Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1977 E. 2022/181 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1977
KARAR NO: 2022/181
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2019
NUMARASI: 2018/410 Esas 2019/211 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/02/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; dava dışı …A.Ş.’ye ait gönderilerin Türkiye’den Amerika’ya taşınması işinin müvekkili şirket tarafından üstlenildiğini, dava konusu emtianın nakliyesinin ise müvekkili şirket tarafından davalı taşıyıcı Türk Havayollarına yaptırıldığını, taraflarca gönderinin İstanbul AHL dan San Francisco Havalimanına havayolu ile San Francisco Havalimanından kara yolu ile Dallas Havalimanına götürülerek alıcıya teslim edilmesi şeklinde taşıma organizasyonu planladığını, müvekkili şirket tarafından bildirilen teslimat adresi için davalı tarafından organize edilen ara taşıyıcı … tarafından … olan taşıma konşimentosu düzenlendiğini ve taşıma organizasyonuna istinaden taşıma senedi düzenlendiğini, THY sorumluluğunda gerçekleştirilen nakliye sırasında dava konusu emtia olan bataryanın hasara uğradığını, bunun üzerine …’ın sigortacısı olan … Sigorta’ya yapılan ihbar neticesinde, sigorta şirketinin …’a ödeme yaptığını, yaptığı ödemeyi müvekkiline rücu ettiğini, işbu rücu talebine istinaden müvekkili tarafından davalıya Kartal …Noterliği 01/11/2017 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile rücu bildiriminde bulunduğunu, müvekkilinin yasal mevzuat kapsamında dava dışı …’ın sigortacısı … Sigortaya 14.786,57-TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin ödediği bedelin asıl sorumlu olan davalıya rücu hakkı doğduğunu ileri sürerek 14.786,57-TL tazminatın 06/03/2018 tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; dava konusu olaya 1999 tarihli Montreal Konvansiyonu hükümlerinin uygulanacağını, davacı tarafından ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, oluştuğu iddia edilen zararın hatalı paketlemeden kaynaklandığından müvekkili ortaklığın hiç bir surette sorumluluğu olmayacağını, bir an için davacının iddiasında haklı olduğu düşünülse dahi, müvekkilinin sorumluluğunun sınırlı olduğunu, davacı tarafından istenebilecek faiz miktarının sınırı aşamayacağını, sınır aşmamak kaydıyla davacı tarafından ancak karar tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; … şirketi tarafından düzenlenen teslim belgesinde hasar kaydı bulunduğu, karayolu taşıma ediminde hasar tespiti olmakla taşıyıcının TTK m.882 gereği brüt kg başı 8.33 SDR ile sorumlu olduğu, 02/10/2017 tarihinde taşıma süreci başladığından o günkü kur itibariyle sorumluluk bedelinin 20.169,93-TL olduğu, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi gereğince sorumluluk dikkate alındığında davacının zararı ödemesi nedeniyle rücu hakkının doğduğu, davalı tarafça her ne kadar emtianın yetersiz ambalajlandığını savunmasına dayanmışsa da bunu ispata yarar delil sunmadığı, davacının davasını ispatladığı gerekçesiyle 14.786,57-TL tazminatın 06/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili; davacının ihbarda bulunma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, mahkemenin dava konusu emtiada meydana gelen hasarın hatalı paketlenmeden kaynaklandığını gözardı ettiğini, taşınan emtinanın niteliğine göre uygun paketleme yapılmadığını, hasar raporunda yer alan fotoğraflardan da açıkça görüleceği üzere emtianın korunaklı olmayan karton kutularda taşındığını, mahkemece ancak karar tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davacı, taşıtanı … şirketi olan emtianın Türkiye’den Amerika’ya yapılacak nakliyesi işini davalıya yaptırdığını, emtianın alıcıya hasarlı teslim edildiğini, zararı tazmin eden dava dışı taşıtanın sigortacısı olan … Sigorta A.Ş.’nin hasar bedeli olan 14.786,57-TL bedeli kendisinden rücuen tahsil ettiğini belirterek bu bedelin davalıdan tahsilini talep etmektedir. Davalı ise, hasarın süresinde ihbar edilmediğini, emtiadaki hasarın paketlenmesindeki hatadan kaynaklandığını belirterek davanın reddini savunmaktadır. Somut olayda dava dışı … firmasına ait emtianın Türkiye’den Amerika’ya taşınması davacı tarafından akdi taşıyıcı sıfatıyla, davalı tarafından fiili taşıyıcı sıfatıyla üstlenilmiştir. Davalı, emtianın havayolu taşımasının ardından varma yerine karayolu ile taşınması organizasyonunu da üstlenmiş olup karayolu taşıması … isimli firmaya yaptırılmıştır. Davalı, havayolu ve karayolu şeklinde tüm taşıma sürecini multimodal taşıma taahhüdü ile üstlenmiştir. … taşımalara ilişkin ülkemizin taraf olduğu konvansiyon bulunmadığından somut olayda TTK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Davalı vekilince müvekkiline süresinde hasar bildirimi yapılmadığı ileri sürülmüştür. TTK’nın 889. maddesi uyarınca “eşyanın zıyaı veya hasara uğramış olduğu açıkça görülüyorsa, gönderen veya gönderilen en geç teslim anına kadar zıyaı veya hasarı bildirmezlerse, eşyanın sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği varsayılır. Bu karine, zıya veya hasarın açıkça görünmemesi ve eşyanın tesliminden sonra yedi gün içinde bildirilmemesi hâlinde de geçerlidir.” Her ne kadar davalı tarafça, süresinde hasar ihbarı yapılmadığı ileri sürülmekte ise de, emtiadaki hasar davalının ifa yardımcısı sıfatına sahip olan ve karayolu taşımasını yapan … firmasının çalışanının da imzasını taşıyan tutanakla tespit edildiğinden tutanağın davalıya süresinde yapılan bildirim yerine geçtiği kabul edilmelidir.Davalı vekili, hasarın emtianın hatalı ambalajlanmasından kaynaklandığını iddia etmektedir. Fakat bu hususta ispat yükü üzerinde olan davalı tarafından hasarın hatalı ambalajlamadan kaynaklandığına dair bir delil ibraz edilmemiştir. Kara taşımasını davalının ifa yardımcısı olan firma yaptığından meydana gelen hasardan davalının sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Diğer taraftan davalının sorumluluğu TTK’nın 882. maddesinde düzenlenen sınırlı sorumluluk ilkesine göre belirlenmesi gerekirse de, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada gerçek zarar bedelinin sınırlı sorumluluk miktarının altında kaldığı anlaşılmaktadır. TBK’nın 168. maddesinde diğerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri, ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağı düzenlenmiştir. Somut olayda da davacının, dava dışı taşıtanın sigortacısına 06/03/2018 tarihinde ödeme yaparak dava dışı taşıtanın haklarına halef olduğundan mahkemece ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 1.010,07-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 253,4‬0-TL harcın mahsubu ile bakiye 756,67‬-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 38,70-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/02/2022