarı kadar alacaklı olup, davanın ise 17.180,96-TL alacak istemiyle açıldığı anlaşılmakta olup, mahkemece davacının talebiyle bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Diğer yandan takip konusu fatura alacağı likit olup davalının da itirazında haksız olması nedeniyle davacı yararına icra inkar tazminatı ile vekalet ücretine hükmedilmesi de yerindedir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 1.173,63-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 293,47‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 880,16‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 20-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/03/2022