Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1847 E. 2022/232 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1847
KARAR NO: 2022/232
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/07/2019
NUMARASI: 2018/248 Esas 2019/655 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalı aleyhine Bakırköy …İcra Dairesinin … esas sayısı dosyası ile 6.524,95- TL tutarında icra takibi başlattığını, davalı/borçlu 12.02.2018 tarihinde tarafınca herhangi bir borcu bulunmadığından bahisle borca itiraz ettiğini, ticari ilişkiden kaynaklanan 6.473,08- TL borç ve 51,87- TL işlemiş faiz sebebiyle davalı borçlu şirkete icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin 08.02.2018 tarihinde tebliğ alındığını, tebliğ tarihinden 4 gün sonra 12/02/2018 tarihinde davalı borçlu, asıl alacak tutarı olan 6.473,08 -TL borcunu davacının banka hesabına ödediğini, akabinde de aynı gün 12.02.2018 tarihinde takibe itiraz ettiğini, ödemenin icra masraflarından kurtulmak için yapıldığını,borca ve faizine ilişkin itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkâr tazminatına , %10 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından davacı taraf cari hesap alacağına dayanarak icra takibi başlatamayacağını, borcun ödenmesi konusunda herhangi bir vade kararlaştırmadığını, davacı şirketin davalı şirkete tebliğ etmiş olduğu bir ihtar da mevcut olmadığını o halde davalı şirketin temerrüde düşürülmediğini, davalı şirketin davacı tarafa ödenmemiş herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı taraf davalı şirketin temerrüde düşürmeden İcra takibi başlattığı gibi bir de 31.12.2017 tarihinden itibaren asıl alacağa % 9,75 ticari faiz uyguladığını, neticeten; alacak muaccel hale gelmeden ve temerrüt oluşmadan başlatılan icra takibine yapmış olduğu haklı itirazın iptali için açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Mahkemece; davacının dava tarihi itibariyle davalıdan herhangi bir alacağının kalmadığı, davalının icra ödeme emrinin kendisine tebliğinden sonra yasal süresi içerisinde davaya konu asıl alacağı ödediğinin yapılan bilirkişi incelemesi ile sabit olduğu ve bu nedenle davacının bu davayı açmasında hukuki yararının bulunmadığı, davacının işlemiş faiz talebi bakımından davalıyı temerrüte düşürdüğüne dair dosyaya herhangi bir delil sunmadığı bu nedenle asıl alacak bakımından davanın konusuz kaldığı, işlemiş faiz bakımından ise talebin ispat edilememesi nedeniyle reddedilmesine, davacının icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; ilk derece mahkemesi gerekçeli kararına dayandırdığı Yargıtay kararı doğrultusunda karar vermediğini bu sebeple gerekçesi ile çeliştiğini, Mahkemece alınan bilirkişi raporu ve ilgili icra dosyasından talep edilen kapak hesabı değerlendirilmeden karar verildiğini, Mahkemenin talep edilen faiz bakımından red kararı vermesinin hatalı olduğunu bu sebeplerden dolayı kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava;davacının, davalı- borçludan ” 6.473,08-TL + 51,87-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.524,95-TL alacağın tahsili için 31.01.2018 tarihinde başlattığı Bakırköy … İcra Dairesi’nin … esas sayılı ilamsız takibe karşı vaki itirazının iptali istemine ilişkindir.Eldeki davada, takip tarihi olan 31.01.2018 tarihinden sonra, itirazın iptali davası açılmadan evvel, ödeme emrine vaki davalı- borçlunun itiraz tarihi olan 12.02.2018 tarihinde, davalı- borçlu tarafından, davacıya 6.473,08-TL ödeme yaptığı çekişmesizdir. Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede borçlunun itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu itirazın iptali davası açılmamış iken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira, itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır. Bunun gibi, takibe konu borcun kısmen ödendiği durumlarda da ödenmeyen borç tutarına yönelik itirazın iptali davasında, itirazdan sonra ödenmiş olan miktar bakımından itirazın iptalinin istenilmesinde hukuki yararın mevcut olmayacağı kuşkusuzdur. (Yargıtay HGK nun 03/05/2017 gün 2017/11-80 E., 2017/889 K.; 18.04.2007 günlü ilamı)Diğer yandan, icra takibine başlanılmasından sonra, itirazın iptali davasının açıldığı tarihten önce TBK 100. maddesine göre, yapılan kısmi ödemenin öncelikle işlemiş faiz, takip masraflarına mahsup edileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca, itirazın iptali yönünde bir karar verilmediği sürece icra müdürlüğünce icra dosyası üzerinde işlem yapılamayacağından, icra takip tarihinden itibaren işleyecek faiz ve icra giderleri hakkında mahkemece bir karar verilmesi gereklidir. Tahsil harcı Devlete alacaklı tarafından ödenen bir bedel olduğundan borcun ferileri arasında sayılmaz. Ayrıca borcun tamamı ödenmediği hallerde, davalının icra vekalet ücretinin tamamından sorumlu tutulması gerekmektedir.(Yargıtay 12 HD nin 2013/2131 esas ,2013/10220 karar sayılı 19.3.2013 tarihli emsal ilamı aynı yöndedir.) Asıl alacağın varlığı ve miktarı hususunda uyuşmazlık olmayıp, takipden evvel istenilen işlemiş faizin de dayanağı bulunmamaktadır. Buna göre icra takip tarihi itibariyle asıl borç tutarı 6.473,08-TL’dir. Alacaklı vekili 73,72-TL icraya peşin harç yatırmış, 14-TL icra tebligat masrafı yapılmıştır. Takip başlatıldığından asıl alacağa takip tarihinden itibaren temerrüt faizi işlemeye başlamış olup ,takip tarihi 31.1.2018 tarihinden 12.2.2018 tarihine kadar %9.75 orandan 12 gün faiz işlemiştir.(6.473x%9.75:360×12=)21-TL işlemiş faize hak kazanmıştır. %12 oranda hesaplanan tam vekalet ücreti 776,76-TL nin ilavesi ile ödeme tarihinde ki borç tutarı =6.473,08+14+73,72+776,76-TL olmak üzere toplamda 7.358,56-TL olup, kısmi ödemenin işlemiş faizle birlikte takip fer’ilerinden mahsubu sonucunda bakiye 885,48-TL asıl alacağın kaldığı tespit edilmektedir. Davacı vekilinin borcun ferilerini de hesaplayarak itirazın iptalini talep etmesi gerekirken takip tutarının tamamına itirazın iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır.Buna göre feriler tamamen mahsup edildiğinden icra takibinde kalan bakiye daima asıl alacak olduğundan kalan asıl alacağa haksız itiraz nedeniyle icra inkar tazminatına da hükmedilmesi gerekmektedir.Kalan miktar için ise dava açmakta alacaklının hukuki yararı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, yapılan hata eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç olmadığından itirazın kısmen iptaline davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine ,fazla istemin reddine takibin kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından davalı vekilinin kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03.07.2019 Tarih 2018/248 Esas- 2019/655 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davalının Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takibe vaki itirazının 885,48-TL asıl alacak için iptaline, 885,48-TL asıl alacağa 12/02/2018 ödeme tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına, Fazla istemin hukuki yarar yokluğundan reddine, %20 oranda hesaplanan 177,09-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, Davalı lehine kötü niyet tazminatı şartları oluşmadığından verilmesine yer olmadığına, “”Alınması gereken 80,70-TL harcın, peşin yatırılan 111,43-TL harçtan mahsubu ile fazla olan 30,73-TL harcın talep halinde davacıya iadesine,Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından sarf edilen 700-TL bilirkişi ücreti ve 107-TL posta masrafı olmak üzere 807-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 110-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,Davacı lehine takdir olunan 885,48-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı lehine takdir olunan 2.725-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından sarf edilen 45-TL posta masrafının davanın kabulü oranında hesaplanan 7-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/02/2022