Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1865 E. 2022/214 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1865
KARAR NO: 2022/214
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/02/2019
NUMARASI: 2017/166 Esas – 2019/154 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalının müvekkiline olan borcu nedeniyle İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, davacı şirket alacağının 13/10/2016 tarihli 80.669,52 TL bedelli ve 09/11/2016 tarihli 8.705,23 TL bedelli iki adet faturadan kaynaklandığını, faturaların taraflar arasında imzalanan malzeme alım sözleşmesine uygun olarak düzenlendiğini, davalının söz konusu faturalara itiraz etmediğini, ticari defterlerin incelenmesinde söz konusu faturaların davalı şirket defterlerinde kayıtlı olduğunun görüleceğini belirterek, davalının itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının üstlenmiş olduğu edimi yerine getirmediğini, davaya ve takibe konu alacağın dayanağını oluşturan malzemelerin ayıplı olduğunun anlaşıldığını, bu konunun davacı tarafa aktarıldığını fakat ayıplı ifanın gereğinin yerine getirilmediğini, davacı tarafından verilen hizmet ayıplı olduğu için hizmet bedelinin ödenmediğini, borcun var olduğunu ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, sunmuş olduğu hiçbir delille borcun varlığını ispatlayamayan davacı taleplerinin reddinin gerektiğini belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, takip konusu tutarın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının ve davalının BA ve BS formlarının incelenmesinde faturalara ilişkin vergi dairesine bildirimde bulunulduğu, davalı tarafından davacıya gönderilen mutabakat metninde davalı şirketin dava konusu miktar kadar borçlu olduğuna yönelik davacının onayını istediği, davacının da mutabakat metnini onayladığı, davalı vekili her ne kadar zaman aşımı def’ini ileri sürmüş ise de, davanın sözleşmeden kaynaklanan alacak olup 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğu ve bu sürenin dolmaması sebebiyle zaman aşımı itirazının yerinde olmadığı, davalı her ne kadar sunulan hizmetin ayıplı olduğunu iddia etmiş ise de davalının ayıba karşı soyut beyanı dışında TTK’nın 23/c maddesi uyarınca satıcıya ihbarda bulunduğunu ispatlayamadığı, taraflar arasında yapılan sözleşmede davalı şirket mekanik işler müdürü …’nın isim ve imzasının olduğu, davacı tarafından davalı şirket çalışanı …’ya mail yoluyla imalatta bir sıkıntı olup olmadığının sorulduğu, …’nın ise cevaben ürünlerin montajının yapıldığını ve gayet güzel olduğunu davacıya mail yoluyla bildirdiği, dolayısıyla davacı tarafından sunulan hizmeti kabul etmiş oldukları ve verilen hizmetin tüm dosya kapsamına ve tüm delillere binaen ayıplı olmadığı, davalının icra takibine itirazının haksız olduğu, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu, icra inkar tazminatı şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili; mahkemece beyan ve delillerin takdirinde hataya düşüldüğünü, alacağın likit olmayıp ihtilaflı olduğunu, hesap mutabakatı bulunmadığını, faturaların usulüne uygun tebliğ ve teslim edilmediğini, malların ayıplı olduğunu, temerrüt bulunmadığını, şirket yetkililerinin imza ve kabulünün bulunmadığını, faiz talebinin yerinde olmadığını, müvekkili itirazında haklı olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, delilleri toplanmayıp bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satım nedeniyle düzenlenen fatura alacağına dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında düzenlenen 07.11.2016 tarihli malzeme alım sözleşmesi kapsamında davacı tarafından davalıya 13.10.2016 tarihli 80.669,52-TL bedelli ve 09.11.2016 tarihli 8.705,23-TL bedelli faturalar konusu malların satışının yapılarak faturalar konusu malların teslim edildiği, bu kapsamda düzenlenen sevk irsaliyelerinde teslim alan imzalarının bulunduğu, davalı tarafından düzenlenen ve davacının da imzaladığı BA-BS mutabakat mektuplarında da davalının her iki faturaya dayalı borcu kabul ettiği, yine her iki faturanın da davalı tarafından BA formlarıyla vergi dairesine beyan edildiği anlaşılmaktadır. Davalı vekilince, faturalar konusu malların ayıplı olduğu ileri sürülmüşse de, davalının ayıpla ilgili olarak davacı satıcıya yasal süresinde ihbarda bulunduğunu gösteren hiç bir delil ileri sürülmediği gibi, malların ayıplı olduğuna dair de hiç bir delil gösterilmemiştir. Aksine, davacı tarafından davalı şirket çalışanına e-posta yoluyla imalatta bir sıkıntı olup olmadığı sorulduğunda, davalı çalışanının cevaben ürünlerin montajının yapıldığını ve gayet güzel olduğunu bildirdiği görülmüştür. Bu durumda davacı tarafından davalıya satışı yapılan malların davalıya teslim edildiğinin kanıtlandığı, davalının ayıp iddiasının ise kanıtlanamadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Diğer yandan takip konusu alacak faturaya dayalı likit nitelikte olup, davalının da itirazında haksız olduğu görülmekle, mahkemece davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi de yerindedir. Açıklanan nedenlerle, istinaf nedenleri yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 6.105,18-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 1.570,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.534,48-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 40,40-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/02/2022