Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1826 E. 2019/1502 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1826
KARAR NO : 2019/1502
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2019
NUMARASI : 2019/35 E.- 2019/515 K.
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/11/2019
Davanın görev yönünden usulden reddine ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, müvekkilinin, davalı bankada bulunan hesabından 12/06/2018-01/08/2018 tarihleri arasında 1.6 milyon USD miktarında döviz miktarının önce TL’ye çevrildiği sonra da 6.035.000,00 TL’sinin internet bankacılığı aracılığıyla 23 adedinin havale 22 adedinin de EFT olmak üzere toplam 45 adet işlemle izni ve rızası olmaksızın dava dışı… … A.Ş. ve muhtelif bankalara aktarıldığını, bu hususun davalı bankanın teftiş kurulu raporunda da belirtildiğini, müvekkilinin havale yapılması yönünde herhangi bir talimatının olmadığını, güven kuruluşu olan bankanın nezdinde bulunan müvekkili hesabını korumakla yükümlü olduğunu ve yapılan bu dolandırıcılığa seyirci kaldığını, müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını, alacağının tahsili amacıyla İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasıyla yapılan takiben haksız olarak itiraz edildiğini belirterek anılan icra dosyasındaki davalı itirazının iptaline, takibin devamına ve alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davacının iddia ettiği zararda bankaya atfı kabil kusur bulunmadığını, davacının kendi rıza ve isteğiyle internet bankacılığı hizmetlerinden faydalanmak istediğini ve hesabın açılmasından bir sonra 18/04/2014 tarihinde müvekkili banka nezdinde internet bankacılığı şifresi oluşturduğunu, internet bankacılığına ilişkin tüm tedbirlerin alındığını,internet bankacılığı şifre parola bilgilerinin ve telefon bilgilerinin davacı tarafça yetkili olmayan kişilerce paylaşılması ya da ortak kullanım alanlarında güvenlik zafiyetine açık donanıma girmesi şeklinde davacıya atfedilebilecek kusur olmadığı sürece bankanın internet şubesine yetkisiz kişilerin erişiminin mümkün olmadığını, GSM hattın, sim kart değişikliği yapılması işleminde davacının ve GSM Operatörünün kusurunun olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, davacının şahsi bilgileri ile şifresini üçüncü kişilerle paylaşmasından dolayı zararın ortaya çıktığını, davacının çelişkili beyan ve tutumları nedeniyle aleyhinde müvekkili bankaca suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturmanın İstanbul C.Başsavcılığının 2018/217193 soruşturma nolu dosyasında devam ettiğini belirterek haksız davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, 6502 Sayılı Kanun hükümlerinden kaynaklanan işlemler nedeniyle ortaya çıkan ihtilaflarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu, HMK 114. maddesinde mahkemenin görevli olması hususun dava şartları arasında sayıldığı, HMK 115. maddesi gereğince dava şartlarının davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiğine işaret edildiği gerekçesiyle; davanın görev yönünden usulden reddine, karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın İstanbul Tüketici Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; davacının müvekkili bankaya 17/04/2017 tarihinde başvurduğunu, şahsı adına bireysel hesap ile tek ortağı olduğu tüzel kişilikler ….ltd.ştive …..ltd.şti adına hesaplar açtırdığını, davacının Türkiye’ye ticari faaliyet için geldiğini, tek ortağı olduğu iki ltd.şti nin İstanbul’da kuruluşunu gerçekleştirdiğini, bu şirketlerin hesaplarında ve davaya konu bireysel hesabında işlem yapmak amacıyla tercümanını vekil olarak atadığını, davacının iddiasına konu yetkisiz kişiler tarafından çekildiği belirtilen tutarların ise, davacının tek ortağı olduğu ve müvekkili banka nezdinde hesabı bulunan … İnşaat firmasının hesabından ve davacıya ait … Bankası nezdindeki hesabından 08/05/2018 tarihinde geldiğini, davacının gelen paraları yatırım hesaplarına almayıp, katılım hesaplarına aktardığını, bu hususun dahi davacının bireysel işlemlerden ziyade, ticari faaliyetleri için davaya konu tutarı kullanmak istediğini ortaya koyduğunu, davacıya ait bireysel hesaptan gerçekleşen işlemlerde, ofis kirası ve … adına yapılan işlemlere yönelik açıklamalar bulunduğunui, bu işlemlerin ticari faaliyet kapsamında olduğunu, davacının gerçek kişi oluşu nedeniyle tüketici sıfatını haiz olması gerektiği önyargısı ile görev yönünden red kararı verildiğini belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı tarafça açılan davanın kişisel hesaba ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.Dava tarihinde yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k bendinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi “tüketici”, 3/ı bendinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem “tüketici işlemi” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. Somut olayda uyuşmazlığın tacir olmayan davacının adına açılan şahsi hesaptan doğduğu gözetildiğinde mevduat sözleşmesinin de bir tüketici işlemi olduğu tartışmadan uzaktır. Davacının şahsi hesabı yanında ,ortağı olduğu tüzel kişilikler adına da banka hesapları açılması şahsi hesabını mesleki işler için kullanabileceği varsayımı ile mahkemenin görevi belirlenemeyeceğinden taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözmeye Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan davalı tarafın istinaf sebebleri yerinde görülmemiş, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 28/11/2019