Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/190 E. 2019/223 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/190
KARAR NO : 2019/223
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2018-17/12/2018
NUMARASI : 2018/756 Esas
DAVA : Alacak
TALEP :İhtiyati Haciz-İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/02/2019
İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine yönelik olarak verilen ara kararların ihtiyati tedbir-haciz isteyen/davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: İhtiyati tedbir ve haciz isteyen davacı vekili, müvekkilinin dava dışı …. Tic. Ltd. Şti.’nden alacaklı olduğunu, dava dışı …. da bu borca kefil olduğunu, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin kesinleştiğini, ancak borçluların borcu karşılayacak tutarda malvarlığının olmaması nedeniyle alacağın tahsil edilemediğini, ….. Ltd. Şti. ortakları olan …. ve …. borçtan kurtulmak maksadıyla hisselerini 07/05/2010 tarihli ortaklar kurulu kararı ile 3.şahıslara devrettiklerini, bu devirden 5 gün sonra ise ….. annesi olan davalı … ve kardeşi olan davalı … tarafından aynı iştigal konusuna sahip davalı şirketin kurulduğunu, …..Tic. Ltd. Şti’nin ticari faaliyetini bu şirket üzerinden sürdürdüğünün anlaşılmakta olduğunu, davalının internet sitesinde yer alan adresi ile dava dışı borçlu şirketin adreslerinin birebir aynı olduğunu, davalının ticaret sicil adresinin ise sadece daire numarasının farklı olduğunu, davalı şirketin kurulmasının amacının hacizlerin önlenmesi olduğunu, borçlu şirketin ve ….. perdenin gerisinde kalarak fili ve organik bağlantıda bulunduğu davalılar ile birlikte hareket ederek piyasaya yüklüce miktarda borçlu olan şirketin atıl duruma gelmesini ve tüm satış ve faaliyetlerinin davalı şirket üzerinden sağladıklarını, dolayısıyla davalıların da borçlu şirketin borcundan sorumlu olduklarını ileri sürerek davalılar adlarına kayıtlı menkul, gayrimankul malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarından dava konusu alacak kadar tutarın ihtiyaten haczine ve bu malların davalılar tarafından 3.kişilere rıza devir ve temliklerinin önlenmesi için tedbir konulmasına, 138.137,07-TL alacağın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, müvekkillerinin davacı tarafça başlatılan icra takibinde taraf olmamaları nedeniyle müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca müvekkillerinin ne takibe konu borç ne de borçlu şirketle bir bağının bulunmadığını, borçlu şirket yönünden acz vesikasının da alınmadığını, müvekkili şirketin müvekkili … birikimleri ile kurulduğunu ve çekilen krediler ile şirketin büyütüldüğünü savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesinin 17/07/2018 tarihli ara kararı ile HMK’nun 389.maddesine uygun olmaması nedeniyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı ihtiyati tedbir ve haciz isteyen davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş, Dairemizin 30/11/2018 tarihli 2018/2295 E., 2018/1506 K. sayılı kararıyla, davacının ihtiyati haciz talebiyle ilgili olumlu-olumsuz karar verilmediğinden bahisle dosyanın bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin 17/12/2018 tarihli ara kararı ile, davacının ihtiyati haciz isteminin ancak deliller toplandıktan ve yargılama tamamlandıktan sonra değerlendirilebilmesinin mümkün olduğu, bu nedenle bu aşamada “vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş” bir alacaktan bahsedilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.Bu ara karara karşı da ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz isteyen davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekilinin 02/08/2018 tarihli ve 02/01/2019 tarihli istinaf dilekçelerinde özetle; 1-İhtiyati tedbir taleplerinin hiçbir gerekçe gösterilmeden 17/07/2018 tarihli tensip 7 nolu ara kararı ile reddedildiğini, 2-İhtiyati haciz kararı verilmesi için davaya ilişkin tüm koşulların oluşması zorunluluğu bulunmayıp; dava dışı müvekkili şirket borçluları ile davalıların 1. ve 2. derece akraba oldukları, şirketlerin organik bağ içerisinde olduğunun aşikar olması nedeniyle yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği,3-Yerel mahkeme tarafından ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi nedeniyle, borçlular …..Ltd. Şti. ve ….. tarafından davalılar üzerinden ticari faaliyet ve kazanımlar yapıldığı gibi, dava dilekçesinin davalılara tebliğinden itibaren davalılar tarafından da üçüncü kişilere şirket faaliyet ve kazanımlarının aktarılabileceğini, bu halde davanın kabulü halinde alacağın tahsil kabiliyetinin güçleşeceğini, hatta alacağın tahsil kabiliyetinin imkansız hale geleceğini,4-Müvekkili Şirket borçlusu …. ile davalıların yakın hısım oldukları ve borçlu şirket ile davalı şirketin organik bağlantı içerisinde bulunduğu açıkça ortada olup; ihtiyati haciz talebinin kabulünün gerektiğini belirterek 17/07/2018 ve 17/12/2018 tarihli ara kararların kaldırılmasını ve ihtiyati haciz ve tedbir talebinin kabulünü istemiştir.
GEREKÇE: Talep, ticari ilişkinden doğan alacağın, asıl borçlu ile organik bağ içinde oldukları ileri sürülen davalılardan tahsili istemiyle açılan alacak davasında, davalıların malvarlıkları üzerine ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz konulması istemlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesinin 17/07/2018 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir talebinin reddine, 17/12/2018 tarihli ara kararı ile de ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. HMK’nın 389. maddesi ise, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.Somut olayda, dava bir miktar para alacağının tahsili istemine ilişkin olup, davalıların malvarlıkları ile hak ve alacakları bu davanın konusunu teşkil etmediğinden, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddi yönünde verilen 17/07/2018 tarihli ara kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.Öte yandan ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257.maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İİK’nın 258/1. Maddesinin 2. Cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. Maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Somut olayda iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; dava dışı şirketten alacaklı olunduğu iddiası yanında, şirketler arasında organik bağ olduğu ve tüzel kişilik perdesinin aralanması gerektiği yönündeki iddia yönünden dosyanın geldiği aşama itibariyle yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin 17/12/2018 tarihli ara kararında da bir isabetsizlik görülmemiştir. Yukarıda açıklanan bu gerekçelerle ihtiyati tedbir-haciz isteyen/davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir-haciz isteyen/davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL nin mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 21/02/2019