Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1877 E. 2022/419 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1877
KARAR NO: 2022/419
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2019
NUMARASI: 2019/83 Esas – 2019/690 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/03/2022
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin 21.10.2017 tarihinde Atatürk Havalimanından Ukrayna Zaparojya havalimanına davalıya ait tarifeli sefer ile seyahat ettiğini, havalimanına indiğinde iki adet valizinden birinin içerisinin boş olduğunu gördüğünü, davalı THY yetkilileri ile irtibata geçerek durumu bildirdiğini, kamera kayıtları incelendiğinde bagajın hat boyunca ilerlerken açıldığı ve içindeki tüm mekanik parçaların dağıldığının tespit edildiğini, dağılan eşyaların kayıp eşya bürosuna teslim edildiği söylense de müvekkiline teslim edilmediğini, yedek parçaları alıcısına teslim edemeyen müvekkilinin bu nedenle işini kaybettiğini, sonrasında faturada mevcut bazı ürünlerin müvekkiline teslim edildiğini, davalının pervasızca davranışı nedeniyle sorumluluğunun sınırsız olduğunu belirterek, 13.490-TL kaybolan eşya bedeli, 660-TL gidiş dönüş uçak bileti ve 500-TL diğer masraflarla birlikte toplam 14.650-TL maddi tazminat ile 10.000-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı tarafın taşıma kurallarına aykırı olarak bagajında ticari değeri olan malları taşıdığı ve uygunsuz paketlediği için kendi kusuru ile bagajın açılmasına sebebiyet verdiğini,davacının iddiasında haklı olduğu kabul edilse dahi müvekkilinin sorumluluğunun Montreal Sözleşmesinin 22/2 maddesi gereğince 1131 SDR ile sınırlı olduğunu, ancak davacının sorumluluk sınırları içerisinde kalmak kaydıyla gerçek zararını ispatlaması gerektiğini, uçak bilet bedeli ile bagaj ihtilafı arasında illiyet bağı bulunmadığından bilet bedeli istenemeyeceğini, davacının diğer masraf taleplerini ispatlamasının gerektiğini, ayrıca manevi tazminat koşulları oluşmadığı gibi talep edilen miktarın da fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacıya ait bagajın davalı taşıyıcıya ait kontrol alanında zarara uğradığı, taşıyıcının meydana gelen zarardan Montreal Konvansiyonu’nun 17/2 maddesi gereğince sorumlu olduğu, Montreal Konvansiyonu’nun 22/2. maddesinde taşıyıcının sorumluluğunun sınırlı olacağı belirtilmiş ise de, 22/5 fıkrasında sınırlı sorumluluğun sınırsız sorumluluğa dönüşebileceğinin düzenlendiği,davacıya ait bagajın açılarak içindeki parçaların döküldüğü, taşıyıcının pervarsızca hareket ederek eşyaların ziyaa uğramasına sebep olduğu anlaşıldığından sorumluluğun sınırsız sorumluluğa dönüştüğü, bilirkişi raporuna itibarla %50’şer oranda davacı ve davalı taşıyıcının kusurlu oldukları, talep edilen 13.490-TL faturalı kayıp eşya bedeli ve 660-TL bilet bedeli olmak üzere toplam 14.150-TL’nin %50’si olan 7.075-TL’den davalının sorumlu olduğu, davacının mesleki amaçla yurtdışına çıkarken zararın oluştuğu ve uçak bileti masrafının zarar kalemine dahil olması gerekçesi ile maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne,TBK’nın 58. maddesi anlamında kişilik hakkının zedelendiğinden söz edilemeyeceğinden koşulları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davalı vekili; davacının taşıma kurallarına aykırı olarak bagajında ticari değeri olan mallar taşıdığını ve bagajını uygunsuz paketlediği için bagajının açılmasına kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, Montreal Konvansiyonuna göre bagaj taşımalarında sınırlı sorumluluk ilkesinin uygulandığını, buna rağmen mahkemece Montreal Konvansiyonunun 22/5 hükmü çerçevesinde müvekkilinin sınırsız sorumluluğuna hükmedilmesinin hatalı olduğunu, somut olayda bagajın taşıma bandında açılmasında müvekkilinin hasar verme kastı veya ihmalinin bulunmadığını, ticari taşıma konusu bu tarz parçaların özel bir şekilde paketlenerek özel konteynerde ticari taşıma usullerine uygun şekilde, buna özel taşımaya tahsis edilmiş vasıtalarla gönderilmesinin davacının sorumluluğunda olduğunu, bu nedenle müvekkiline %50 oranında kusur yükletilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca davacının uçak bilet bedeline hükmedilmesinin dayanağının bulunmadığını, Montreal Konvansiyonu kapsamındaki sorumluluğun bagajda yer alan zararla sınırlı olup uçak bilet bedelinin istenemeyeceğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, havayolu taşıması sırasında bagajın açılması sonucu kaybedilen eşya nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Somut olayda; davacının 21.10.2017 tarihinde davalıya ait tarifeli sefer ile İstanbul’dan Zaparojya/Ukrayna’ya seyahat ettiği, varış yerinde teslim edilen bagajının açılmış ve içerisinde bulunan yedek parça emtiasının bulunmadığının görüldüğü, kamera kayıtlarının incelenmesi sonucunda bagajın taşıma hattında ilerlerken açılarak içerisinde bulunan yedek parça emtiasının etrafa dağıldığının ve bu suretle kaybedildiğinin tespit edildiği, sonrasında bulunarak kayıp eşya bürosuna teslim edilen bir kısım parçanın ise davacıya teslim edildiği, davacı tarafından emtiaya ilişkin bildirim ve değer beyan edilmemiş olsa da bagaj içerisindeki emtianın sunulan faturalarda geçen yedek parçalar olduğu kamera kayıtları ve kayıp eşya kayıtlarından anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığa uygulanması gereken 1999 tarihli Montreal Protokolünün 22.2. maddesi uyarınca, bagajın kaybolması, hasara uğraması veya somut olayda olduğu gibi bagaj içerisindeki eşyanın kaybı halinde hava taşıyıcısının sorumluluğu sınırlı sorumluluk olup, bu durumda, yolcunun bagaj kaybı nedeniyle gerçek zararının belirlenmesi ve belirlenen tutarın üst sınır ile karşılaştırılması suretiyle, üst sınırın altında ise zararın tamamına, bunun üstünde ise üst sınır kadar tazminata hükmedilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda davalı taşıyıcının sorumluluğu, olay tarihi itibariyle yolcu başına 1131 SDR ile sınırlıdır. Bu kural, yolcunun bagajının taşıyıcıya teslim edildiği sırada teslim anındaki gerçek değerini gösterir bir bildirimde bulunulması ve ek ücret ödemesi halinde ise uygulama alanı bulmaz. Aynı maddenin 5. fıkrasına göre ise zarar; taşıyıcı, taşıyıcının adamları veya temsilcilerinin kasti bir hareketi veya pervasızca hareketi sonucu oluşmuşsa taşıyıcının sınırlı sorumluluktan yararlanması mümkün değildir. Davalı THY tarafından ilan edilen Yolcu ve Bagaj Taşıma Genel Şartlarının 1. maddesinde bagaj; “yolculukla ilgili olarak yolcunun ihtiyaçları için gerekli giyim ve kişisel kullanım eşyası” olarak tanımlanmıştır. Genel şartların 9. maddesinde bagaj olarak kabul edilmeyen maddeler sayılarak bunların yolcu bagajına konulamayacağı belirtilmiş olup, sayılan maddeler arasında yedek parça emtiası bulunmamaktadır. Somut olayda, yedek parçaların bagaj içerisinde taşınmasına bir engel bulunmasa da, davacı tarafından yeterli ambalajlama yapılmadığı, emtiaya uygun valiz seçilmediği, valizin taşıma sırasında açılmasıyla içerisinde bulunan yedek parçaların etrafa dağıldığı anlaşılmasına göre, bu durumun davalı taşıyıcı açısından ağır kusur olarak kabulü mümkün değildir. Zararın davalı taşıyıcının kasti veya pervasızca hareketi sonucu oluştuğu ispatlanamadığına göre, davalı taşıyıcının sınırlı sorumluluğuna hükmedilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda yapılan hesaplamada; ilk derece mahkemesi karar tarihi itibariyle SDR kuru 7,9289-TL olup, davalının sorumluluk üst sınırı 1131×7,9289=8.967,58-TL’dir. Diğer yandan Montreal Konvansiyonunun 17/2. maddesi uyarınca zarar, bagajın kendine has bir kusurundan, niteliğinden veya ayıbından kaynaklandığı nispette taşıyıcı sorumlu değildir. Bu kapsamda somut olayda mahkemece alınan bilirkişi raporunda, emtiaya uygun valiz seçimi yapılmaması ve ambalajlamanın yetersizliği nedeniyle davacının zararın oluşumunda %50 oranında müterafık kusurunun bulunduğu tespit edilmekle, kusur indirimi sonucunda davacının talep edebileceği bedel 4.483,79-TL olarak tespit edilmiştir. Davacı tarafından bagajın davalı taşıyıcıya teslim edildiği sırada, teslim anındaki gerçek değerini gösterir bir bildirimde bulunulmadığı ve ek ücret de ödenmediğinden, gerçek değere değil, sınırlı sorumluluğa hükmedilmesi gerekmektedir. Mahkemece davacının gidiş-dönüş uçak biletine hükmedilmiş ise de; bilet bedelinin bagaj eşyasının kaybı ile bağlantısı bulunmadığı gibi, bilet masrafının bagaj eşyasının kaybı nedeniyle yapıldığını gösterir bir delil de sunulmaması karşısında, ayrıca bilet bedeline hükmedilmesi de yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davanın sınırlı sorumluluk hükümlerine göre ve kusuru oranında sorumluluğuna hükmedilmek gerekirken ağır kusurlu kabul edilerek gerçek değer esas alınarak hüküm verilmesi doğru görülmemiş ise de ,yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, istinaf nedeni yerinde görülen davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kesinleşen kısımlarının tekrarına ,kararın kaldırılarak yeniden hüküm verilmek suretiyle “davanın kısmen kabulüne” karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/07/2019 Tarih 2019/83 Esas 2019/690 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulüne,Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 4.483,79-TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Koşulları oluşmayan manevi tazminat istemi ile fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine,” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak ; “Alınması gereken 306,287-TL karar harcından mahkeme veznesine yatırılan 420,97-TL peşin harcın mahsubu ile 114,68-TL harcın istek halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yatırılan 342,59-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 700-TL bilirkişi ücreti ve 104-TL posta masrafı olmak üzere 804-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 150-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Kabul edilen maddi tazminat bakımından davacı yararına takdir olunan 2.725-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Reddedilen kısımlar bakımından davalı yararına takdir olunan 2.725-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Davalı tarafından yatırılan 120,83-TL peşin istinaf karar harcının davalıya iadesine, Davacı yan gider avansından karşılanan 56-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 10,08-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davalı yan gider avansından karşılanan 41-TL istinaf yargı giderinin davanın reddi oranında hesaplanan 33,53-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/03/2022