Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/198
KARAR NO: 2022/1861
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/11/2018
NUMARASI: 2017/696 Esas – 2018/1040 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/12/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili,müvekkili şirketin 13.04.2009 tarihli komisyon anlaşması gereği davalının Ermenistan’da yapacağı proje için iş sahibi ile aralarında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlanmasına aracılık ettiğini, bu ticari simsarlık ( tellallık) hizmeti nedeniyle davalı firma sahibi arasında bir sözleşme akdedildiğini, bu sözleşmenin 4. maddesi gereği müvekkili firmaya 46.000-euro ticari simsarlık/tellallık hizmeti bedeli ödemeyi taahhüt ettiğini, bu bedel için davalı şirkete 31.08.2009 tarih ve … nolu fatura gönderdiğini, faturaya istinaden davalı şirketin 2.11.209 tarihinde 20.000-TL,09.12.2009 tarihinde 20.000-TL, 30.12.2009 tarihinde 15.000-TL,4.2.2010 tarihinde 5.000-TL,1.4.2010 tarihinde 10.000-TL, 3.11.2010 tarihinde 10.000-TL, 05.11.2010 tarihinde 8.964,98-TL toplamda 88.964,98-TL ödeme yaptığını, ancak davalı firma ile müvekkili şirketle 16.585,72-euro alacağının kaldığına dair mutabaka vardıklarını, müvekkili şirketin bu alacak gereği Beyoğlu … Noterliğine ait … yevmiye nolu ihtarname gönderdiğini, müvekkili şirket bakiye alacağını tahsili için Büyükçekmece … İcra Dairesinin … esas sayılı dosya ile takip başlattığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu, belirtilen nedenlerle davalının itirazının iptali ve takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 4. Maddesine göre müvekkili şirket işveren konumunda olan firmadan aldığı ödeme yüzdeleri oranında davacı şirkete ödeme yapacağını, bu şirketin herhangi bir nedenden dolayı ödeme yapmaması halinde, müvekkili şirket temsilci konumundaki davacı şirkete ödeme yapmayacağını, açıklanan nedenlerle, davanın zamanaşımı ve davacının haksız olması nedenleriyle reddine, takibin kötü niyetli olarak yapılmasından dolayı alacağın %20 oranında tazminata hükmedilerek, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacı firmanın 13.04.2009 tarihli komisyon anlaşması gereği, davalının Ermenistan’da yapacağı proje için, iş sahibi ile aralarında sözleşme kurulması imkanının hazırlanmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve davacının bu ticari simsarlık hizmeti çerçevesinde taraflar arasında bir sözleşme akdedildiği,sözleşmede, ‘Temsilcinin hizmetleri mukabili şirketin toplam 46.000-Euro ödeyeceği, ödeme ise şirketin Natfood’dan aldığı ödeme yüzdeleri oranlarında olacağı, Natfood herhangi bir nedenle ödemeleri durdurması veya yapmaması halinde şirketin aynı şekilde temsilciye ödemelerini yapmayacağının” kararlaştırıldığı, davalı firmanın simsarlık hizmeti nedeniyle 13.09.2009 tarihli sözleşmenin 4.maddesi gereği davacı firmaya 46.000-euro ticari simsarlık/tellallık hizmeti bedeli ödemeyi taahhüt ettiği, simsarlık bedeli için, davalı şirkete 31.08.2009 tarih ve … no.lu 126.496-TL tutarlı faturayı düzenlediği ve faturanın davacı ve davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edildiği, yine davalı şirket tarafından, 31.08.2009 tarih ve … no.lu 126.496-TL tutarlı fatura çerçevesinde davacı şirkete 88.964,98-TL tutarlı ödeme yapıldığı, dolayısıyla davacı şirketin fatura kapsamında davalı şirketten (126.496-TL -88.964,98-TL=) 37.531,02-TL alacaklı olduğu, davalı şirket tarafından 09.08.2011 tarihi ile 22.01.2013 tarihleri arasında davacıya gönderilen mutabakatlarda, bakiye 37.531,02-TL (16.585,72-euro) davacı şirkete borçlu olduğu konusunda mutabakat talep ettiği, davacının da mutabakatını bildirdiği anlaşılmakla borç ikrarı niteliğindeki mutabakat belgesine üstünlük tanınarak davacı tarafın 16.585,72-Euro alacak talebinde haklı olduğu sonucuna varılarak davanın kabulüne, Büyükçekmece … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına,asıl alacağın takip tarihindeki TL kur karşılığının 10.681,20-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, dava konusu 13.04.2009 tarihli sözleşmenin 4. maddesi ile açıkça Natfood firmasının herhangi bir nedenle ödemeleri durdurması veya yapmaması halinde müvekkili şirketin de, davacıya ödeme yapmayacağı düzenlendiğini, 18.02.2018 tarihli bilirkişi raporu ile de tespit edildiği ancak bu hususun mahkemece değerlendirilmediğini, 4. maddeden tarafların belli komisyon oranı üzerinde de anlaşmaya vardıklarını, davacı şirketin müvekkili şirkete düzenlediği 31.08.2009 tarihli … numaralı 126.496-TL fatura bedeli, müvekkil şirketin … firması ile üzerinde anlaşmaya varmış olduğu 2.578.000-Euro sözleşme bedeli üzerinden %1,93 komisyon oranı ile hesaplanan 50.000-euro’nun 2,14 TL’lik kur üzerinden hesaplanan komisyon bedeli olduğu ne var ki, müvekkil şirket … şirketinden olan alacağının tamamını tahsil edemediğinden, sözleşmenin 4. Maddesine göre davacı şirketin de, düzenlediği faturanın tamamını tahsil etme hakkı doğmadığını, müvekkili şirket tarafından TFOOD şirketinden 2.106.425-Euro tahsil edildiğinden, davacı şirketin müvekkili şirketten alacağı %1,93 komisyon oranı ile hesaplanan 40.654-Euro komisyonun fatura tarihi olan 31.08.2009 tarihindeki 2,14-TL kur üzerinden karşılığı olan 86.999,56-TL olduğunu, müvekkili şirket de, bu miktarı, davada sübut bulduğu üzere, 88.964,98-TL ödemek suretiyle fazlasıyla ödediğini, müvekkilin davacıya hukuken de matematiksel olarak da hiçbir borcu olmadığını, zira, davacı şirket TL cinsinden fatura düzenlediğini ve müvekkili şirketin TL cinsinden yapmış olduğu ödemeleri hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürmeden kabul ettiğini, TL cinsinden fatura düzenleyen ve kurdaki artış nedeniyle kur farkından kaynaklanan fazla miktarı bir ihtirazi kayıt sunmak suretiyle talep etmeden TL cinsinden yapılan ödemeleri kabul eden davacının artık euro cinsinden alacak talep etme hakkı olmadığını,davacı tarafın düzenlediği 126.496-TL’lik fatura bedelinden müvekkili şirketin toplamda ödediği 88.964,98-TL’yi çıkarttığını, sadece basit bir matematiksel hesap yapmakla yetinerek hiçbir hukuki inceleme yapmadan müvekkili şirketin itiraz ve beyanlarını karşılamayan bir gerekçeli karar oluşturduğunu, kararın kaldırılarak davanın reddine, icra takibinin iptaline karar verilmesini, kararın kaldırılması gerektirdiğini ileri sürülerek, kararın kaldırılmasına, İstanbul BAM 12. Hukuk Dairesi 2017/395 Esas 2017/378 Karar sayılı ilamının zamanaşımı süresinin dolmadığına ilişkin kısmından dönülmesine, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Taraflar arasında varlığı ihtilafsız olan 13.04.2019 tarihli sözleşme ile, davalı şirketin davacıyı davacıyı temsilci tayin ettiği, bu anlaşmanın temsilciyi hiçbir amaçla şirketin çalışanı, ortağı vs. kılmayacağı, temsilcinin iş bu anlaşma kapsamında işçilik alacağı talep edemeyeceği, komisyonun, temsilcinin hizmetleri kapsamında 46.000-Euro ödeneceği, ödemenin davalının yurtdışı şirketten alacağı aldığı ödeme yüzdeleri kadar olacağı, … herhangibi bir şekilde ödeme yapmaması durumunda şirketin aynı şekilde ödemeleri yapmayacaktır.” şeklindedir.Davalıda sözleşmenin bu hükmüne dayalı olarak davacıya aldığı tahsilatları ödediğini başkaca borcu kalmadığını savunmaktadır. Ancak tarafların incelenen ticari defterlerinde; sözleşmenin bu hükmüne rağmen davacı 50.000-Euronun 2.1440-kurdan 31.08.2009 tarihli faturayı düzenleyereke davalıya teslim etmiş davalı da faturaya itiraz etmeden ticari defterlerine kayıt etmiş ve 2009 ve 2010 yıllarında bu faturaya mahsuben 88.964.98-TL ödeme yapmış bulunmaktadır.Akabinde, 31.10.2012 tarihinde yine davalı tarafından istenilen mutabakat ile 30.09.2012 tarihi itibariyle aynı miktar -37.449,42-TL için davalı tarafından mutabakat istenilmiş, euro- 2.2754 -mutabıkız cevabı verilmiştir. 22.01.2013 tarihinde 31.12.2012 tarihi itibariyle -37.449,42-TL borç bakiyesi bulunduğu bildirilerek davalı tarafından davacıdan mutabakat istenmiş davacı bu talebe 31.08.2009 tarihli fatura 50.000-euro bedelden ödemeler düşülerek 17.505-Euro alacaklı olduğu -mutabıkız denilerek yanıt verilmiştir. 2015 ve 2016 yıllarında bu kaz davacının taleplerine cari hesap bakiyesinin -sıfır olduğuna ilişkin yanıt verilmiştir. Davalı vekilinin mutabakatların şirket yetkilisi tarafından yapılmadığına yönelik itirazları var ise de mevcut durumda mutabakatın davalı şirket tarafından talep edildiği ,yetkisi dahilinde şirket çalışanı tarafından yapıldığı esasen mutabık olunan borç tutarının davalının ticari defterlerinde aynen kayıtlı olduğu gözetildiğinde mutabakatların geçersiz olduğuna yönelik istinaf nedeni yerinde bulunmamıştır.Sözleşmede hizmet bedeli olarak 46.000-euro kararlaştırılmasına rağmen 50.000-Euro bedelle düzenlenen faturayı itirazsız alan davalının ticari defterlerine kayıt ettikten, iki yıl boyunca kısmi ödemeler yapıp akabinde mutabakat istediği anlaşılmakla artık sözleşmedeki bedeli ve ödemedeki geciktirici şartı değiştirdikleri, bu suretle borcun varlığının kabul edildiği aşamadan sonra proje sahibinden ödeme almamaları nedeniyle sorumlu olmadıklarına yönelik savunmaları çelişkili davranış yasağına girdiğinden hukuken korunamaz.Diğer yandan davalı vekili alacağın TL ye çevrildiğini artık yabancı para olarak istenemeyeceğini istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 99. maddesi uyarınca, konusu para olan borç ülke parasıyla ödenir. Ancak ödemenin ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödenmesi kararlaştırılmış ise alacaklı, ödemenin bu para birimiyle veya ülke para birimiyle ödenmesini istemede seçimlik hakka sahiptir. Ancak yenilik doğurucu nitelikteki bu hakkın kullanılmasıyla birlikte hakkı kullanan kişi bu kararından geri dönemez. Bu kapsamda somut olayda taraflar arasında düzenlenen sözleşmede ücret euro üzerinden kararlaştırılmıştır. Fatura TL üzerinden düzenlenmiş ise de faturada açıkça 50.000-euro- 2.1440-kur olduğu açıkça yazılmıştır. 30 Ocak 2013 tarihli ihtarnamede de açıkça 37.531,02-TL (17.505,13-Euro) alacak talep edilmiş ve akabinde davacı vekili başlattığı icra takibi , yabancı para cinsinden başlatılarak yabancı paranın ödeme tarihindeki Türk Lirası karşılığına hükmedilmesini talep ederek seçimlik hakkını bu yönde kullanmıştır. Bu nedenle davacının seçimlik hakkını Türk Lirası yönünde kullandığı ,yabancı para talebinde bulunamayacağına ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.Sözleşme ile yabancı para olarak kararlaştırılan ücrete karşılık olmak üzere yapılan TL ödemelerin yapıldığı gündeki euro karşılığı bulunarak kalan asıl alacağın 16.585,72-euro olarak hesaplanması doğru olduğu, ancak işlemiş faiz hesabı bakımından yapılan incelemede faturanın davalının ticari deftrelerine kayıt edilmesi muaccel olduğunu göstersede borçlunun temerrüdüne esas alınamayacağı, davacının ödeme ihtarının davalıya 04.02.2013 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarda 10 günlük ödeme süresi verildiği anlaşılmakla temerrüdün 15.02.2013 tarihinde başladığı, temerrüt tarihinde kamu bankalarının euro mevduata fiilen verdiği en yüksek oranın 3,40 -oranda olduğu yıllar itibariyle takip tarihine kadar 3,15 – 3,25 – 3 oranına düştüğü, takip tarihi olan 18.4.2016 tarihine kadar 3 yıl 63 gün işlemiş faize (1.733,86-euro faiz hesaplama tablosu dosyaya konuldu) hak kazandığı halde takip talebinde 4.424,54-Euro işlemiş faiz talep edildiği gözetilmeden işlemiş faize itirazın iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir.Zamanaşımına yönelik istinaf nedeni ise Dairemizin 2017/395 Esas – 2017/378 Karar sayılı ilamında yazılı gerekçelerle yeniden incelenmesi mümkün görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin fahiş hatalı bilirkişi raporuna göre karar verildiğine yönelik istinaf nedeni yerinde görülmekle asıl alacak tutarı 16.585.72-Euro, 1.733,86-euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.319,58-Euro üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken, toplam 21.010,26-Euro üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi doğru değil ise de yapılan hata yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, yeniden karar verilerek davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaline, takibin 18.282,08-Euro üzerinden devamına faiz oranı hususunda bir sözleşme hükmü bulunmadığından asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4.a maddesi uyarınca temerrüt faizi işletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/11/2018 Tarih 2017/696 Esas 2018/1040 Karar sayılı kararın HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulüne, davalının Büyükçekmece … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin asıl alacak tutarı 16.585,72-euro, 1.733,86-euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.319,58-euro üzerinden itirazın iptaline,asıl alacağa takip tarihinde itibaren 3095 sayılı kanunun 4.a maddesi uyarınca %3 ve değişen oranlarda temerrüt faizi işletilerek takibin devamına, fazla istemin reddine,%20 oranda hesaplanan 10.681,20-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” İlk derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 4.073,59-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 1.161,81-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.911,78-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından ödenen toplam 1.191,01-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 168,30-TL posta masrafı, 500-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 668,30-TL yargılama giderinin davanın kabul oranında hesaplanan 582-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafından yapılan 200-TL bilirkişi ücretinin davanın reddi oranında hesaplanan 26-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,kalanın davalı üzerinde bırakılmasına, Davacı lehine takdir olunan 9.200-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı lehine takdir olunan 8.758,70-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” Davalı tarafından yatırılan 1.161,81-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından yapılan 29-TL istinaf yargı giderinin davanın kabul oranında hesaplanan 25-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,kalanın üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafından yapılan 35-TL istinaf yargı giderinin davanın reddi oranında hesaplanan 5-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,kalanın üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/12/2022