Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1942 E. 2022/274 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1942
KARAR NO: 2022/274
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/04/2019
NUMARASI: 2015/809 Esas – 2019/333 Karar
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirketin davalıdan 29.08.2014 tarihli fatura ile Özbekistan’a götürülmek üzere 217.120-USD bedelle 4.000-KWA’lık 2 adet sanayi trafosu satın aldığını, trafoların davalı şirket tarafından Özbekistan’a götürülmek üzere 05.09.2014 tarihinde tırlara yüklendiğini, trafoları taşıyan tırların Özbekistan’a ulaşıp malları gümrüğe teslim ettiğini, gümrük işlemlerinin tamamlanmasını müteakip müvekkili şirketin malları gümrükten çekme aşamasında trafoların her ikisinde de yağ sızıntıları tespit ettiğini ve durumu derhal davalı şirkete bildirdiğini, davalı şirketin trafoların fotoğraflarını istemesi üzerine kendilerine trafoların fotoğraflarının gönderildiğini, gönderilen fotoğraflardan kaynakla yapılan bağlantı noktalarında sorun olduğunun tespit edildiğini ve sorunun giderilmesi için 08.11.2014 tarihinde Özbekistan’a bir yetkili ile birlikte bir kaynak ustası ve kaynak ekipmanlarının gönderildiğini, Özbekistan’da yapılan müdahaleden sonra trafoların daha kötü hale gelmesi üzerine davalı şirket yetkilisinin sorunun Özbekistan’da giderilmeyeceğini bildirmesi üzerine trafoların tekrar tırlara yüklenerek gümrük işlemlerinin ardından davacı şirketin İstanbul’daki fabrikasına gönderildiğini, ancak davalı şirket yetkililerinin trafolardaki sorunun kendilerinden kaynaklanmadığını iddia ederek mallardaki ayıbı ve müvekkili şirketin zararını gidermeyi kabul etmediğini, sorunun sevkiyat sırasında aşırı zorlamadan meydana gelen çatlaklardan kaynaklandığını iddia ettiklerini, müvekkili şirketin bunun üzerine … sigorta şirketine müracaat ederek durumu ilettiğini, sigorta şirketinin derhal eksper gönderek 12.01.2015 ve 19.01.2015 tarihinde gerekli tespitleri yaptığını, sigorta eksperleri tarafından yapılan incelemede, her iki trafoda kaynak noktarındaki mikro çatlaklardan yağ sızdığının, sorunun dalga duvarlı trafo tipinin demonte ve boş olarak üretilmesi ve bu şekilde sevk edilmesi gerekirken yağ dolu ve montajlı olarak üretilmesi ve sevk edilmiş olmasından ve bağlantı noktalarındaki kaynak kalitesinden kaynaklandığının tespit edildiğini, taşıma esnasında herhangi bir kaza ve çarpma, darbe meydana gelmediğini, davalı şirketten alınan trafolardaki ayıbın mallar alındığında gözle görülen veya muayene ile anlaşılabilen bir ayıp olmayıp daha sonra ortaya çıkan bir gizli ayıp olduğunu, davalı satıcı tarafından üretimi ve satışı yapılan trafolar için 18 ay garanti verildiğini, satışa konu trafolar üzerinde sigorta şirketi tarafından yapılan 2 ayrı ekspertiz raporunda da davalı şirketin ürettiği trafoların ayıplı olduğunun sabit olduğunu, müvekkili şirketin trafolara olan acil ihtiyacının davalı şirket tarafından kötüye kullanılarak müvekkili şirkete onarım bedeli fatura edildiğini, onarım bedeline ilişkin 23.01.2015 tarihli … no.lu 46.905-USD tutarındaki faturanın ödenmediği taktirde trafonun devreye sokulması için eleman gönderilmeyeceği tehdidiyle 19.750-USD’nin müvekkilinden tahsil edildiğini,trafoların ayıp nedeniyle İstanbula geri getirilmesi için 24.11.2014 tarihli fatura karşılığı 6.800-USD taşıma bedeli ödenmek zorunda kalındığını, yine trafoların gümrüklenmesi için 3.540-TL vinç ücreti, 3.000-TL ardiye ücreti, 1.180-TL iç nakliye, 1.547-TL gümrükleme bedeli ve 55-TL damga vergisi olmak üzere toplam 8.602-TL harcama yapıldığını, onarım için kesilen 46.905-USD tutarlı faturanın 19.750-USD’lik kısmının tehdit altında ödendiğini, bu bedelin de taraflarına iade edilmesi ve bakiye 27.155-USD için borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca onarımdan sonra tekrar Özbekistan’a götürülmesi için taşıma şirketine 20.600-USD ödeme yapıldığını belirterek, 47.150-USD onarım ve nakliye bedeli ile 8.602-TL masrafın davalıdan tahsili ile davalı tarafın düzenlediği onarım bedeli faturasının 27.155-USD’lik kısmından dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; taraflar arasındaki sözleşme ticari satış sözleşmesi niteliğinde olduğundan alıcının ihbar yükümlülüğünü süresi içinde ve usulüne uygun olarak yerine getirmediğini, müvekkili şirket tarafından verilen hizmetin teklif şartlarına ve işin gereğine uygun olduğunu, müvekkili şirketten kaynaklanan bir zarar bulunmadığını, davacı şirket ile 20.03.2014 tarihinde yapılan sözleşme gereği 4.000 KW ‘lık 2 adet trafonun satımı için anlaşıldığını, sipariş verilen ürünün standart üretime tabi olmayıp özel şartnamesine göre tasarımı yapılmış ve davacıdan onayı alındıktan sonra üretilen,özel bir ürün olduğunu, davacı tarafla yapılan anlaşma gereği trafo tesliminin … işyerinde teslim olduğunu, bu teslim şeklinde satıcının sorumluluğunun anlaşılan miktardaki malın sözleşmede belirtilen yer ve zamanda hazır ederek alıcıya teslim etmek olduğunu, teslimden sonra tüm sorumlulukların alıcıya geçtiğini, davacı tarafın delil listesinde yer alan 29.01.2015 tarihli ekspertiz raporunda hasarın tespitinin teslim alındıktan sonra fark edildiğininin yazıldığını, raporda malların nakliye sonrasında alıcı tarafından herhangi bir hasar tespit tutanağı olmadan teslim alındığının belirtildiğini, davaya konu olayda davacı tarafından gelen şikayet üzerine müvekkili şirketçe trafonun durumunu gösterir fotoğrafların istendiğini, gelen fotoğraflar üzerinde yapılan inceleme sonucunda bu işin sahada yapılamayacağının ve zaman kaybı olmaması açısından trafoların Dudullu’daki fabrikaya geri getirilmesi gerektiğinin ve trafo başına 10.100-USD masraf olacağının davacı tarafa bildirildiğini, bütün bu işlemlerin davacının onayı ile yapıldığını, trafoların bir an önce teslimi istendiğinden trafoda kazan değişikliğe gidildiğini ve kaynaklı radyatörlüye çevrildiğini, değişiklikten dolayı oluşacak maliyetin önceden davacıya bildirildiğini ve davacı şirket yetkilisinden onay alındığını, garanti kapsamı dışında satış sonrası yapılan işlemler için kesilen faturaların davacı tarafından kabul edildiğini ve kısmi ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin üretimden kaynaklanan bir hatası bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmeye uygun hareket edildiğini, oluşan hasarların sevkiyat sırasındaki aşırı zorlanmadan kaynaklandığını,ürünün demonteli olmasının müşteri tarafından daha maliyetli olacağı için kabul edilmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının davalıdan satın aldığı 2 adet trafonun davacıya … teslim şekliyle teslim edildiği, söz konusu trafoların davalı şirket tarafından özel olarak imal edildiği,davacı tarafından Özbekistan Gümrüğü’nde çekildiği belirtilen 09.11.2014 tarihi yazı ve fotoğraflarda, dava konusu iki adet 4000 KW’lık trafonun kaynak yerlerindeki çatlaklardan yağ sızıntılarının tespit edildiği, davacı yetkili elemanı …’ın davalı firma yetkili elemanı …’a gönderdiği 14.10.2014 tarihli e-mailde trafolarda sızıntı şekilde yağ akıttığı, radyatörlerin gövde ile birleşim kısmından kenarından çok ince toplu iğne ucu kadar çatlama olduğunun bildirildiği, taraflar arasında e-mail ile sızıntıya yönelik görüşmeler yapıldığı, davalının trafolara müdahale etmek üzere teknik elemanlarını Özbekistan’a gönderdiği, sorun bu şekilde giderilemediğinden trafoların davacı tarafından İstanbul’a gönderildiği, davalı tarafından trafolardaki sorun yağ kazanlarını değiştirmek suretiyle giderilerek demonteli şekilde tekrar Özbekistan’a gönderildiği, … Sigorta tarafından yaptırılan ekspertiz raporunda; trafoların demonte ve boş olarak sevk edilmesi gerekirken yağ dolu ve montajlı olarak sevk edilmesi, nakliye sırasında en çok titreşime maruz kalan dalga duvar aksamlarının ilave yöntemler ile emniyete alınmaması olduğunun, nakliye ve indirme bindirme esnasında herhangi bir kazaya ilişkin bulgunun mevcut olmadığının belirtildiği, mahkemece alınan bilirkişi kurulu raporunda, trafoların dalga duvarları ile kazan bağlantı yerlerindeki kaynak dikişlerinde çatlaklar meydana geldiği ve bu çatlaklardan yağ kaçakları olduğu, trafoların taşınması esnasında kazanlarda herhangi bir hasar meydana gelmediği belirtilmekte ve inceleme esnasında trafoların kazanlarında ve genel yapısında da bir hasar görülmediği, trafoların dalga duvarları ile kazan bağlantı dikişlerinde yağ sızıntı izlerinin olduğu, kazanların ana dış yapısı ve şasesi dikkate alındığında, dikişlerde meydana gelen çatlamaların taşıma esnasında kötü yol şartlarından, dikkatsiz araç kullanımı ve indirme esnasında meydana gelmeyeceği, kaynak yerinin uygun olmayan konstrüksiyondan ve hatalı kaynak dikişinden kaynaklanabileceği ve trafoların gizli ayıplı olduğunun belirtildiği, her ne kadar davalı şirket trafolarda üretim sırasında tüm testlerin yapıldığını öne sürerek bunları dosyaya sunsa da, trafolara uygulanan test raporlarının tamamına yakını elektriksel ve güç testleri olduğu, son bilirkişi raporunda belirtildiği üzere bu test raporları içinde kaynak testleri raporları olmadığı, sonuç olarak söz konusu trafoların üretimden kaynaklı gizli ayıplı olduğunun anlaşıldığı, yağ sızıntısı görülür görülmez davacı şirket tarafından e-mail ile davalı şirkete bilgi verildiğinden ayıbın süresinde ve usule uygun davalıya ihbar edildiğinin anlaşıldığı, trafoların ayıplı olmasından davacının sorumluluğunun olmadığı ve davacı firmanın davalı tarafa ayıbın giderilmesi için herhangi bir onarım/hizmet bedeli ödemesi gerekmediği gibi, bu yüzden uğradığı zararı/yapmak zorunda harcamaları da davalıdan faiziyle birlikte talep edebileceği, mahkemece alınan 04.04.2018 tarihli 5 kişilik heyetten alınan rapor ve 01.12.2018 tarihli ek raporun hükme esas alındığı, sonuç olarak davacının ayıplı mal nedeniyle ödemek zorunda kaldığı 39.995-USD’yi davalıdan talep edebileceği, davacının gümrükleme masrafları, dâhili nakliye ve tahmil/tahliye için sarf ettiği toplam 8.602-TL’yi de davalıdan talep edebileceği, davacının ayıplı malın onarımı için davalıya … no.lu, 46.905-USD bedeli fatura bakiyesinden kaynaklanan ve ödemesi gereken başka bir borcu olmadığı anlaşıldığından, faturanın bakiyesi 27.155-USD kadar borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davalı vekili; bilirkişilerin uzmanlık alanlarının hukuki ihtilafı çözmeye yeterli olmadığını, trafolar gümrükten çekilirken yağ sızıntısı tespit edilmişse durumun gümrük idaresi ile birlikte tutanak altına alınmasının gerektiğini, böyle bir tutanak yoksa hasarın nakliyede oluştuğu sonucuna varmak gerektiğini, taraflar arasında ticari satış sözleşmesi mevcut olup alıcının ihbar yükümlülüğünü süresi içinde ve usulüne uygun olarak yerine getirmediğini, ayıp ihbarının mallar gümrükte görüldükten bir hafta sonra yapıldığını, dalga duvarlı trafoların hiçbir zaman boş olarak sevk edilemeyeceğini, müvekkili şirketin davalı tarafın istediği ürünü istediği şekilde sözleşmeye uygun olarak yaptığını, trafolar sevk edilmeden önce yapılan kontrolde yağ kaçağı ya da başka bir olumsuzluk görülmediğini, yağ kaçağına nakliye sırasında engebeli yol koşullarında oluşan titreşim ve zıplamaların neden olduğunu, yağ kaçağı kaynak çatlamasından dolayı oluşmuş olup, bu çatlamanın nakliye sırasında oluşabileceğini, … teslimatta araca yükleme sorumluluğunun alıcıya ait olduğunu, alıcıdan nakliyede oluşan titreşim ve zıplamaların ivmesi konusunda bilgi alınamadığından, en ağır nakliye koşulları hesaba katılarak ve nakliyede bir daha hasar olmamasını garanti altına alacak şekilde ve davacının onayıyla yeni bir kazan dizaynı ile çözüm bulunmaya çalışıldığını, bilirkişi heyetinin, nakliye zorlamalarını bilmeden dalga duvarların dayanımının yeterli olup olmadığını tespit etmesinin mümkün olmadığını, yağ kaçağına sebep olan kaynak çatlaklarının çok ucuza ve hızlı bir şekilde tamir edilebileceğini, ancak aynı sevkiyat zorlanmalarında tekrar çatlama riski olduğundan tasarımın değiştirildiğini, ayrıca davalı vekili için reddedilen tutar üzerinden avukatlık ücretinin yanlış takdir edildiğini, reddedilen tutar 7.155-USD olup takdir edilecek avukatlık ücreti miktarının 2.725-TL’den fazla olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalı tarafından davacıya satışı yapılan trafolardaki ayıp nedeniyle davacı tarafından ödenmiş olan onarım bedeli ile onarım nedeniyle yapılan masrafların tahsili ile onarım bedelinin ödenmemiş bakiye kısmı nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nun 23/1-c maddesi gereğince; malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’nın 223. maddesine göre; alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. TBK’nın 227. maddesinde ise satılanın ayıplı olması halinde alıcının seçimlik hakları; “satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme” olarak belirlenmiştir. Somut olayda; davalı tarafından davacıya satışı yapılan iki adet trafonun Özbekistan’a götürülmek üzere davacıya teslim edildiği, trafoların 05.10.2014 tarihinde Özbekistan’a ulaştığı, trafoların gümrükten teslim alınması sırasında yağ sızıntılarının bulunduğu tespit edilerek bu durumun e-posta ile 14.10.2014 tarihinde davalıya bildirildiği, trafoların onarımı için davalı tarafından gönderilen ekibin onarımı burada gerçekleştirememesi üzerine davalının talebiyle trafoların tekrar Türkiye’ye davalının fabrikasına getirildiği, burada trafoların kazan sisteminin tamamen değiştirildiği, davalı tarafından onarım bedeli olarak 23.01.2015 tarih ve 46.905-USD tutarlı fatura düzenlendiği, davacı tarafından bu faturanın 19.750-USD’lik kısmının 10.03.2015 tarihinde davalıya ödendiği, ayrıca davacı tarafından ayıplı trafoların Özbekistan’dan Türkiye’ye getirilip götürülmesi sürecinde 27.400-USD taşıma masrafı ile 3.000-TL vinç masrafı, 3.000-TL ardiye masrafı, 1.000-TL iç nakliye masrafı, 1.547-TL gümrükleme masrafı ile 55-TL damga vergisi olmak üzere toplam 8.602-TL ilave masraf yapıldığı anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan 04.04.2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; dava konusu dalga duvarlı kazan sistemine sahip 2 adet yağlı tip yüksek gerilim trafosunun dalga duvar-kazan birleşim yerlerindeki kaynak dikişlerinden yağ sızıntısı meydana geldiği, söz konusu ayıp gizli ayıp niteliğinde olup davacı firmanın ayıbın oluşumunda kusurunun bulunmadığı, trafoların taşıma sırasında hasara uğradığına dair bir hasar görülmediği, kazanların dış yapısı ve şasesi dikkate alındığında, dikişlerde meydana gelen çatlamaların taşıma veya indirme esnasında meydana gelmeyeceği tespit edilmiştir. Söz konusu yağ sızıntısının taşıma sırasında meydana geldiğine dair delil bulunmadığı gibi, davacının taşıma sigortacısı tarafından düzenletilen ekspertiz raporlarında da hasarın taşımadan kaynaklandığına dair bir tespit bulunmamaktadır. Yağ sızıntısı görülür görülmez davacı şirket tarafından e-mail ile davalı şirkete ihbar edildiği gözetildiğinde, ayıp ihbarının da süresinde olduğunun kabulü gerekmektedir. Satış sözleşmesinde satıcının sorumluluğu gereği, alıcı davacının ücretsiz onarım hakkı kapsamında, davalıya ödemiş olduğu onarım bedelini talep hakkı bulunduğu gibi uğranılan ilave zararların da TBK’nın 227. maddesi gereğince tazmini talep edilebilecektir. Bu nedenle mahkemece onarım bedeli ile ilave zarar kalemleri kapsamında tazminata hükmedilmesinde, ayrıca onarım faturasının bakiye kısmı bakımından davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Diğer yandan davanın reddedilen kısmı 7.155-USD olup dava tarihi itibariyle kur karşılığı 19.540,30-TL’dir. Hüküm tarihindeki tarife uyarınca hesaplanan nispi avukatlık ücreti 2.344,83-TL olup bu tutar 2.725-TL olan maktu ücretten az olamayacağından, davalı lehine 2.725-TL vekalet ücretine hükmedilmesinde ise tarifeye aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, istinaf nedenleri yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davalıdan alınması gereken 13.114,74-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 3.446,12-TL harcın mahsubu ile bakiye 9.668,62-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 25,20-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.24/02/2022