Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1817 E. 2022/302 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1817
KARAR NO: 2022/302
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/04/2019
NUMARASI: 2017/328 Ess 2019/269 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili tarafından davalı borçlu aleyhine, İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile 02.03.2016 tarihli 273.665,64-TL bedelli alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun haksız olarak borca ve yetkiye itiraz ettiğini, müvekkiline olan 273.664,64-TL’lik borcu nedeni ile davalı şirkete e-arşiv faturası düzenlendiğini,davalının 07.03.2016 tarihinde haksız şekilde faturaya itiraz ettiğini, davalı tarafından, müvekkili ile ilgisi bulunmayan üçüncü bir kişiden satın alınmış olan eşyanın, müvekkili tarafından işletilen Limana tahliye edildiğini ve bir yılı aşkın süre ile Liman’da kalması nedeni ile müvekkil şirketin ardiye ücreti alacağının doğduğunu, ayrıca davalının, fatura içeriğindeki hizmeti aldığını belirterek davalının itirazının iptaline ve takibin devamına,itiraz edilen tutar üzerinden %20’den az olmayacak oranda icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
CEVAP: Davalı vekili; davacı tarafından talep edilen icra takibine konu herhangi bir hizmetin davacı firma tarafından müvekkili firmaya verilmediğini, müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu olmadığını,müvekkil firmanın kusurlu olmadığını, bilakis mağdur olduğunu bu nedenle müvekkilce ödemek zorunda olduğu herhangi bir hizmet bedelinin olmadığını ve varsa ödenmesi gereken hizmet bedelinin … A.Ş’den talep edilebileceğini belirterek davanın reddine, müvekkili lehine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; takibe konu faturada Derince Limanı geçiçi depolama alanında bırakılan eşyalar için ardiye ücreti talep edildiği, davaya konu malların Derince Limanına getirildiği, 20.01.2014 tarihinde eşyaların geçici depolama alanına konulduğu, 24.01.2014 tarihinde beyannamenin verilmesiyle ithal yükümlülüğü doğduğu, 29.01.2014 tarihli tutanakla konteynerlardaki kolilerin çoğunun boş koli olduğunun tespit edildiği, fakat konteynerlerin boşaltılmamış fotokopi kağıtlarının tasfiyelik hale geldiği 29.01.2016 tarihinde liman işletmesinden alındığı, 20.01.2014 ile 29.01.2016 tarihleri arasında geçiçi depolama alanının davalı tarafça kullanıldığı, Gümrük Kanunu 41. Maddesi gözetildiğinde gümrüğe sunulan eşyanın listelenmesi ve kontrolü için yetkili kişilere izin verilebileceği, fakat davalının bu muayene yükümlülüğünü yerine getirmediğinden sorumluluğunun bulunduğu,davalının ilgili faturadan kaynaklı borcu olduğu gerekçesiyle davalının, itirazın iptaline, alacağın %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; Gümrük Kanunu’nun 41. Maddesinde müvekkili yönünden herhangi bir zorunluluk öngörülmediğini, müvekkilinin ithal ettiği eşyanın muayenesini yaptırmak zorunda olmadığını, bilirkişi raporunda bahsi geçen Gümrük Yönetmeliğinin 87. Maddesinde de müvekkili yönünden ithal edilen eşyanın muayene zorunluluğu öngörülmediğini, Gümrük Yönetmeliğinde muayene zorunluluğunun idareye yüklendiğini, eşyaların geçici depolama alanına konulduğu 20/01/2014 tarihinde konteynerlerin içinin boş olduğunun davacı şirket yetkilisi ve gümrük görevlilerince tespit edildiğini, davacı tarafından depoya veya ardiyeye konulan konteyner bulunmadığını, davacı tarafından sunulan, alacağı gerektirir herhangi bir hizmet bulunmadığını, bununla birlikte konteynerlerin 29/01/2014 tarihine kadar bekletildiğini, bu nedenle 9 günlük bir işgal söz konusu olduğunu, müvekkilinden ancak 9 günlük bir ücret talep edilebileceğini, diğer taraftan fatura içeriğini ispat yükü üzerinde olan davacının fatura içeriğini ispat edemediğini, likit alacak söz konusu olmadığını, icra inkar tazminatı koşullarının oluşmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalı tarafından ithal edilen ürünlerle ilgili davalıya müvekkili tarafından işletilen geçici depolama alanında ardiye hizmeti verildiğini belirterek 02.03.2016 tarihli ve 273.665,64-TL bedelli fatura alacağının tahsili için davalı hakkında icra takibi başlatmıştır. Davalı vekili ise, müvekkili tarafından ithal edilen emtianın bulunduğu konteynerlerin boş olduğunu, bu hususun davalı ve gümrük görevlilerince tespit edildiğini, beyannamenin iptalini ve emtianın mahrece iadesini talep ettiklerini, davacıdan herhangi bir hizmet almadıklarını beyanla davanın reddini savunmaktadır. Somut olayda; davalı tarafından ithal edilen emtianın konteynerler ile Derince limanına getirildiği, özet beyan verilerek, davacının Derince’deki geçici depolama yerine 20.01.2014 tarihinde konulduğu, 24.01.2014 tarihinde ithal amacıyla Serbest Dolaşım Beyannamesinin tescil edildiği, 29.01.2014 tarihli tutanak ile davalıya gönderilen emtialarda noksanlığın tespit edildiği, davalının verdiği 30.01.2014 tarihli dilekçede içi boş kolilerin gönderilmesi nedeniyle beyannamenin iptali istendiği, yine 06/02/2014 tarihli dilekçesi ile ürünlerin mahrecine iadesini talep ettiği, 696 paket fotokopi kağıdı emtianın 29/01/2016 tarihinde depolama alanından çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Gümrük Kanunu’nun 61/3 maddesinde tescil edilmiş beyannamenin, ait olduğu eşyanın vergileri ve para cezasından dolayı taahhüt niteliğinde beyan sahibini bağlayacağı ve gümrük vergilerine esas tutulacağı düzenlenmiştir. Yine Kanunun 181/1 maddesinde ithalatta gümrük yükümlülüğünün; a) İthalat vergilerine tabi eşyanın serbest dolaşıma girişi, b) İthalat vergilerine tabi eşyanın ithalat vergilerinden kısmi muafiyet suretiyle geçici ithali için verilecek gümrük beyannamesinin tescil tarihinde başlayacağı düzenlenmiştir. Ayrıca Kanun’un 41 ve Gümrük Yönetmeliğinin 87. Maddesinde; talep üzerine, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasından önce, gümrüğe sunulan eşyanın incelenmesi veya bundan numune alınması yönünden ilgili ve yetkili kişilere izin verilebileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, Gümrük Müdürlüğünden yurtdışından gelen konteynerler hakkında ne gibi işlem yapıldığı,boş olduğu tesbit edilen konteynerlerin taşıyıcıya neden iade edilmediği hususu araştırılmamıştır. Gümrük Müdürlüğü ile yazışma yapılarak muhafaza bedeli talep edilen konteynerlere ilişkin yapılan işlemler ile tasfiye evrakları da getirtilerek serbest dolaşım beyannamesinin tescil edilmesi ile davalının ithal yükümlülüğü doğup doğmadığı,boş konteynerlerin alıcıya mı ,taşıyıcıya mı iadesi gerektiği ,oluşan muhafaza masraflarının sorumluluğunun davalıda olup olmadığı belirlenmeden uyuşmazlığın ticari defter ve kayıtlar incelenerek,davacının düzenlediği fatura esas alınmak suretiyle karara bağlanması doğru olmamıştır. Alınan bilirkişi rapor ve ek raporu hüküm vermeye elverişli değildir. Öte yandan davacı ile davalı arasındaki 14/10/2015 tarihli e-posta yazışmasında davacının davalıdan 23/06/2015 tarihine kadarki dönem için 55.267,93-TL talep ettiği, buna karşılık dava konusu faturanın 273.665,61-TL üzerinden düzenlendiği görülmekte ise de aradaki farkın kaynağı ile ilgili davacı bir açıklama yapmamıştır.Yine, davacı tarafça uygulanan ücret tarifesi getirtilmemiş, emsal antrepo ücretleri araştırılmamıştır. Bu durumda 14/10/2015 tarihli e-postada belirtilen borç tutarı ile fatura tutarı arasındaki farkın neden kaynaklandığı hususunun açıklığa kavuşturulması, tasfiyeye tabi tutulan eşyanın akıbetinin ve boş konteynerler ile ilgili davalının sorumlu tutulup tutulamayacağı , taşıyıcıya iadesi gerekip gerekmediği ,davacının ve davalının ,davadışı taşıyıcının sorumluluğu olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Gümrük evraklarının tasfiyeye tabi tutulan eşya dahil olmak üzere tamamı ,acente hakkında yapılan işlem dosyası ,davacıya ait tarife ile emsal antrepo tarifeleri getirtilerek açıklanan hususlarda hüküm vermeye elverişli bir bilirkişi raporu alınmak,sonucuna göre bir karar verilmek üzere kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/04/2019 Tarih 2017/328 Esas 2019/269 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA;”Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” Davalı tarafından yatırılan 4.673,36-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/02/2022