Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1797 E. 2022/252 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1797
KARAR NO: 2022/252
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/03/2019
NUMARASI: 2018/260 Esas – 2019/387 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Davanın kısmen kabulüne-reddine ilişkin kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili sigorta şirketinin davalı şirketin vadeli mal satışı yapacağı kredi limiti tahsis edilen alıcılarının fatura bedelini vadesinde ödememe rizikosunu teminat altına almak amacıyla taraflar arasında ilk poliçe yılı 01.12.2015-30.11.2016 olan alacak sigortası sözleşmesi yapıldığını, poliçede sigortalanabilir cironun 56.800.000-TL olarak gösterildiğini, toplam primin net 205.080-TL ( BSMV dahil 215.334-TL) olarak belirlendiğini, poliçede “Hasar Geçmişine Göre Prim Ayarlanması” klozu gereğince net hasar/net prim oranının %130’u aşması durumunda davalının % 60 ek prim ödeyeceğinin hüküm altına alındığını, davalının kredi limiti açılan alıcılarından … A.Ş. firmasının fatura borcunu ödememesi üzerine davalıya 297.622,30-TL hasar tazminatı ödemesi yapılmasına karar verildiğini, bu hasar tazminatı bedelinden davalının müvekkili şirkete olan 53.833,50-TL prim borcu ve … Ltd. Şti’ne olan 194.70-TL hizmet bedeli borcunun mahsup edilmesi sonucunda kalan kısmın davalı şirkete ödediğini, davalı şirketin sigorta dönemi için 01.12.2015-30.11.2016 tarihleri arasındaki gerçekleşen cironunun 51.670.486-TL olduğunu, bu miktara sigorta prim oranı uyguladığında gerçekleşen net prim tutarının 186.013,75-TL olarak hesaplandığını, hasar tazminat tutarı olan 297.622,30-TL’nin gerçekleşen net prim tutarı olan 186.013,75-TL’ye oranlandığında %130’un çok üzerinde olduğunu, bu nedenle dilekçenin 2. paragrafında açıklandığı üzere poliçedeki “Hasar Geçmişine Göre Ayarlama Primi” hükmü gereğince gerçekleşen net prim tutarı olan 186.013,75TL’ye %60 oranının uygulanması ve %5 BSMV ilave edilmesi sonucunda müvekkilinin davalıdan 117.188.66-TL ek prim alacağının doğduğunu, müvekkilinin bu alacağından davalının BSMV dahil 20.019,56-TL prim iadesi alacağının mahsup edilmesi sonucunda müvekkilinin 97.169,10-TL ek prim alacağının bulunduğunu, davalıya 15.01.2018 tarihinde ihtar tebliğ edildiğini, verilen 10 gün içerisinde davalı tarafça ödeme yapılmadığını, ödeme yapılmaması üzerine müvekkilinin 97.169,10-TL ek prim alacağı ve 259,56-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 97.428,66-TL alacağının ferileriyle birlikte tahsili için davalı aleyhine Büyükçekmece … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili; davacının dava dilekçesinde her ne kadar müvekkilinin ek prim ödemesini içeren … sayılı zeyilnameyi tanzim ettiğini ve bu zeyilnameye dayalı olarak müvekkili şirketten 117.188.66-TL alacağının bulunduğunu iddia etmekteyse de söz konusu iddianının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, zeyilnamenin sigorta poliçesinde değişiklik meydana getireceğinden ancak ve ancak sigortalı ve sigorta şirketi arasında anlaşma sağlanarak yapılabileceğini, bahse konu zeyilname üzerinde müvekkili şirketin imzasının olmadığının açıkça görüleceğini, davacının poliçede yer alan “Hasar Geçmişine Göre Prim Ayarlaması” klozuna dayanarak müvekkilinden ekstra prim talep ettiğini, taraflar arasında 15.00542.00 numaralı Poliçenin 102- Hasar Geçmişine göre prim ayarlaması bölümünde belirtilen oranların davacı tarafça ya yanlış yorumlandığını yahut kötü niyetli olarak icra takibi başlatıldığını, davacının bahse konu miktarları birbirine oranlayarak %130’unun çok daha üzere olduğu kanaatine vardığını, davacının işbu yorumunun sigorta hukukunun temelini teşkil eden sigortacının riski paylaşması ilkesine açıkça aykırı olduğunu, somut olayda davacının iddiasına göre, davacının müvekkilinden toplamda 303.202,41-TL prim ödemesi talep edeceğini, karşılığında ise yalnızca 297.622,30 TL tazminat ödemesi yapacağını, bununla da yetinmeyip müvekkilinin, dava dışı … A.Ş.’den olan alacağını da ayrıca tahsil ederek uhdesine geçireceğini, poliçede yer alan bu hükümlerin, davacının iddia ettiği şekilde yorumlanması halinde müvekkilinin daima ödediği primden daha düşük miktarlarda tazminat ödemesi alabileceğini, davacının ise her zaman aldığı primlerden çok daha düşük miktarlarda ödeme yapacağını,müvekkili şirketin dava dışı … A.Ş.’den olan 86.720,66-TL alacağını halen alamadığını, davacı şirketin müvekkilinin bahse konu alacağını takip ettiğini ve yakın zamanda tahsil ederek müvekkili şirkete ödeneceğinden bahisle müvekkili şirketi oyaladığını, söz konusu 86.720,66-TL’lik ödemeyi yapmaktan ısrarla kaçındığını, bahse konu alacak için dava ve talep hakkını ayrıca saklı tuttuklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı tarafından Kredi Sigorta Poliçesi olduğu düzenlendiği, azami sorumluluğun ödenmiş net primin 30 katının poliçede belirtilen teminat oranıyla çarpılmış olan tutarı olduğu, hasar muafiyetinin 5.000-TL toplam ilk zarar 50.000-TL olduğu, poliçenin 7. sayfasında 102 hasar geçmişine göre prim ayarlama klozu başlığı altında ek prim ödeme şartları ve sigortacının sigortalıdan alacağı ek prim ödemesini hasar ödemesinden mahsup edebileceği, ek prim yönünden yapılan incelemede, bu kredi sigortasının yüksek risk taşıdığı, rizikonun sigortalanması için sigortacıya birçok olağanüstü yetkinin verilmesi gerektiği, özel şartlar bölümünde yer alan hasar geçmişine göre prim ayarlaması tanımlaması ile belirtilen poliçenin 10. sayfası 102. bölümünde prim ayarlaması teklifinin yer aldığı, sigorta tekniği açısından önemli olanın “her şart altında prim miktarının ödenecek tazminat miktarının üstünde kalıp kalmadığının belirlenmesi” olduğu, taraflar arasında son ciroya bağlı nihai prim tutarının 186.013,75-TL olarak, hasar tazminatının ise 297.622,30-TL olarak belirlendiği, bu durumda net hasar/net prim oranının %160 düzeyinde olduğu, poliçedeki net hasar/net prim oranının % 130’u aşması halinde %60 ek prim tahakkuk edileceği belirtildiğinden şartların davacı taraf lehine oluştuğu, ek prim hesabının 97.169,10-TL ek bakiye prim miktarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:1-Davacı vekili; davanın kabul edilmesine rağmen icra takibine kadar işleyen faize hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, icra takibine konu alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, mahkemece icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 2-Davalı vekili; Zeyilnamenin müvekkili açısından bağlayıcı olmadığı halde aksi kabul ile düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda esas alınan hesaplama yöntemine göre müvekkilinin satın aldığı güvence ile ödediği prim tutarının karşılaştırıldığında prim tutarlarını bile karşılamayacak bir ödeme almasının hukuk mantığına ters olacağını, sigorta poliçesine göre davacı … şirketinin net hasar/net prim oranının ancak % 65’i aşması durumunda ek prime hak kazanacağını, fakat bilirkişi raporunda hesaplamanın hatalı yapıldığını, bu tespitin sigorta hukukunun temel teşkil eden sigortacının riski paylaşması ilkesine açıkça aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ek prim alacağının tahsiline yönelik takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf davalı hakkında başlattığı icra takibi ile alacak/kredi sigorta poliçesinden kaynaklanan ek prim alacağının tahsilini talep etmekte; davalı ise sigorta poliçesinde değişikliğe yol açtığı için tek taraflı olarak düzenlenen zeyilnamenin müvekkili hakkında hüküm ifade etmeyeceğini, ayrıca poliçedeki oranların yanlış yorumlandığını belirterek davanın reddini savunmaktadır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı … şirketinin ek prim alacağının varlığı ve miktarı hususundadır. Taraflar arasındaki akdedilen Kredi Sigorta Poliçesinde minimum yıllık prim tutarı 164.064-TL + % 5 BSMV; toplam prim tutarı (205.080-TL + % 5 BSMV) 215.334-TL olup, sigortalanan ciro yurt içi ve yurt dışı olmak üzere toplam 56.800.000-TL olarak belirlenmiştir. Yine poliçede 5.000-TL hasar muafiyeti ve 50.000-TL toplam ilk zarar öngörülmüştür. Bahse konu poliçede hasar geçmişine göre prim ayarlaması klozu bulunmakta olup, poliçenin 102 sayılı “Hasar Geçmişine Göre Prim Ayarlaması Klozu”nda; net hasar/net prim oranının % 130’u aşması halinde % 60 ek prim tahakkuku yapılacağı düzenlenmiştir. Poliçe akdedilirken teminat altına alınan toplam ciro 56.800.000-TL olarak belirtilmiş, bunun üzerinden 205.080-TL prim alınmıştır. Poliçe süresinin sonunda ise dönem içinde gerçekleşen ciro miktarı 51.670.486-TL üzerinden poliçeye uygun olarak 186.013,75-TL prim hesaplanmıştır. Bu durumda dönem içinde gerçekleşen ciroya bağlı nihai prim tutarı 186.013,75-TL ile net hasar tutarı 297.622,30-TL karşılaştırıldığında net hasar/net prim oranının % 130’u aşması nedeniyle davacının %60 ek prim tahakkuk etme şartları oluşmuş, davacı … 117.188,66-TL (111.608,25-TL + BSMV) ek prime hak kazanmıştır. Poliçe sonunda belirlenen ciroya bağlı olarak davacıya iadesi gereken 20.019,56-TL’nin de düşülmesi ile mahkemece 97.169,10-TL ek bakiye prime hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı … tarafından düzenlenen zeyilnamenin poliçede belirtilen şartlara uygun olduğu da anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili; dava konusu alacağın taraflar arasında geçerli olan sigorta poliçesi şartlarına göre hesaplanmış olup likit (tutarı belli, muayyen, bilinebilir, belirlenebilir, sözleşme gereği hesaplanabilir) niteliktedir. Bu itibarla davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacı vekilinin diğer bir istinaf nedeni, takip öncesi işlemiş faize yöneliktir. Davacı tarafından 97.169,10-TL’nin ödenmesi için davalıya gönderilen ihtarname davalıya 15/01/2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup bahsi geçen bedelin ödenmesi için davalıya 10 günlük süre 25/01/2018 tarihinde sona ermiştir. Bu durumda davacı temerrütün gerçekleştiği 26/01/2018 tarihinden takip günü 05/02/2018 tarihine kadar 259,56-TL işlemiş faize hak kazandığı halde davacının bu talebinin hüküm altına alınmaması yerinde olmamıştır.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına, yapılan hata eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç olmadığından davanın kabulüne, itirazın iptaline davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2018/260 Esas 2019/387 Karar sayılı 28/03/2019 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kabulüne Büyükçekmece 3. İcra Dairesinin … sayılı dosyasında davalı tarafın itirazın iptaline ve takibin kaldığı yerden aynı koşullarla devamına, Alacağın % 20’si oranında hesaplanan 19.485,73-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmeine”İlk derece mahkemesine ilişkin olarak ; “Alınması gereken 6.655,35-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılan 1.663,84-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.991,51-TL’nin davalıdan alınarak hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafça yatırılan 1.699,74-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından ödenen 800-TL bilirkişi ücreti ile 126-TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 926-TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 10.530-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 1.663,84-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Davalıdan alınması gereken 6.655,35-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 1.659,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.995,95-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan 13,50-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, HMK’nun 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 17/02/2022