Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/178 E. 2021/973 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/178
KARAR NO : 2021/973
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2018
NUMARASI : 2017/213 Esas- 2018/704 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/06/2021
Davanın reddine dair kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili davacı ile davalı arasında 19.01.2015 tarihli Acentelik Sözleşmesi ve yine 19.01.2015 tarihli Ek protokolü imzalandığını, müvekkilinin davalı şirketin acenteliğini tam ve eksiksiz olarak getirmekte iken hiçbir sebep yokken ve müvekkilinin de anlam veremediği şekilde Zeytinburnu … Noterliğinin 14.01.2016 tarihli ihbarnamesi ile sözleşmenin tek taraflı olarak davalı tarafından feshedildiğini, fesih bildiriminin müvekkiline tebliğ tarihinin 18.01.2016 olduğunu ve dolayısıyla fesih işleminin sözleşmede belirtilen her iki süreye de uyulmayarak yapılmakla sözleşmenin hukuken feshedilmiş olmadığını, sözleşmenin bitim süresinin en az 19.01.2017 tarihine kadar uzadığını,davalının acente sözleşmesini haksız olarak sonlandırmasından dolayı müvekkilinin işçilerini işten çıkarmak zorunda kaldığını ve dolayısı ile de işçilerine de ihbar tazminatlarını ödemek zorunda kaldığından bahisle, davalarının kabulü ile, 1.000- TL maddi, 10.000-TL manevi tazminatın fesih tarihinden itibaren faiz işletilerek, 17.677,80 TL maddi tazminatın ödeme yaptıkları günden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkili davacıya verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; Acentelik Sözleşmesinin 8. Maddesinin feshe ilişkin usul ve esasları düzenlendiğini, fesihin süresinde olduğunu,ayrıca fesihten çok önce müvekkili şirketçe durumun davacı tarafa bildirildiğini, aktin feshedileceği bilgisi verildiğini, ancak davacının fesihnameyi imzalamaktan imtina ettiğini, davacının portföy tazminatı talebinde bulunabilmesi için bazı şartların mevcut olması gerektiğini, istenilen manevi tazminatın da sebebinin anlaşılamadığını,davacı tarafın kendi iş yerinde çalışan işçilerinin işten çıkarılması sebebi ile işçilere ödenen ihbar tazminatlarını müvekkilinden talep ettiğini ancak buna ilişkin menfi ya da müspet zararı isteyebilmesi içni müvekkilinin sözleşme hükümlerinin gereğini yerine getirilmemiş olması gerektiğini, oysa müvekkilinin sözleşme hükümlerini yerine getirdiğini ve sözleşmeyi yenilemeyeceğini bildirdiğini, davacı tarafın ihbar tazminatıyla ilgili talebi hakkında menfi tazminat hususunda gerekli şartlar oluşmadığından bu talebin kabulünün mümkün olmadığından, öncelikle davanın usulden, davanın esasına girilmesi halinde davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Davacının TTK 122 maddesi uyarınca talep etmiş olduğu tazminat için acentelik hususunda davacıya tekel hakkı verilmediği tazminat isteminin hukuki dayanağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, mahkemece tek taraflı yapılan feshin süre yönünden geçerli olmadığıtespit edildiği halde,acentelik sözleşmesinin haksız feshedilmesinden kaynaklı işçilerine ödediği ihbar tazminatı talebinin haklı olduğunu,mahkemece ticari defter ve kayıtların , vergi kayıtları ve diğer deliller toplanmadan karar verilmesinin hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğunu, Acentenin bulduğu yeni müşteri ve bu müşteriler nedeni ile önemli menfaatler elde edilmesi konusunda delillerinin toplanmadığını,kararın bu yönü ile de hukuka aykırı olduğunu, Acente tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya yapılacak işler dolayısı ile ücret isteme hakkının kaybetmiş olması gerektiği şartı yönünden de delillerin toplanmadığını,deliller toplanmadan tahkikat aşamasına geçilmiş olması nedeni ile mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava acentelik sözleşmesinin haksız olarak feshedilmiş olması nedeni ile maddi tazminat ve TTK 122 maddesi uyarınca talep edilen maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.Uyuşmazlıkta sözleşmenin fesih tarihi itibariyle uygulanması gereken 6102 sayılı TTK.nın 122. maddesine göre; acentelik sözleşmesinin sona ermesinde acentenin kusurunun bulunmaması koşuluyla; müvekkilin, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde etmesi, acentenin, sözleşmenin sona ermesine bağlı olarak işletmeye bağlı müşterilerle yapılmış veya yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme devam etmiş olsaydı elde edeceği ücreti talep etme hakkını kaybediyor olması ve somut olayın özelliklerine göre denkleştirme isteminin karşılanmasının hakkaniyete uygun düşmesi hallerinde denkleştirme tazminatı istenebilir. Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında 19.01.2015 tarihli acentelik sözleşmesi ve yine aynı tarihli ek protokol imzalanmıştır.Sözleşmenin 8 maddesinde sözleşmenin süresi ve feshi,ekli protokolün 12.1 maddesinde acente olacak tarafın acentelik hizmeti vermeye başladığı tarihten başlar ve karşılıklı irade ile 3 yıla kadar sürecek şekilde (1 ) yıl süre ile yapılır.(1 ) yıllık ve (3 )yıllık sürenin bitiminden evvel 3 ay içinde ve herhalükarda 15 gün evvelinde karşı tarafa ulaşmış , taraflardan birinin noter aracılığı ile usulüne uygun fesih ihbarnamesi ile fesih edilmediği sürece 1 yıl uzatılır hükmünü haizdir.Sözleşme 19.01.2015 tarihinde başlamış, davalı tarafından Zeytinburnu … Noterliğinin 14.01.2016 tarihinde gönderdiği ihtarname ile “sözleşmenin 8.maddesindeki tek taraflı fesih hakkına ” dayanarak sözleşme fesih edildiği bildirilmiştir. Buna göre ;sözleşme acentenin kusuruyla sona ermediği ,1 yıllık süre içinde de talebin yöneltildiği dikkate alındığında davacının kural olarak portföy tazminatı isteyebileceğinin kabulü gerekir.Ancak ; diğer bir koşul ise, somut olayın özelliklerine göre denkleştirme isteminin karşılanmasının hakkaniyete uygun düşmesi hallerinde denkleştirme tazminatına hükmedilebilir.Dava da acentelik sözleşmesi 1 yıl süre ile devam etmiş davalı yenilemeyeceğini bildirmiştir. 1 yıllık çalışma süresi içerisinde acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde etmesinin sözkonusu olmayacağı değerlendirilmiş portföy tazminatı ve manevi tazminat istemlerinin bu sebeble reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Davacı sözleşmenin feshi nedeniyle işçilerine ödediği ihbar ve kıdem tazminatı bedellerini talep etmektedir.İhbar ve kıdem tazminatları işverenin yükümlülüğünde olup, sözleşmenin feshi nedeniyle değil ,işden ayrılmış olmaları nedeniyle ödenmiştir.Bir başka deyişle davacı işçileri davacı yanında çalıştıkları müddetçe bu tazminata hak kazanacaklardır.Sözleşme süresince de çalıştıklarından bu miktarlara hak kazanmışlardır. Sözleşme fesih edilmese işten ayrılsalar yine ödenecek olduğundan sözleşmenin feshi ile illiyet bağı bulunmayan bu kısım talep bakımından da davacı isteğinde ve istinaf nedenlerinde haklı görülmemiştir.Tazminatı belirleme noktasında, çalışılan sürenin kısalığı gözetildiğinde hakkaniyet gereği portföy tazminatı ödenmesinin gerekmediği belirlenmekle taraf kayıtlarının incelenmesi sonuca etkili olmayacaktır.Yukarıda yazılı sebeblerle davanın reddine ilişkin kararda isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 24/06/2021