Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1802 E. 2022/97 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1802
KARAR NO: 2022/97
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/05/2019
NUMARASI: 2016/917 Esas 2019/630 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/01/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin davalı … şirketinin %28 hissedarı olduğunu, davalı şirketin 03/05/2016 tarihli ortaklar kuruluna müvekkilinin katılmamasına, müvekkilinin toplantıdan haberi olmamasına rağmen müvekkili toplantıya katılmış gibi müvekkilinin imzası taklit edilerek müvekkilinin bilgisi dışında ve yokluğunda ortaklar kurulu toplantısı yapılarak müvekkili adına sahte imza atılarak hisse devrine ilişkin karar alındığını, karardaki imza müvekkiline ait olmadığından kararın yok hükmünde olduğunu belirterek, davalı … şirketinin 03/05/2016 tarih ve 2016/1 sayılı ortaklar kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar davaya cevap vermemiş; davalılar … ile … yargılama sırasında davanın reddini savunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının, davalı …’ın ortaklıktan ayrılmasına ilişkin 03.05.2016 tarihli ortaklar kurulu toplantısına katılmadığını, adı altındaki imzanın sahte olduğunu iddia ettiği, alınan 21/03/2019 tarihli grafolog bilirkişi raporu ile iddiaya konu 03/05/2016 tarih, … karar numaralı hisse devri konulu ortaklar kurulu kararı altındaki imzanın davacıya ait olmayıp sahte olduğunun tespit edildiği, davacının toplantıya katılmadığı anlaşıldığından söz konusu kararın yok hükmünde olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı … vekili; müvekkilinin davaya konu … şirketinde bulunan payını usulüne uygun olarak diğer davalı …’e devrettiğini, akabinde yapılan genel kurul toplantısında tüm hissedarların imzalarını attıklarını, davacının hukuki yararı bulunmamasına rağmen dava açması nedeniyle müvekkili ve diğer davalı …’in iradeleri yok sayılarak mağdur edildiklerini, müvekkilinin payını zaten paydaş olan … şirketinin paydaşı …’e devretmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olmadığını, pay devrine onay verilmesine ilişkin genel kurul kararının TTK’nın 620. maddesine göre toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile alınacağını, karar alındığında müvekkilinin %22, …’nın %50, davacının ise %28 payı olduğunu, imzanın davacıya ait olmadığı düşünülse bile oylama sonucunda alınan karar değişmeyeceğinden, davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, devir işleminin taraflarının müvekkili ile … olduğunu, her iki tarafın irade beyanları örtüşürken 3. kişi konumunda olan davacı tarafından dava açılmasının yersiz olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalı … şirketinin 03.05.2016 tarihli genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Somut olayda; davacının %28 oranında pay sahibi olduğu davalı … şirketinin 03.05.2016 tarihli ortaklar kurulu kararında, şirket ortağı …’ın şirketteki 44 pay karşılığı 2.200-TL payının 29.04.2016 tarihli devir sözleşmesiyle …’e devrederek ortaklıktan ayrılması nedeniyle devrin şirket pay defterine işlenmesine yönelik karar alındığı, davacının toplantı tutanağı altında kendisine atfen atılan imzaya itirazı nedeniyle mahkemece hükme esas alınan denetime elverişli grafolog bilirkişi raporuyla söz konusu imzanın davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği anlaşılmaktadır. Ortaklar Kurulu Toplantısının çağrısız yapıldığı anlaşılmaktadır.Limited şirketlerde genel kurul toplantılarının ne şekilde yapılabileceği TTK nun 617(3) maddesinde düzenlenmiş anonim şirkete ait hükümlere atıf yapılmıştır.TTK.nun 416.maddesinde ,bütün payların sahipleri ve temsilcileri ,aralarından biri itirazda bulunmadığı takdirde ,genel kurula katılmaya ve genel kurul toplantılarının yapılmasına ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla ,çağrıya ilişkin usule uyulmaksızın toplanabilirler ..” şeklinde düzenlenmiştir Bu düzenlemeye göre bütün pay sahipleri veya temsilcileri hazır bulunmalı, aralarından biri toplantının şekline itirazda bulunmamak şartıyla çağrı merasimine riayet etmeksizin de genel kurul toplanabilir. Ancak somut olayda davacı genel kurul toplantısına hiç katılmadığını ve adına atılan imzanın sahte olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Davacıya atfen atılan imzanın davacıya ait olmadığı belirlenmiş olup, davacının genel kurula katılmadığı anlaşılmakla genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde olduğu sonucuna varılmakla ,davalı vekilinin kararın yeterli nisap ile alındığına yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 66,60-TL istinaf yargı giderinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 25/01/2022