Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1770 E. 2022/169 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1770
KARAR NO: 2022/169
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/02/2018
NUMARASI: 2015/843 Esas – 2018/190 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/02/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 10/07/2009 tarihinde “Yetkili Satıcılık Sözleşmesi” akdedildiğini, dava dışı muris …’ün, Bünyan Tapu Sicil Müdürlüğünün 05/04/2005 tarih ve … yevmiye sayılı olarak düzenlenen ipotek belgesi ve resmi senet ile maliki olduğu taşınmazda 100.000- TL bedelli 2.derecede faizsiz ve serbest dereceden limit ipoteği tesis ettiğini ve aynı zamanda bu tutarı müteselsil kefil sıfatıyla ödemeyi taahhüt ettiğini, asıl borçlu şirketin ve diğer borçluların müvekkil şirkete olan borcu ödememeleri nedeniyle hesabın kat edilerek Bakırköy … Noterliğinin 11.11.2013 tarih ve … yevmiye sayılı hesap kat ihtarnamesi keşide edildiğini, İpotek borçlusu …’ün 19/10/2007 tarihinde vefat ettiğini, mirasçı olarak geriye davalıların kaldığını, dava dışı murisin mirasçıları aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapıldığını, borçluların şikayet yoluyla açtığı davada İstanbul 19. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/1660 E. 2015/305 K. sayılı ve 14.04.2015 tarihli kararı ile İİK’nun 150/ı ve buna bağlı olarak uygulanacak olan 68/b maddesinin bankalar lehine düzenlemeler içerdiği bu düzenlemenin gerçek veya tüzel kişiler bakımından uygulanması ağır sonuçlara sebebiyet vereceğinden alacağın varlık ve miktarının genel mahkemelerde açılacak dava ile belirlenmesinde yasal zorunluluk bulunması sebebiyle borçlular aleyhine yürütülen takibin iptaline karar verildiğini ve karar süresinde temyiz edilmediğinden 09/06/2015 tarihinde kesinleştiğini,müvekkili şirketin davalı şirketten 23/12/2013 tarihi itibariyle 403.980,20- TL dava tarihi itibariyle ise 184.012,93 TL alacaklı olduğunu, diğer dava dışı muris …’ün müteselsil kefil sıfatı ile borcun 100.000- TL’lik kısmını üstlendiğini, ipotek borçlusu olarak maliki bulunduğu taşınmaz üzerinde 100.000- TL bedelli 2.derecede limit ipoteği tesis ettiğini, muris …’ün mirasçısı davalıların murisin borçlarından sorumluluğunun yasa gereği olup, alacağın davalılardan tahsili için bu davanın açılmasının zorunlu olduğunu bildirerek fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydıyla 23/12/2013 tarihi itibariyle 184.012,93 TL alacağın (… Ltd Şti’nden fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla) dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte( davalı mirasçılar 100.000 TL ile sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı mirasçılar vekili;davalı müvekkillerinin murisiniin müteselsil kefil olduğuna dair dosya kapsamında delil bulunmadığını, murisin, Nevşehir … Noterliği 23.03.2015 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletnamesi ile …’ü vekil kıldığını, bu vekaletname ile adına kayıtlı olan taşınmazın, davacı şirkete ipotek verildiğini, vekaletname içeriğinde davacı firmanın diğer davalı şirketin borcuna müteselsil kefil olacağına dair bir ibare olmadığını, kefalet ve borçtan şahsi sorumluluk bulunmaması nedeniyle müvekkillerinin sadece ipotek verilen taşınmazdan sorumlu olduklarını, açılan dava tamamen kötüniyetli, borç altına sokmaya yönelik haksız bir dava olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Mahkemece; davacı ile davalı şirket arasında yetkili satıcılık sözleşmesi bulunması, bu sözleşme kapsamında davacının davalı şirkete verdiği ürün nedeniyle davacı defterlerine göre davacının 184.012,93 TL alacaklı olduğunu, davalı şirket dışındaki davalıların miras bırakanının davacı ile davalı şirket arasındaki sözleşmeden doğan borca 100.000- TL bedelli ipotek vermiş olduğunu, dosyadaki sözleşme örneği, ipotek senedi, denetime açık ve dosya ile uyumlu bilirkişi raporundan anlaşıldığından davanın kabulüne, 184.012,93 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müteselsilen (davalılar …, …, … ve … ipotek limiti olan 100.000- TL’sinden sorumlu olmak üzere) tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı mirasçılar vekili; murisin verdiği vekaletnamede vekile şirketin borcundan dolayı ipotek vermesi hususunda bir yetki vermediğini, vekaletnamede “bilumum şirketler adına hareket etmeye” dair bir ibarenin olmadığını, vekaletname içeriğinde muris … “başkalarına olan borçlarımdan dolayı sahibi bulunduğum arsa üzerine 1. sırada ve 1. derecede ipotek koydurmaya” şeklinde bir ibare yazdırdığını, bu ibareden murisin şahsi borçlarından dolayı ipotek koydurması hususunda yetki verdiğini, akdedildiği ileri sürülen “Showroom” sözleşmesinde murisin imzasının olmadığını, dolayısıyla taraflar arasında bağlayıcılığı olabileceğini ancak muris yönünden bağlayıcı olmadığını,müteselsil kefil olduğuna dair dosya kapsamında delil bulunmadığını, bu nedenle davalı müvekkillinin murisi …’ün dolayısıyla da müvekkillerinin borcun 100.000-TL’lik kısmından herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını,kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 10.07.2009 tarihli yetkili satıcılık sözleşmesinden kaynaklanan 184.012,93-TL bakiye alacağın; davalı şirket tamamından, davalı gerçek kişiler 100.000,00-TL ipotek limitiyle müteselsil kefil olarak sorumlu davalılardan tahsiline ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 599. maddesinde; “Mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar. Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, mirasbırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve mirasbırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar. .. denilmektedir. Eldeki davada, davacı lehine, muris adına kayıtlı taşınmaz üzerinde, davacı lehine 2. dereceden, faizsiz, serbest sıralı, 100.000-TL üst limitliı, fekki bildirilinceye kadar geçerli olan, davalı şirketin davacı şirket ile aralarındaki sözleşmeden kaynaklanan borçları için verilen, …’ün aynı miktar için müteselsil kefalet verdiği 05.04.2005 tarihli ipotek bulunmaktadır. İş bu ipotek, gerçek kişi davalıların miras bırakanı tarafından, dava dışı …’e verilen Nevşehir … Noterliğinin 23.03.2005 tarihli … Yevmiye numaralı vekaletnamesi gereği tesis edilmiştir. Vekaletname incelendiğinde, başkalarına olan borçlardan dolayı mezkur taşınmazda ipotek konulması ve şartların belirlenmesi yetkisi verilmiştir. Miras bırakanın ölümünden 2 yıl 6 ay 16 gün önce düzenlenen iş bu vekaletnamenin resmi şekilde noterde düzenlendiği, yine ölümden 2 yıl 6 ay 14 gün önce ipoteğin vekaletname dayanak alınarak resmi şekilde tapuda tesis edildiği anlaşılmaktadır. Ölenin iradesinin geçerli olduğu, ölmeden önce ölenin vekaletnamenin veya ipoteğin geçersizliğine dair hiç bir girişiminin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı alacaklının başlattığı İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi davalı mirasçıların şikayeti neticesinde ; “İİK nun 150/ı ve 68/b maddesi gereği alacaklı bankalar lehine düzenlemeler içermekte olup,kredi veren kurumlar lehine düzenlen bu hükümlerden diğer kişilerin Yargıtay 12 HD nin 6.3.2012 tarihli 2011/19637 esas,2012/6538 karar sayılı ilamına atıf yapılarak ,alacaklının alacağının tahsili için genel mahkemelerde dava açıp alacağını belirlemesi gerektiği gerekçesiyle ipotekli icra takibinin iptaline karar verilmiş,takibin iptali üzerine ipoteğin paraya çevrilebilmesi için eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davalı vekili vekaletnamede murisin şahsi borçları için ipotek tesisi yönünde vekile yetki verildiğini ,şirketin borçları için yetki vermediğini ileri sürmekte ise de taşınmaz üzerinde ipotek tesisi için açıkça yetki verdiği anlaşılmaktadır.İpotek tesisi için verilen yetkinin şirketin yetkilisi de olan muris tarafından şirket lehine verildiğinin kabulü gerekmektedir.Vekaletname de ,müteselsil kefalet için yetki olmadığı anlaşılmakta ise de davacının talebinin ipotek limiti olan 100.000-TL olduğu ,ipoteğe başvurulan icra takibinin genel mahkemede dava açılarak alacağın belirlenmesi gerektiğine işaret edildiği dikkate alındığında davalı mirasçıların ipotek limiti kadar-ipotek nedeniyle borçtan mirasçı sıfatıyla sorumlu olduklarının kabulü gerekmektedir. İlk derece mahkemesince murisin verdiği ipoteğin geçerli kabul edilerek mirasçıların ipotek limiti kadar sorumlu oldukları ,asıl borçlu şirketin borcunun ipotek limitini aştığı gözetildiğinde davalı mirasçılar vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiş,istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı mirasçılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 12.569,92-TL harçtan peşin yatırılan 1.707,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 10.862,17-TL harcın davalı mirasçılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından sarf edilen 97,53-TL istinaf yargı giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.03/02/2022