Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1777 E. 2022/154 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1777
KARAR NO: 2022/154
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/11/2018
NUMARASI: 2015/790 Esas – 2018/1197 Karar
DAVA: Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/02/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalı …Tekstil’in imal ettiği ürünleri … Tekstil üzerinden yurtdışına ihraç ettiğini, …’nin,… Tekstil’in imal ettiği ürünlerin ihracatını yapmak üzere kurulduğunu, müvekkilinin … ile imzaladığı 19.02.2009 tarihli “Temsil Anlaşması”uyarınca ürünlerin Fransa, İspanya, Belçika, Hollanda pazarlarında tanıtımı ve sipariş alımı işini üstlendiğini,bulduğu müşteriler ile … arasında satım sözleşmeleri kuruluşuna sürekli aracılık ettiğini, …’nin komisyonlarının yıllardır fatura karşılığı … tekstil tarafından ödendiğini, müvekkilinin davalı ürünlerine talebi arttırmak suretiyle …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …,…, …, … firmalarının …’nin müşterisi haline gelmesini sağladığını,2013-2014 itibariyle komisyon ödenmesinde 8 ayı bulan gecikmeler yaşanmaya başlandığını, davacının komisyon alacağının ödenmesini çok kereler talep ettiğini, ancak … tarafından 10.09.2014 tarihinde gönderilen mailde, komisyon ödemesi konusundaki gereksiz ısrarlar nedeniyle bu tarihten itibaren hali hazırda ticaretinin devam ettiği …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … dışında … ile iş ilişkisinin bitirildiğinin ve bu tarihten itibaren alınacak siparişlerde, … veya yeni koleksiyon siparişi ayırımı gözetmeksizin tüm müşteriler için komisyonun faturanın %5’i olarak hesaplanacağının bildirildiğini, Temsil Anlaşmasında %7 olarak kararlaştırılan ve daha sonra girilen Singapur pazarındaki … adlı müşteri için %10 olarak uygulanan komisyon oranının hukuken …’nin tek taraflı kararıyla azaltılamayacağı gibi,tahakkuk etmiş ve fakat aylardır ödenmemiş komisyon alacaklarını talep etmesi gerekçe gösterilerek iş ilişkisinin bitirilmesinin haksız olduğunu, asıl niyeti …’nin kazandırdığı müşteriler ile doğrudan ticaret yapmak olan davalının, 28.10.2014 tarihli mail ile büyük müşterileri olan …, …, …, … firmaları ile yapılan görüşmeler neticesinde artık davacı ile çalışmayacaklarını bildirdiğini, bu nedenle müvekkilinin de 04.11.2014 tarihli ihtarname ile …’nin tercihi karşısında temsilcilik hizmeti vermeyeceğini bildirdiğini, müvekkilinin davalıya büyük ve güçlü müşteriler kazandırdığını, sözleşmenin keyfi olarak sonlandırılmasının 2009’dan bu yana neredeyse tüm emek ve mesaisin … ürünlerine müşteri bulmaya sarf eden davacı için ticari yönden ciddi bir darbe olduğunu,davacı kayıtlarına göre,ortalama yıllık komisyonun euro satışlarda 89.738,06-euro,USD satışlarda 14.622,88-USD olduğunu belirterek, 75.000-euro tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı … Tekstil vekili; davacının alacak talebinin diğer davalı … ile akdedilen 19.02.2009 tarihli “Temsil Anlaşması” başlıklı sözleşmeye dayandığını, müvekkili ile davacı şirket arasında sözleşmesel ilişki bulunmadığını, davacının müvekkili aleyhine Bursa … İcra Dairesinin … sayılı icra dosyası ile takip başlattığını ve itiraz üzerine davacı tarafça açılan itirazın iptali davasının halen Bursa 2. ATM nin 2015/90 esas ayılı dosyasında derdest olduğunu, 19.02.2009 tarihli anlaşmanın taraflar arasında hiçbir zaman uygulanmadığını, sözleşmede belirtilen sözde pazar sınırları çok geniş olup, davacının bu kadar geniş bir pazarda acente olarak faaliyet göstermesinin fiilen ve hukuken mümkün olmadığını, ancak yapabilirse simsarlık faaliyetinde bulunabileceğini, davacının görevi sadece tanıtım ve reklamasyon iken, hiç tanıtım ve reklamasyon yapmadığı halde, tanıtımını yapmadığı bir müşteri ile müvekkili arasında gerçekleşen işlerden eğer sipariş alınmış ve sözleşme kurulmuş ise fatura tutarının %7’sini alabilirken,%20 almasının mümkün olmadığını, acentenin tekel hakkına dayanarak isteyebileceği ücretin normal faaliyet karşılığı ücretten az olması gerektiğini, Singapur’da bulunan … adlı şirket için bir sözleşmenin olmadığını,%10 komisyon iddiasının gerçek dışı olduğunu,denkleştirme istemi kural olarak acenteye özgü olup, diğer bağımsız tacir yardımcıları ile arızi iş yapan ve acentelik hükümlerine tabi olanlar hakkında da TTK 122 maddenin uygulanamayacağını, denkleştirme talebinin sözleşmenin sona ermesinden 1 yıl içinde ileri sürülmesi gerektiğini, belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı … Tekstil vekili; her iki şirketin yönetim kurulu başkanı aynı kişi olduğundan bahisle her iki davalıya aynı davanın açıldığını, 19.02.2009 tarihli anlaşmanın hiçbir zaman uygulanmadığını, müvekkili ile davacının iş ilişkisinin 2011 yılında başladığını, müvekkilinin davacıya simsarın yaptığı çalışmaya benzer olarak, müvekkil tarafından belirlenen şirketlere giderek, müvekkili şirketi tanıtıp, sipariş almasına imkan hazırlayacak ortamı yaratmak konusunda yetki verdiğini,ilişkinin hiçbir zaman süreklilik arzetmediğini, ancak başarılı olduğu iş başına makul ücret verildiğini, ilişkinin hiçbir zaman müvekkil-acente ilişkisi şeklinde olmadığını, zira davacının da müvekkili şirket ile aynı ticari sahada çalıştığını,davacının 2011 yılına kadar hiçbir faaliyette bulunmadığını,davacının görevi sadece tanım ve reklamasyon iken, hiç tanıtım ve reklamasyon yapmadığı ve böylece bir sözleşme kurulması fırsatını göstermeyerek kurulan bir sözleşmede hiçbir etkisi olmadığı halde, müşteri ile müvekkili arasında gerçekleşen işlerden fatura tutarının %7’sini alabilirken,%20 almasının mümkün olmadığını,denkleştirme talebinin sözleşmenin sona ermesinden itibaren 1 yıl içinde ileri sürülmesi gerektiği,davacının müvekkili ile ilişkisi acentelik sayılsa bile tek müvekkil-tek acente yasa kuralını ihlal ettiği,davacının saydığı şirketler ile müvekkili arasındaki ilişkide davacının hiçbir katkısının olmadığını,aracılık ettiği yazılı anlaşmaları somut kanıtlarla ortaya koyması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; mahkemenin 2015/485 esas sayılı dosyası ile işbu davadaki talep sonucu farklı olduğundan derdestlik itirazının yerinde olmadığı, davalı … Teks. firmasının imalat yapmadığı, davalı … Tekstil tarafından imal edilen ürünlerin ihracını sağladığı, her iki şirketin ortak ve YK nun aynı kişilerden oluştuğu, faturaların davacı tarafça davalı … Tekstil adına kesildiği ve … Tekstil tarafından ödendiği, davalı … ile davalı … Tekstil arasında 2009 yılından beri devam eden ticari satış ilişkisinin bulunduğu, davalı … Tekstil şirketinin ürünlerin yurt dışına satılmasını temin amacıyla, ürünlerin Fransa, Belçika, İspanya, Hollanda sınırları içerisindeki pazarlarda tanıtımı, bu pazarlardan sipariş alınması için davacı ile sözleşme akdettiği, sözleşme kapsamında davacının anılan pazarlarda tanıtılması ve sipariş alınması işine aracılık ettiği, bu ilişkinin 2009-2014 yılları arasında devam ettiği, ancak davacı şirketin alacaklarını davalı … Tekstil’e fatura ettiği ve ödendiği, 2009-2014 yılları arasındaki ihracat kayıtlarına göre, dava dilekçesinde belirtilen şirketlere davalı şirketlerce ihracat yapıldığı, davacının sözleşme konusu ürünlerin tanıtım ve pazarlama işlerini yaparken davalılara bağımlı olmadığı, davacının, davalı … Tekstil firmasının imal ettiği ve … firmasının ihraç etmek istediği tekstil ürünlerinin satışına aracılık ettiğinin anlaşıldığı, davacı şirketin aracılık faaliyetini uzun süredir devam ettirdiği, bu haliyle acentelik sözleşmesinin zorunlu unsurları olan bağımsızlık, bir tacir adına belli bir yerde aracılık faaliyetinde bulunma, süreklilik ve meslek edinme unsurlarının somut olayda gerçekleştiği ve dava konusu sözleşmenin acentelik sözleşmesi olduğu, sözleşme davalı … ile davacı arasında imzalanmış ise de, sözleşmenin esas konusunun, davalı … Tekstil firması tarafından imal edilen ürünlerin davacı … tarafından ihraç edilmesi için tanıtım ve pazarlamasının temini olduğu, davalı … Tekstil firmasının bu sözleşme kapsamında kendi adına kesilen faturalara itiraz etmeyerek ödediği, böylece davalı … Tekstil firmasının, imal ettiği ürünlerin yurt dışında tanıtılmasına yönelik sözleşmeye sonradan zımnen taraf olduğu ve bu nedenle pasif husumetinin bulunduğu, sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 134. maddesine atıfla sözleşmenin haklı nedenle feshedilmesi halinde acenteye uygun bir portföy tazminatının verilmesi gerektiğinin kabul edildiği, dosyada mevcut ve taraflarca inkar edilmeyen e-mail yazışmalarından; davalı … firması tarafından davacıya gönderilen 10.09.2014 tarihli mailde komisyon ödemeleri konusundaki gereksiz ısrar nedeniyle iş ilişkisinin bitirildiğinin belirtildiği, yine davalının 28.10.2014 tarihli e-mailde, belirtilen firmalarla yapılan görüşmeler neticesinde davacı ile çalışmayacaklarını bildirdiği, bu mailler üzerine davacı tarafça davalılara keşide edilen 04.11.2014 tarihli ihtarnamede, davalıların iş ilişkisinin devam ettirilmemesi yönündeki tercihleri sebebiyle davacının da iş ilişkisini devam ettirmeyeceği belirtilerek, bakiye cari hesap alacaklarının ödenmesinin talep edildiği,fesih bildiriminde haklı sebeb gösterilmediğinden feshin haksız olduğunun kabulü gerektiği,acentelik ücretinin ödememesinin acenteye sözleşmeyi haklı nedenle fesih imkanı vereceği,acentenin müvekkiline müşteri çevresi sağlaması ve müvekkilin sözleşmenin sona ermesinden sonra bu müşterilerle iş ilişkisine devam etmesi olduğu, her iki davalı şirkete ait 2009-2014 yılları arasındaki ihracat kayıtlarının incelenmesinde, davalı şirketlerin 2009-2014 yılları arasında mal ihraç ettikleri firmalara davalı … Tekstil tarafından imal edilen malları, sözleşmenin sona erdiği 04/11/2014 tarihinden sonra dava tarihine kadar ihraç etmeye devam ettiklerinin tespit edildiği, şu halde portföy tazminatı için gerekli, sözleşmenin davalılarca haksız veya davacı tarafından haklı nedenle feshi, ile davacı tarafça davalılara sağlanan müşteri çervresi ile davalıların sözleşmenin sona ermesinden sonra bu müşterilerle ticari ilişkiye devam etmeleri unsurlarının somut olayda gerçekleştiği, bilirkişi raporunda, davacının geriye doğru tanzim ettiği üç yıllık komisyon faturası ortalamasının 101.079,90-Euro olarak hesaplandığı gerekçesiyle, 75.000-euro alacak üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalılar vekili; sözleşmede acente sözcüğünün geçmediğini, sözleşmenin başlığının da “temsil sözleşmesi“ olduğunu, davacının acente sayılabilmesi için, yaptığı işin münhasıran acentelik sıfatı ile yapılması, sattığı ürünlerde aracılık etmesi ve devamlı surette acente olarak hizmet vermesinin gerektiğini, davacının sıfatının davalı … ile farklı olmadığını, üstelik her iki şirketin de aynı işi yaparak ihracat yaptıklarını, 2011 yılından sonra davacının kestiği komisyon faturalarının davalı … Tekstil tarafından ödendiğini, en son davalı …’ye kesilmesi gereken faturalar davalı .. Tekstile kesildiği için muhasebe yönünden ileride sorun teşkil edeceği düşünüldüğünden, faturaların iptal edilerek …’ye kesilmesinin istenildiğini, ancak davacı şirket buna yanaşmayınca işin icraya intikal ettiğini, davalı … Tekstilin de yapılan icrai takibata husumet noktasında itiraz ettiğini, mahkemece davalı … Tekstilin itirazı reddedilerek 86.000-TL komisyon faturası bedelinin ödenmesine karar verildiğini ve bu bedelin davacı şirkete ödendiğini, dolayısı ile davacı şirketin 19.02.2009 tarihli temsil sözleşmesinden dolayı kestiği komisyon faturalarından dolayı hiçbir alacağının kalmadığını,davacının bu sıfatı ile acentelikten kaynaklı portföy tazminatı isteme hakkının bulunmadığını,acente olarak yorumlanması gerektiğinde, davacı şirketin kestiği komisyon faturalarının son 3 yılı ortalamasının alınması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, 6100 sayılı TTK nun 122.maddesine dayalı denkleştirme tazminatı istemine ilişkindir. Genel olarak portföy tazminatı, acentelik sözleşmesi sona erdikten sonra, bu ilişkinin devamı boyunca acentenin kişisel gayretiyle yarattığı müşteri çevresinden müvekkilinin halen yararlanması, acentenin ise yararlanmaması nedeniyle uğradığı kaybın karşılığıdır. Uyuşmazlıkta sözleşmenin fesih tarihi itibariyle uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın 122. maddesine göre ise; acentelik sözleşmesinin sona ermesinde acentenin kusurunun bulunmaması koşuluyla; müvekkilin, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde etmesi, acentenin, sözleşmenin sona ermesine bağlı olarak işletmeye bağlı müşterilerle yapılmış veya yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme devam etmiş olsaydı elde edeceği ücreti talep etme hakkını kaybediyor olması ve somut olayın özelliklerine göre denkleştirme isteminin karşılanmasının hakkaniyete uygun düşmesi hallerinde denkleştirme tazminatı istenebilir. Somut olayda; davacı ile davalı … Tekstil arasında 19.02.2009 tarihli “temsil anlaşması” başlıklı sözleşmenin imzalandığı, sözleşmenin 1. maddesinde; davacının, davalı … Tekstil’in ürettiği ürünleri Fransa, Belçika, İspanya ve Hollanda sınırları içerisindeki pazarlarda tanıtmayı, sipariş alma borcunu yüklendiği, 2. maddesinde; …’nin davacının mutabakatı olmadan doğrudan ya da dolaylı olarak bu pazarlarda satış yapmayacağının, Fransa pazarındaki … ve … ile Belçika pazarında … ve … firmaları haricindeki tüm müracaatları davacıya yönlendireceğinin; 6. maddesinde ise …’nin davacıya gerçekleştirilen satışlarda fatura tutarının en az %7’si kadar komisyon ödeyeceği, davacının satış fiyatları üzerinde yaptığı satışlarda ise kar payının eşit olarak paylaşılacağının hüküm altına alındığı; davalı … tarafından davalıya gönderilen 10/09/2014 tarihli e-postada, komisyon ödemeleri konusundaki gereksiz ısrar nedeniyle hali hazırda ticaretin devam ettiği …, …, …, …, …, …, …, … …, …, …, …, …, …, dışında davacı ile iş ilişkisinin bitirildiğinin, bu tarihten itibaren alınacak siparişlerde, rpt veya yeni koleksiyon siparişi ayırımı gözetmeksizin tüm müşteriler için komisyonun fatura tutarı üzerinden %5 olarak hesaplanacağının bildirildiği, 28.10.2014 tarihli e-postada da; belirtilen firmalarla yapılan görüşmeler neticesinde artık davacı ile çalışmayacaklarının, bu firmalar ile bütün ticari ilişkilerin direkt olarak … tarafından yapılacağının bildirildiği, e posta ekindeki listede ise …, …, …, …, … isimli firmaların isimlerinin yer aldığı, sonrasında davacı tarafça keşide edilen 04.11.2014 tarihli ihtarnamede ise, davalıların iş ilişkisinin devam ettirilmemesi yönündeki tercihleri sebebiyle davacının da iş ilişkisini devam ettirmeyeceği belirtilerek, bakiye komisyon alacaklarının ödenmesinin talep edildiği, davacı tarafından bakiye alacaklar için davalı … Tekstil aleyhine başlatılan takibe vaki itiraz üzerine Bursa 2. ATM nin 2015/90 esas sayılı dosyasında açılan itirazın iptali davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği ve kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Taraflarca imzalanan sözleşmede, sözleşme kapsamında davacının aracılık faaliyetini icra ederken davalının gözetimi ve denetimi altında hareket edeceğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Davacı sözleşme ile davalı … Tekstil firmasının imal ettiği ve … firmasının ihraç etmek istediği tekstil ürünlerinin Fransa, Belçika, Hollanda ve İspanya bölgesinde satışına aracılık etmeyi üstelenmiş,davalı … de müşterileri davacıya yönlendirmeye kabul etmiştir. Aracılık faaliye devamlılık arz etmiştir.Bu durumda sözleşmenin, acentelik benzeri bir ilişki olduğunun kabulü gerekmektedir. Sözleşme davalı … ile imzalanmış olsa da, davalı … Tekstil ve … Tekstil şirketlerinin ortakları ve yetkilileri aynı kişiler olup, … şirketinin … Tekstil tarafından üretilen tekstil ürünlerinin ihracatı amacıyla kurularak sadece ihracat yaptığı, davacı tarafından düzenlenen tüm komisyon faturalarının davalı … Tekstil ticari defterlerinde kayıtlı olup ödemelerin de … Tekstil tarafından yapıldığı dikkate alındığında, sözleşmede taraf olmasa da sözleşmenin sonuçlarından kendi ürettiği ürünlerin dış piyasada tanıtılıp satılmasıyla menfaat elde eden davalı … Tekstil’e de diğer davalı yanında husumet yöneltilmesi mümkün olup, davalı tarafın husumet yönündeki savunması yerinde değildir. Portföy tazminatı istenebilmesi için; acentelik sözleşmesinin, müvekkilin haklı bir nedenle sözleşmeyi feshi halinden başka bir nedenle sona erdirilmesi gerekir. Somut olayda davalıların edimlerinden en önemlisi, davacı acentenin komisyon alacağının ödenmesi olup, davacının son dönem komisyon alacağının ödenmediği, kesinleşen mahkeme kararıyla sabittir. Bu nedenle davalı …’nin feshe neden olarak gösterdiği “komisyon ödemeleri konusundaki gereksiz ısrar”, haklı neden olarak kabul edilemeyeceğinden, fesihte davalıların haksız olduğu açıktır. Yine davalıların ihracat kayıtlarında, davalı şirketlerin 2009-2014 yılları arasında mal ihraç ettikleri …, …, …,…, …,…, …, …,…, …, …,… firmaları içerisinden …, …, …,…,…, …,…, … firmalarına sözleşmenin sona erdiği tarihinden sonra da ürün ihraç etmeye devam ettikleri tespit edilmiştir. Bu nedenle davacı bakımından portföy tazminatı talep koşulları oluşmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tarafından davalılar adına 2012-2014 yılları arasında toplam 303.236,70-Euro tutarında komisyon faturası düzenlendiği ve faturaların üç yıllık ortalamasının 101.079,90-TL olduğu tespit edilmiş, mahkemece komisyon faturalarının üç yıllık ortalaması esas alınarak hüküm kurulmuştur. TTK’nın 122/2 maddesine göre tazminat, acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Somut olayda sözleşme 19.02.2009 tarihinde imzalanmış olsa da, acentelik faaliyetinin 2012-2014 yılları arasında üç yıl sürdüğü, davacının komisyon faturalarının bu yıllarda düzenlendiği, 2012 yılı öncesinde düzenlenen komisyon faturası bulunmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşme davalı tarafça 28.10.2014 tarihinde sona erdirilmiş,ilk mailin 10.9.2014 tarihli olduğu eldeki dava ise 11.8.2015 tarihinde TTK 122.4 maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.İlk derece mahkemesince ödenen komisyon faturaları toplamının üç yıllık ortalamasına göre taleple bağlılık ilkesi gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle;istinaf nedenleri yerinde olmayan davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 15.677,14-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 8.607-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.070,14-TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,Davacı tarafından sarf edilen 18,50-TL istinaf yargı giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.03/02/2022