Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1952 E. 2022/96 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1952
KARAR NO: 2022/96
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2019
NUMARASI: 2019/3 Esas 2019/831 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/01/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilince ticari satım nedeniyle cari hesap alacağının tahsili amacıyla davalı hakkında Büyükçekmece İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu, müvekkilinin davalıya mal satışı sonucu alacağın doğduğunu, davalının borcu ödemediğini belirterek, davalının itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; dava şartı olan arabuluculuk şartının yerine getirilmemesi nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, dava konusu ürünlerin tesliminin beğenme koşuluyla satış olarak yapıldığını, müvekkilinin ise iade faturası düzenleyerek ürünleri iade ettiğini, dolayısıyla kabul etmediğini, bu halde taraflar arasında bir satış sözleşmesi kurulduğundan bahsedilemeyeceğini, müvekkili tarafından hiç bir zaman beğenme iradesi açıklanmadığını, dolayısıyla sözleşme kurulmadığını, müvekkili tarafından ödeme yapılmadığı gibi ürünlerin de kullanılmadığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; yasada satım sözleşmesi ani edimli bir sözleşme olarak düzenlenmiş olup, kural olarak alıcı ve satıcının edimlerini aynı anda ifa edeceğinin düzenlendiği, davalı savunmasının aksine satılanın beğenme koşulu ile alındığına ilişkin herhangi bir kanıt sunulmadığı gibi, satılanın en geç 01.07.2018 tarihinde teslim edilmesine rağmen takip tarihi olan 01.11.2018 tarihine kadar davalı tarafından herhangi bir bildirimde bulunulmadığı, davalı tarafından savunulan iade faturasının 26.10.2018 tarihli olduğu, bu durumda satım sözleşmesinin ani edimli olduğuna ilişkin karineden ayrılmayı gerektirir hiçbir delil sunulmaması, muayene ve gözden geçirme için TT”nın 23. maddesinde belirtilen sürelerin çok fazla aşılması, gözden geçirme için gerekli sürenin teslim tarihine göre uzun olması karşısında, satımın beğenme koşulu ile satım olmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davalı vekili;davacı tarafça dava açılmadan arabulucuya başvurulmadığından davanın usulden reddinin gerektiğini, taraflar arasında beğenme koşuluyla satış sözleşmesi kurulduğunu, müvekkiline gönderilen cihazın kurulum ve montajının yapılmamasının da bunu gösterdiğini, henüz beğenme ve sipariş onay şartlarının gerçekleşmediğini, ürünlerin davacıya iade edildiğini, taraflarca ayıp hükümlerine dayanılmamışken bilirkişi raporunda ayıp hükümlerinden bahsedildiğini, bu nedenle raporun hükme esas alınamayacağını, gerekçeli karar ile bilirkişi raporunun çeliştiğini,alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek, kararın kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Ticari davalarda zorunlu arabuluculuğa ilişkin 6102 sayılı TTK’nın 7155 sayılı yasa ile değişik 5/A maddesi 01.01.2019 tarihinde yürürlüğü girmiş olup, işbu dava ise yasanın yürürlük tarihi öncesinde açıldığından, zorunlu arabuluculuğa tabi değildir. Somut olayda; davacı tarafından düzenlenen 27.06.2018 tarih ve 7.479,09-TL tutarlı fatura konusu malların davalıya satışının yapılarak teslim edildiği,faturanın itiraz edilmeden davalı ticari defterlerine kaydedildiği, ancak bedelinin ödenmediği, davalı tarafından düzenlenen 26.10.2018 tarihli iade faturasının davacı ticari defterlerinde kaydının bulunmadığı, iade edilmek istenen malların da davacı tarafından kabul edilmemesi nedeniyle davalı uhdesinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Davalı tarafça satışın TBK’nın 249 ve devamı maddelerinde düzenlenen beğenme koşuluyla satış niteliğinde olduğu ileri sürülmüşse de bu hususu kanıtlayan bir delil sunulmamıştır.Fatura konusu malların satış ve tesliminden itibaren iade faturasının düzenlendiği 26.10.2018 tarihine kadar geçen ve makul süreyi fazlasıyla aşan 4 aylık sürede satılanın beğenilmediğine yönelik olarak davacı satıcıya bildirim yapılmamış olması ve davacının satış faturasının benimsenerek davalı ticari defterlerine kaydedilmesi değerlendirildiğinde satışın beğenme koşuluyla satış niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır.Davalının ayıp iddiası yoktur.Bu nedenle davalı, kendisine satışı yapılan malların bedelinden sorumlu olup,itirazın iptaline ve satım faturasına dayalı alacağın likit olduğu gözetilerek icra inkar tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, istinaf nedenleri yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 510,89-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 172,15-TL harcın mahsubu ile bakiye 338,74-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 45,90-TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/01/2022