Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/2016 E. 2019/1457 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2016
KARAR NO : 2019/1457
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2019
NUMARASI : 2019/27 Esas-2019/704 Karar
DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/11/2019
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka müşterilerinden olup TR …. IBAN numaralı hesap sahibi olduğunu, bu hesaba bağlı iş cep uygulamasından 03.05.2018 tarihinde müvekkilin bilgisi ve talimatı dışında 10.000- TL ve 20.000- TL olmak üzere toplamda 30.000- TL iki ayrı kişiye EFT çıkışı yapıldığını, davalı bankanın garanti kapsamında korumakla yükümlü olduğu hesaptan güvenlik tedbirlerindeki eksiklikler nedeni ile müvekkilinin zararına sebep olduğunu, zararın giderilmesi için 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 17 ve 6102 sayılı 5/A maddesi uyarınca İstanbul Anadolu Arabuluculuk Merkezine başvuru yapıldığını, 2019/56 arabuluculuk dosya numarası üzerinden yapılan görüşmelerde sonuç alınamadığını belirterek, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile; dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte 30.000- TL’nin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, müvekkili bankanın Genel Müdürlük birimlerine 03.05.2018 tarihinde müvekkil banka sesli yanıt sistemine (IVR) gelen bildirime istinaden 667147 numaralı müvekkili banka müşterisi davacı …’nın güvenlik sorularını yanıtlayamaması nedeniyle hesapların ivedi olarak banka tarafından incelendiğini, aynı tarihte hesabından iş cep (internet uygulaması) aracılığı yapılan işlemler için hemen … A.Ş. ile irtibata geçilip, 20.000-TL’lik EFT’nin çekildiğinin öğrenildiğini, 10.000-TL’nin ise çekilmesinin müvekkili banka tarafından engellendiğini, davacının bankanın çağrı merkezine ulaştığı ve yapılan görüşmede olay tarihinde (0535) 281 36 84 numaralı telefondan arayan ve sigorta prim iadesi yapacağını belirten şahıslarla bilgilerini paylaşması sonucunda dolandırıcılığa maruz kaldığının öğrenildiğini, kişisel saldırılara karşı korunmak için önlem alma veya almama eylemi tamamen davacının insiyatif ve sorumluluğunda olduğunu, böyle bir durumda müvekkili bankaya kusur atfedilmesinin hukuka ve hakkaniyete açıkça aykırı düştüğünü belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, tüketici konumundaki davacı tarafından açılan davada, Kanunda “bankacılık ve benzeri sözleşmeler” olarak ifade edilen ve tahdidi olarak sayılmayan bir hukuki işlemine dayanıldığından, davacı, hesabından başka hesaplara bilgisi olmadan yapılan EFT işlemleri nedeniyle uğradığı zararın tazminini talep etmekte olup, tacir sıfatı bulunmadığı ve tüketici konumunda olduğu, taraflar arasındaki arasındaki ilişki ise 6502 sayılı Kanunun 3/1 maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklandığı gerekçesiyle davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan usulden reddine, görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Tüketici Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili;mahkeme tarafından verilen görevsizlik kararında Tüketici Mahkemeleri’nin görevli olduğu belirtilmiş ise de davacı tarafın dilekçesi incelendiğinde davacının Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiil hükümlerine dayandığı ve bu maddelere dayalı olarak davanın görülmesini talep ettiklerini, mahkemenin davacının talebinin dışında davaya tüketici kanununun uygulanması ve dolayısıyla Tüketici Mahkemelerine gönderilmesi gerektiğine ilişkin kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını, Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacının izni ve onayı olmadan davalı bankanın uhdesinde bulunan hesaptan hukuka aykırı eylemle çekilen bedelin tazmini davasıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu iş, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.Dava tarihi olan 16.1.2019 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k bendinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi “tüketici”, 3/ı bendinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem “tüketici işlemi” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde de görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir. Tüketici konumundaki davacı tarafından açılan davada, Kanunda “bankacılık ve benzeri sözleşmeler” olarak ifade edilen ve tahdidi olarak sayılmayan bir hukuki işleme dayanıldığından, davacı, hesabından başka hesaplara bilgisi olmadan yapılan EFT işlemleri nedeniyle uğradığı zararın tazminini talep ettiği, davacının tacir sıfatı bulunmadığı ve tüketici konumunda olduğu, taraflar arasındaki arasındaki ilişki ise 6502 sayılı Kanunun 3/1 maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklandığı ,göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olduğundan re’sen incelenmesi gerekmektedir.Davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevli olduğundan davalı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmemiş ,istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsup edilmesine başkaca harç alınmasına yer olmadığına,İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere. oy birliği ile karar verildi.21/11/2019