Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1918 E. 2022/294 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1918
KARAR NO: 2022/294
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/05/2019
NUMARASI: 2018/362 Esas – 2019/513 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ; müvekkili şirketin davalı şirkete 2014 yılından 2018 yılının ilk aylarına kadar tekstil ürünleri satarak teslim ettiğini, müvekkilinin davalıya sattığı mallara ilişkin olarak irsaliyeli faturalar düzenleyerek satılan mallarla birlikte davalı şirkete teslim ettiğini, davalının da bu faturaları ticari defterlerine itirazsız olarak kaydettiğini, davalının bu alışverişinden dolayı davacı şirkete 13.271,69-TL cari hesap borcu kaldığını, davalıya bu hususta ihtarname gönderildiğini,müvekkilinin 13.271,69 TL’lik alacağının 30/03/2018 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili ; Müvekkili ile davacının ticari ilişkisi bulunmadığını, müvekkilinin ticari ilişkiden kaynaklı borcu bulunmadığını, aksine müvekkilinin 2018 yılı cari hesap hareketlerine bakıldığında davacının müvekkiline 717,30-TL borcu bulunduğunu, davacının tek taraflı olarak düzenlediği bir kısım faturaların müvekkili şirketin kayıtlarında bulunmadığını, tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde müvekkilinin borcunu ödemiş olduğunun belirleneceği ileri sürülerek , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı taraf 14.12.2018 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde ilk kez davacının hatalı ürünleri sebebi ile zarara uğradığını ileri sürmüş olup,dilekçe ekinde 21 december 2017 tarihli halka ürünün testten geçemediğine iki adet e-posta yazışmalarını ibraz etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Mahkemece, taraflar arasında 2014-2018 yılları arasına dayalı cari hesap ilişkisi olup, davacı taraf irsaliyeli faturalar ile teslim ettiği tekstil ürünlerinin bedelini tahsil edemediği gerekçesi ile davalıya 13.271,69 -TL alacağına ilişkin ihtarname keşide ettiği, ihtarnamenin 30.03.2018 tarihinde tebliğ alındığı, davalı taraf cevap dilekçesi ile ,borcu olmadığı ve de ödediği savunmasında bulunduğu; verilen kesin süreye rağmen delil ibraz etmediği ,süresinden sonra ayıp iddiasında bulunduğu bu savunmaya davacının muvafakat etmediği; her iki tarafın ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ile ;kayıtlar arasında davalı tarafın iade faturaları hariç uyuşmazlık bulunmadığı, ancak iş bu iade faturalarının davacı tarafa tebliğ edildiğinin ispatlanamadığı,davacı şirketin dava ve temerrüt tarihi itibariyle davalıdan 13.053,43- TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne 13.053,43- TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; davacı tarafın müvekkili şirkete herhangi bir bildirim yapmaksızın ürünlerde fiyat artışı yaptığını, müvekkilinin fiyat artışını kabul etmediğini, fiyat farkı faturalarının düzenlenmesi hususundaki yazışmaların bilirkişiye sunulduğunu ancak bu yazışmalara değinilmden rapor hazırlandığını, 8 günlük itiraz hakkının olduğunu, müvekkilinin mail yoluyla fiyatlara itirazda bulunduğunu, maillerin incelenmediğini, mail yazışmalarının HMK 141.madde kapsamına girmediğine yönelik kararın yanlış olduğunu,malların teslim alınmadığını, davacı tarafından bu hususun ispat edilemediğini, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; ticari satımdan kaynaklanan faturalardan bakiye kalan 13.271,69-TL açık hesap alacağının davalıdan tahsiline ilişkin alacak davasıdır. Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır. Davalı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi içeriğindeki ayıp savunması savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi kapsamında kalır niteliktedir.Karşı yanın açık muvafakatı olmadan dikkate alınamaz .Davalı cevap dilekçesi ile; davacıya bir borcu bulunmadığını esasen davacıdan alacaklı olduğunu savunmuştur.Ticari defter ve kayıtların incelenmesi neticesinde ; tarafların defterlerinin mutabık olduğu ,davacının düzenlediği tüm faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu ,bu sebeble malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekmektedir. Tarafların kayıtları arasındaki farklılık 2018 yılında başlangıcında başlamış olup ; davalı bu tarih itibariyle 50.607,46-TL davacıya borçludur. 4.1.2018 tarihinde başlamak üzere düzenlenen faturalar ile davacının düzenlediği 2017 yılında düzenlenen satış faturalarının fiyat farkı olduğu belirtilerek 12 adette toplam 12.782,21-TL iade faturası ve davacı tarafından düzenlenen 717,30-TL fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle 13.499,51-TL borç tesbit edildiği anlaşılmaktadır.Davalının fiyat farkı faturaları davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmayıp , 717,30-TL (11.1.2018 tarihli davacı faturası ) davalı kayıtlarında da ödenmemiş görünmektedir.2018 yılı ocak ayı içerisinde tarafların yeni fiyat listesinde anlaşamadıkları;davalının zam miktarının ölçüsüz olduğu,2017 yılında da fazla zam yapıldığı ,2017 yılı faturalarına fiyat farkı faturası düzenleneceğinin davalı tarafından bildirildiği ,davacı faturalarına zamanında itiraz edilmeden davalı ticari defterlerine kayıt edildiği ,böylelikle fatura içeriğinin kesinleştiği,davalının geçmişe yönelik düzenlediği fiyat farkı faturalarından başkaca 37.825,25-TL ödeme yaparak hesabı 717,30-TL lik borç dışında kapattığı, 717,30-TL bakiye borcundavalı defterinde mevcut olduğu ,ticari ilişkinin bu şekilde sonlandığı anlaşılmaktadır.Faturaların davalı defterlerine kayıt edildikten sonra iade faturası düzenlemesi bu faturalar davacı tarafından kabul edilmediği müddetçe bir sonuç doğurmayacağı ,süreden sonra yapılan ayıp savunması ise dinlenemeyeceğinden davalı vekilinin sözleşme bulunmadığı,delillerin,e-maillerin değerlendirilmediğine ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Davalı vekili; malları teslim almadıklarını ileri sürmüş ise de yargılamanın hiç bir aşamasında sürülmeyen istinaf sebebi HMK 357/(1) maddesi hükmü gereği incelenmesi gerekmemekle birlikte faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu tesbit edilmiş olup,faturayı ticari defterlerine kaydeden davalının malları da teslim aldığının kabulü gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle; istinaf nedenleri yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 891,67-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 267,32‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 624,35-TL daha harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.