Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1948 E. 2019/1375 K. 05.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1948
KARAR NO : 2019/1375
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2018
NUMARASI : 2017/92 Esas 2018/981 Karar
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/11/2019
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde;müvekkili ile davalı şirket arasında 23.10.2013 tarihinde müvekkilinin alıcı ve davalının ise satıcı sıfatı ile, davalının … ilçesi, … Mah. … pafta, … parselde inşa edilecek, … projesinden 13 nolu bağımsız bölümün satışı için “Bağımsız Bölüm Satış Vaadi ve Alacağın Temliki” başlıklı adi yazılı satış sözleşmesi bağıtlandığını, sözleşme konusu işyerinin toplam satış bedelinin KDV dahil olmak üzere toplam 677.000.00-TL olduğunu, müvekkili tarafından sözleşmede kararlaştırılan toplam bedellere mahsuben tüm ödemelerin eksiksiz yerine getirilmesine rağmen taşınmazın teslim edilmediğini, müvekkili tarafından sözleşmenin feshi ve dönme hakkı kullanılarak davalıya ihtarname gönderildiğini, ihtara rağmen toplam 392.000-TL lık ödeme müvekkiline iade edilmediği gibi, vadesi gelmemiş 31.01.2017 vadeli 20.000-TL bedelli, 31.01.2017 vadeli 150.000-TL bedelli, 30.04.2017 vadeli ve 30.000-TL bedelli, 31.07.2017 vade tarihli ve 50.000-TL bedelli, 31.10.2017 vade tarihli 35.000-TL bedelli senetlerin iade edilmediğini beyanla, müvekkili tarafından yapılan 392.000,00-TL nin ödeme tarihlerinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve vadesi gelmemiş toplam 285.000,00-TL lık 5 adet senedin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ile davacı arasında imzalanan 23.10.2013 tarihli … projesindeki gayrimenkul için yapılan Bağımsız Bölüm Satış Vaadi ve Alacağın Temliki Sözleşmesi’nin geçerli olduğunu, müvekkilinin sözleşmeyle yükümlendiği edimlerini tam ve eksiksiz olarak ifa ettiğini, davacıya gönderilen 12/03/2015 tarihli mektupla sözleşmeye konu yapının teslim alınmasını istendiği ve teslim alınmaması halinde teslim almış varsayılacaklırını bildirdiklerini, müvekkilinin temerrüde düşmediğini, davacının sözleşmeyi temerrüd nedeniyle feshedebilmesi için öncelikle müvekkilini temerrüde düşürmesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalı şirketin sözleşme ile yükümlendiği projeyi gerçekleştirip yine sözleşmede bildirilen natamam şekilde alıcılara teslim ettiği, davacının aynı projeden ofis satın almasına ve bonoya bağlı taksitlerin çoğunu ödemiş olmasına rağmen, sözleşmeyi feshettiği ancak açıklanan sebeplerle feshin haklı ve yasal zeminde olmadığı, davacı iddialarının ispatlanamadığı, incelenen sözleşmede taşınmazların süresinde teslim edilmemesinin, “alıcı tarafından fesih” yaptırımına bağlanmadığı, taşınmazların natamam teslim edilmesi halinde teslim tarihinden itibaren en geç 7 gün içinde alıcının tüm ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlü tutulduğu, ancak dosyada davacı alıcı tarafından bu yükümlülüklerin de yerine getirildiğine dair belge bulunmadığı, sonuç itibariyle; davacının ekonomik zorluğa düşmesi sebebiyle sözleşmeden vazgeçmek istediği, ancak her iki tarafça bağıtlandığı çekişmesiz olan sözleşmenin bağlayıcı olup, davacının dayandığı sebeplerle sözleşmeden dönemeyeceği anlaşılıp kabul edilmekle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, gerekçeli kararın tebliğ edilmediğini, tebliğ edildiğinde gerekçeli istinaf dilekçesini sunacağını belirterek tehiri icra talepli olarak istinaf ettiğini beyan etmiştir.
GEREKÇE :İstinaf yoluna başvuran davacı vekili tarafından; gerekçeli kararın tarafına tebliğine müteakiben ek dilekçe ile başvuru sebeplerini detaylandıracağını bildirmiştir.HMK 352.maddesinde; Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda başvurunun sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmediği tespit edilen dosyalarda öncelikle gerekli kararın verileceği belirtilmiştir.İstinaf başvurusunun sebeplerinin ve gerekçesinin açıkça gösterilmesi dosyanın incelemeye alınmasının ön şartıdır. Eldeki davada davacı vekili gerekçeli istinaf dilekçesini sunacağını belirtmişse de; gerekçeli kararın 02/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, buna rağmen gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmadığı dosya içeriğinden anlaşılmıştır. Davacı vekilinin 16/07/2019 tarihli dilekçesi ile, istinaf başvuru talebinden feragat ettiğini, feragat nedeniyle kararın kesinleştirilmesini talep etmişse de, davacı vekilinin vekaletnamesinde ki yetki durumu incelendiğinde vekilin kanun yollarından feragate yetkisinin bulunmadığı saptanmaktadır. HMK 352. maddesi uyarınca başvuru sebep ve gerekçelerinin de gösterilmesi zorunludur. İİK HMK 355/1 maddesi gereğince istinaf başvuru yolunda kamu düzenine aykırı bir yön olup olmadığı resen incelenir.Somut olayda mahkemece davanın reddine karar verilmesinde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 352, 355 ve 353/1-b-1 maddeleri uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsup edilmesine başkaca harç alınmasına yer olmadığına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 05/11/2019