Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1846 E. 2020/284 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1846
KARAR NO : 2020/284
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/07/2019 (Ek Karar)
NUMARASI : 2019/278 D.İş 2019/273 Karar
DAVA: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/03/2020
İhtiyati hacze itirazın kabulüne ilişkin 18/07/2019 tarihli ek kararın alacaklı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: İhtiyati haciz isteyen alacaklı banka vekili, … Bankası Genel Kredi ve Teminat sözleşmesi, ihtarname asıllarına istinaden 690.583.683,69 -TL nakdi, 2.555.531,15-TL gayri nakti olmak üzere toplam 693.139.214,84-TL alacaklı olduğunu, vadesinde borçluların borçlarını ödemediğini,borçluların, borcuna ve masraflarına yeterli miktarda taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, asıl kredi borçlusuna hesap kat ihtarının hukuken tebliğ edilmiş hükmünde olduğu, kredi lehtarı asıl borçlu şirket yönünden hesap katının alacağın muaccel olması için yeterli olup, bu borçlu yönünden somut olayda ihtiyati haciz koşulları oluştuğu ve yine hesap kat ihtarnamesi gönderildiğine ve borcun da halen ödenmediği, müteselsil kefiller aleyhine de nakti alacak yönünden ihtiyati haciz talep edilebileceği; ihtiyati haciz talep eden alacaklı bankanın talebine konu 2.555.531,15-TL gayrinakit alacak yönünden yapılan değerlendirmede ise gayrinakit alacak yönünden yapılmış bir ödemenin iddia ve ispat edilmediği, bu haliyle bankanın ödemekle yükümlü olduğu miktar yönünden henüz riskin gerçekleşmediği gerekçesiyle 690.583.683,69-TL nakit alacak yönünden talebin kabulüne, 2.555.531,15-TL gayrinakit alacak yönünden ise talebin reddine karar verilmiştir.
İTİRAZ : İhtiyati haciz kararına itiraz edenler vekili itiraz dilekçesinde; Müvekkili borçluların, alacaklı banka ile … A.Ş. arasında imzalanmış Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi ve buna bağlı sözleşmelerin müteselsil kefili olduğunu, mahkeme nezdinde ihtiyati haciz kararı verildiğini ve bu karar uyarınca müvekkili borçlular hakkında çok sayıda haciz işlemi gerçekleştirildiğini, alacaklı banka tarafından keşide edilen hesap kat ihtarının müvekkillerine 23/05/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, 24/05/2019 tarihinde itiraz edildiğini, alacaklı bankanın müteselsil kefil olan müvekkillerine ve asıl kredi borçlusuna daha önce hesap özetlerini göndermediğini, hesap özeti göndermediği ister asıl ister kefil olan borçluyu hesap kat ihtarnamesi ile temerrüde düşürdüğünün kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, İİK 257/1 maddesi gereğince bir borcun vadesinin gelmiş olması halinde dahi ihtiyati haciz kararı verilebilmesinin en önemli şartının alacağın rehinle temin edilmemiş olması olduğunu, somut olayda hesap kat ihtarına ve hesap özetinin içeriğindeki borca itiraz edilmiş olduğunu ve vade, miktar ve varlığı hususlarının yargılamayı gerektirdiğini, alacaklının alacağının rehinle temin edildiği sabit olduğundan yasa gereğince ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
EK KARAR : Mahkemece, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın birden fazla alacak rehin sözleşmesi ile teminat altına alındığı, dolayısıyla 6098 sayılı TBK’nın 586/2.maddesi gereğince alacaklının rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvuramayacağı, itiraz eden borçluların bu itirazında haklı oldukları gerekçesiyle itirazın kabulüne, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Alacaklı vekili; borçluların itirazlarının İİK 265 maddesindeki sebeplere dayanmadığını, ihtiyati hacze karar verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olmasının yeterli olup, alacağın kesin olarak ispat edilmesinin aranmadığını, mahkemenin gerekçeli kararında hangi sözleşmenin alacak rehni olarak nitelendirildiğine ilişkin herhangi bir gerekçe belirtilmediğini, müteselsil kefillerin kefaletini teminat altına alan rehin/ipotek bulunmadığı gibi müvekkili banka ile borçlular arasında imzalanan alacak rehin sözleşmesinin de bulunmadığını, sözleşmelerin sadece dava dışı kredi borçlusu şirketin borçlarının teminatını teşkil ettiğini, bu nedenlerle kararın kaldırılarak ihtiyati hacze itirazın reddi ile yeniden ihtiyati haciz kararı tesis edilmesine karar verilmiştir.
GEREKÇE :İhtiyati haciz kararı verilmesinin koşulları İİK’nın 257/1. Maddesinde düzenlenmiş olup, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczini talep edebilir. Muteriz müteselsil kefiller borca karşılık ipotek ve rehin sözleşmeleri bulunduğunu ileri sürerek ihtiyati haciz kararına itiraz etmişlerdir. Dosya kapsamında ibraz olunan sözleşmelerin incelenmesinde ;İlk olarak ; Bakırköy …Noterliğince düzenlenen 31.01.2019 tarihinde sicile tescil edilen taşınır rehin sözleşmesinin incelenmesin de ; 115.800.000 -euro borç için rehin veren ….AŞ ,rehin alanın alacaklı banka olduğu ,rehin verenin Müşteri olarak tanımlandığı ve “teminata konu borçların Müşteri tarafından kredi sözleşmesi ve sözleşmede tanımlanan ödenmesi gereken borçları olarak tarif edilmiştir.İkinci olarak ; 20 ağustos 2015 tarihli “alacak devri sözleşmesi ” nin konusu sözleşme ekinde yazılı 3.şahıslarla yapılan bir kısım sözleşmeler nedeniyle doğan ve doğacak alacakların TBK nun 183.madde uyarınca alacaklı bankaya devrine ilişkindir. Somut olayda ilk derece mahkemesince alacak rehni sözleşmesi olduğundan bahsedilmekte ise de ; sunulan sözleşmenin incelenmesinde alacak rehni değil alacak devri sözleşmesi sözkonusudur.Gayrımenkul ve üst hakkı İpotek resmi senetlerinin 2(D) maddesinde açıkça “işbu sözleşme münhasıran kredi sözleşmesi kapsamında Müşteri’ye kullandırılmış veya kullandırılacak kredinin ve bununla ilgili alacaklara ilişkin olarak münhasıran müşterinin borçlarının teminatını teşkil etmek üzere bir teminat sözleşmesi olarak akdedilmiştir.” denilmiştir.İpotek sözleşmelerinde müteselsil kefillerin kefalet borcunun da teminat altına alındığı belirlenmemiştir.Hesap rehni sözleşmelerinde alacaklı banka nezdinde bulunan hesaplar üzerinde alacaklıya rehin hakkı tanınmış, hesapların rehni sözleşmesinin mevduat rehnini içermediği ,hasaplara gelen bir miktar paranın da kredi borcuna mahsup edildiği ,alacaklı banka tarafından bildirilmiştir.Ardıl alacaklılık ve ardıl alacakların devri sözleşmesiyle yine TBK nun 183.maddesi uyarınca ardıl alacaklıların alacak haklarını alacaklı bankaya temlik edildiği anlaşılmaktadır.Alacak rehni sözleşmesi MK m.954 de düzenlenmiş olup “Başkasına devredilebilen alacaklar ve diğer haklar rehnedilebilir”. Bu madde ile, genel olarak,devredilebilen bütün hakların ve alacakların rehnedilebileceği öngörülmüştür.Rehinli alacaklı, borcun ifa edilmemesi halinde, rehnedilen hak veya alacağı, icra vasıtasıyla paraya çevirerek, alacağını tahsil etme yetkisi verdiğinden, hak veya alacak üzerinde rehin hakkının kurulmasıyla, rehin veren, hak sahipliği sıfatını koruyarak, hakkının özünü kaybetmemektedir.İİK’nun 45/1 maddesi “Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoliyle takip edebilir.” hükmünü içermektedir.TBK nun 586/1. Maddesinde ; ” Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girmeyi kabul etmiş ise alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak bunun için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkca ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir ” şeklinde düzenlenmiş,586/2. maddesinde ise ; ” Alacak teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa ,rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz.Ancak alacağın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla tamamen karşılanamayacağının … hallerinde rehnin paraya çevrilmesinden öncede kefile başvurulabilir.”şeklindedir.Gayrımenkul ve üst hakkına ilişkin verilen ipoteğin asıl borçlu şirketin borçlarını teminat altına aldığı,muteriz müteselsil kefillerin kefalet borcunun ipotekle teminat altına alınmadığı ,borcu karşılayacak miktarda alacak rehni sözleşmesi ve teslime bağlı taşınır rehni sözleşmesi mevcut olmadığı,alacaklının TBK nun 586/1.maddesi uyarınca şahsi teminat veren müteselsil kefillere başvurabileceği, borçlular vekili rehinle temin edilmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini ileri sürmüş ise de dava dışı kredi borçlusu … A.Ş.’nin borçlarının teminatını teşkil etmek üzere müşteri asıl borçlu ile banka tarafından alacağın temliki sözleşmeleri yapıldığı, alacağın veya ardıl alacağın temliki sözleşmelerinin alacak rehni olarak kabulünün mümkün olmadığı,hesap rehin sözleşmesinin de alacak rehin sözleşmesi kapsamında sayılamayacağı,borcu karşılayacak mevduat rehni sözkonusu olmadığı anlaşılmaktadır.Sonuç olarak müteselsil kefillerin kefalet borcunu teminat alan rehin mevcut olmadığı halde birden fazla rehin sözleşmesi mevcut olduğundan bahisle itirazın kabulune karar verilmesi doğru görülmemiştir.Müteselsil kefillerin itirazları yerinde bulunmadığından alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile itirazın kabulüne dair ek kararın kaldırılarak itirazın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/278 D.İş 2019/273 Karar sayılı 18/07/2019 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ilişkin ek kararın HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/278 D.İş 2019/273 Karar 28/05/2019 tarihli ihtiyati haciz kararına itirazın REDDİNE”İlk derece mahkemesine ilişkin olarak;İlk derece yargılamasına ilişkin olarak; 935-TL maktu vekalet ücreti ile 81,30- TL posta masrafının muteriz borçlulardan alınarak alacaklıya ödenmesine, Alacaklı tarafça yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/03/2020