Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1945 E. 2022/276 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1945
KARAR NO: 2022/276
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/04/2019
NUMARASI: 2015/6 Esas 2019/396 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili; taraflar arasındaki ticari ilişki sonrasında oluşan borcun ödenmemesinden dolayı borçlu şirket aleyhine Küçükçekmece … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun haksız itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının takibe yönelik itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı şirketin sundukları listedeki malların liste fiyatlarından satılması sonucunda belirttikleri tutar olan 349.903,45-TL’ye ulaşıldığında müvekkiline promosyon olarak bir araba ve seyahat hediye edeceklerini söylediklerini, müvekkilinin de fatura ve çeklerle davacıya belirtilen tutardan fazla olarak 359.619,40-TL ödediğini, davacının bu ödemeleri dikkate almadan haksız olarak takip başlattığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı defterlerine göre davacının 18.518,99-TL alacaklı, davalı defterlerine göre ise davalının 55,31-TL alacaklı olarak görüldüğü, bilirkişi incelemesine göre, taraf defterleri arasındaki farklılığa neden olan davalının davacıya düzenlediği 14.272,20-TL tutarlı faturaların ispata muhtaç olduğu, davalının 703,05-TL tutarlı nakit ödemesinin makbuzunun sunulmadığı, davacının davalıya düzenlediği 6,910,52-TL’lik faturadaki ürünlerin davalıya teslimine dair belge sunulmadığından davacı ispatına muhtaç olduğunun belirtildiği ,ancak davalının BA formlarında davacı şirket adına 2009 yılı için toplu (5 adet) KDV hariç 44.716-TL miktarlı alım bildirimde bulunulduğu, KDV eklendiğinde 52.764-TL ettiği, davacı kayıtlarına bakıldığında 2009 yılı için toplam 58.000-TL civarı fatura düzenlendiği,4.501,94-TL tutarlı faturanın BA formunda bildirilmemiş olabileceği, davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 6,910,52-TL’lik fatura yönünden de davanın ispatlandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davalı vekili; mahkemece bilirkişi raporuna karşı beyanları ve mesleki mazeretleri dikkate alınmadan duruşmada karar verildiğini, ek rapor alınması talepleri değerlendirilmediğini, müvekkili şirketin düzenlediği 14.272,20-TL tutarındaki faturanın da esas alınarak bilirkişiden ek rapor alınması gerekirken,alınmadan karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın bozularak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satım nedeniyle oluşan cari hesap alacağına dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda ve mahkemece yapılan değerlendirme ile ; uyuşmazlığın davacı defterlerine göre davacının 18.518,99-TL alacaklı, davalı defterlerine göre ise davalının 55,31-TL alacaklı olarak görüldüğü,farklılığın davalının davacıya düzenlediği 19.05.2010 tarihli 2.616,80-TL, 15.10.2010 tarihli 1.378-TL, 29.12.2011 tarihli 1.277,40-TL ve 9.000-TL olmak üzere 14.272,20-TL tutarlı faturalar ile davalının 703,05-TL tutarlı ödeme kaydından kaynaklandığı belirlenmiştir.2009 yılında davacı tarafından düzenlenen fatura adedi 7 adet olup,faturalardan ikisi miktar itibariyle BA bildirimine tabi bulunmamaktadır.Bu durumda miktar itibariyle bildirime tabii olan fatura sayısı 5 adet olup ,getirtilen BA formunda da davalının davacıdan 5 adet belge ile kdv hariç 44.716-TL lik mal alımı bildiriminde bulunulduğu ,bu durumda bilirkişi tarafından ispata muhtaç görülen davacı faturasının da ispatlandığı anlaşılmaktadır.İlk derece mahkemesinin 6.910,52-TL bedelli fatura nedeniyle davalıyı sorumlu tutmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davalı tarafından düzenlenen14.272,20-TL tutarlı faturalar hizmet bedeli ve fiyat farkı açıklamalı düzenlenmiş olup davalı tarafça davacıya verdiği hizmet açıklanmamış, faturaların tebliği de kanıtlanamamıştır.Bu faturalar davacı ticari defterlerinde kayıtlı bulunmamaktadır. Yine 25.11.2008 tarihi itibariyle davalının kayıtlarına yazılan 703,05-TL tutarlı ödemenin makbuzu sunulmadığı gibi ,bu ödemenin davacı kayıtlarında doğrulanmadığı belirlenmiştir. Tarafların ticari defterleri bilirkişi aracılığıyla incelenmiş olup, taraf kayıtları arasındaki mübayenetin bilirkişi tarafından giderildiği , davalı tarafın bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının somut bir sebebi olmadığı ,incelenen kayıtları hükümden düşürecek delil,belge sunulmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin ek bilirkişi raporu alınması gerektiği yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Dava basit yargılama usulüne tabi olup, mahkemece önceki celsede talebi doğrultusunda süre verilmesine rağmen davalı vekili gelen BA kayıtlarına karşı beyanda bulunmadığı da gözetildiğinde, mahkemece davalı vekilinin mazeretli sayılma talebinin reddine karar verilerek hüküm verilmesinde usule aykırılık yoktur. Açıklanan nedenlerle,istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 1.265,03-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 316,26-TL harcın mahsubu ile bakiye 948,77‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 28,60-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/02/2022