Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1767 E. 2022/163 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1767
KARAR NO: 2022/163
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2019
NUMARASI: 2017/50 Esas 2019/389 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/02/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirketin uluslararası nakliye işiyle iştigal etmekte olduğunu, takip borçlusu ile müvekkili şirket arasında takip borçlusu şirketin emtialarının taraflarca kararlaştırılan noktalara taşınması konusunda anlaşıldığını, bunun üzerine taraflar arasındaki ticari münasebet gereğince müvekkili tarafından davalının talep ettiği noktalara emtiaların eksiksiz bir şekilde sevkiyatı gerçekleştirilerek teslim edildiğini ve neticesinde bu hizmetler karşılığında davalı yana faturalar tanzim edildiğini, ancak davalı (borçlu) tarafın gerekçe belirtmeden farklı tarihlerde iade ve fiyat farkı faturaları kestiğini,müvekkili şirket tarafından kabul edilmediğini ve söz konusu faturaların 23.03.2016 tarihli, … numaralı, 5.075,45-TL lik fatura düzenlenerek iade edildiğini, ayrıca dilekçe ekinde sunulan faturalarda yer alan miktarlar alt alta toplandığında davalının müvekkili şirkete olan borç miktarının ortaya çıktığını, davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile söz konusu fatura alacağına istinaden ilamsız takip başlattığını, davalı tarafın söz konusu takibe itirazı üzerine takibin durduğunu,takibe itirazın iptaline, icra takibinin 5.075,45- TL asıl alacak üzerinden devamına, davalının takip konusu alacağın %20’dan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı şirketin Antalya … Fabrikasının üretip sattığı ürünleri taşımakla ve ayıpsız bir şekilde teslim etmekle mükellef olduğunu,davacının bazı ürünleri ayıplı teslim edip, bazılarını ise hiç teslim etmediğini,davacı ile görüşüldüğünü ve zararların davacıya yansıtılacağı hususunda anlaşma sağlandığını, davacıya Mart 2015’den itibaren iade faturaları yansıtıldığını ve davacının söz konusu faturaları itiraz etmeksizin kabul etttiğini, davacının Mart 2015’ten Temmuz 2015’e kadar olan yansıtma faturalarını kabul etmesine rağmen faturalar kendisine gönderildikten aylar sonra nedensiz yere 21/12/2015 tarihinde elektronik ortamda iade ettiğini, gönderilen faturaları 6 ay sonra iade etmesinin kabul edilebilir olmadığını,faturalara 8 gün içerisinde itiraz etmemesi ve taraflar arasındaki ilişkinin devam etmesi hasebiyle fatura içeriğinin kabul edildiğinin kabulü gerektiğini ,müvekkili şirketin davacı şirkete borcu olmadığını, aksine davacı şirketten cari hesapta görüleceği üzere 82,11- TL alacağı olduğunu beyanla davanın reddine,dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının icra takibine dayanak yaptığı 5.075,45 TL tutarlı faturanın, davalı tarafından davacı adına düzenlenen ve ayıplı teslim-geç teslim nedeniyle düzenlendiği iddia edilen 9 adet faturanın iadesi amacıyla düzenlendiği,takip konusu iade faturasının davalı tarafından kayıtlarına alındığı ve karşılığında davacı adına bir iade faturasının düzenlendiği, bu iade faturasının ise davacının defterlerinde kayıtlı olmadığı, her ne kadar davalı taraf, davacı ile iade faturası kesilmesi konusunda anlaştıklarını iddia etmiş ise de, takip konusu faturanın düzenlenme sebebini oluşturan ve ayıplı-geç teslim iddiasına dayanan 9 adet fatura içeriğinin davalı tarafından ispat edilemediği, teslimin geç ya da ayıplı olduğuna dair davacıya yapılmış bir ihbar olmadığı, bu şekilde davacının iade fatura düzenlemekte ve takipte haklı olduğu anlaşılmakla itirazın iptali ile takibin asıl alacak üzerinden devamına,davalının hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili;ayıplı teslimata bağlı faturaların davacıya usulüne uygun şekilde iade edildiğini, şirket yetkilisi ile yapılan görüşmeler sonucunda faturaların iade edilerek cari hesaptan mahsup edileceği hususunda anlaşmaya varıldığını, taraflar arasında yapılan mutabakatlar sonucunda yansıtma faturası düzenlemesi yapılmaya başlandığını ve bu durumun Temmuz 2015 ayına kadar peyder pey devam ettiğini, davacının bu faturalara hiç itiraz etmediğini, bunları ticari defterlerine kaydettiğini, Mart 2015’den Temmuz 2015’e kadar … firmasına müvekkilin elektronik ortamda düzenlediği yansıtma fatura tutarlarını kendisi toplayarak müvekkile aradan 6 aydan fazla süre geçtikten sonra 21.12.2015 tarihinde düzenlediği elektronik fatura ile iade ederek yansıttığını, müvekkilinin bu yansıtmayı kabul etmediğini, iade faturası düzenlediğini, … firmasına düzenlenen 11/04/2016 tarihli faturanın dilekçe ekinde sunulduğunu, gerekçeli kararda taşınan malların zarar gördüğüne dair belge sunulamadığı belirtilmişse de davacı şirket yetkilisi …ın 06/07/2015 tarihli 21.409,39-TL bakiye mutabakatının mevcut olduğunu, … firmasına müvekkilinin 11/04/2016 tarihinde 5.075,45-TL temel fatura olarak gönderildiğini, temel fatura olduğu için sistemden iadesinin mümkün olmadığını, davacının faturayı iade etmediğini davacı adına aylar boyunca onlarca kez kesilen iade faturalarının kesinleştiğinin kabulü gerektiğini, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; İİK m. 67 hükmüne dayalı olarak açılmış olup; davacı- alacaklının, davalı- borçludan, emtia taşıma sözleşmesinden kaynaklanan ”5.075,45-TL 23.03.2016 tarihli iade e-fatura alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazının asıl alacak yönünden kısmen iptali istemine ilişkindir. E-fatura, GİB sisteminden geçtikten sonra alıcısına iletilir. Ticari e-faturanın iade ve iptalinde, düzenlenen e-faturalarda alıcının kabul etme ya da reddetme seçeneği vardır. Gönderici, alıcıdan faturanın alıcıya iletildiği tarihten itibaren sekiz gün içerisinde sistem üzerinden bir yanıt vermesini bekler. Alıcı bu süre içerisinde sistem den ret yanıtı gönderirse iade faturası düzenlemesine gerek kalmaz ancak isterse alıcı bu süre içerisinde harici yöntemlerle (TTK 18/3 te belirtilen noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile) de iade faturası düzenleyebilir. Sekiz gün içerisinde yanıt dönülmez, iade faturası düzenlenmezse sistem bu e-fatura için yanıt verme işlemine kapatılır, fatura kesinleşir. Somut davada, davacının takibe dayanak yaptığı 5.075,45-TL bedelli faturaya konu ”2.674,27-TL bedelli ve 1.777,60-TL bedelli yansıtma fiyat farkı faturalarının davalı tarafından davacıya iade edildiği ve iadenin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacıya borç olarak davalı kayıtlarında yer almayan, davacı kayıtlarında davalıdan alacak olarak yer alan, davalının iade ettiği faturalara ilişkin olarak, iade işlemi kesinleşen faturalara dair yeni alacak varmışcasına davalıya fatura düzenlemesi sonucunda alacaklı olması mümkün görülmemiştir. Yine icra takibine konu edilen faturanın 11.04.2016 tarihinde davalı tarafından davacıya iade edildiği de anlaşılmaktadır. Ayrıca davalının cevap ve 19.04.2019 havale tarihli beyan dilekçesi ile dosyaya ibraz ettiği iade faturası da bu durumu teyit etmektedir. Buna göre davalının yansıtma faturaları süresi geçmekle kesinleşmiş olup aynı tutarlar için yeniden fatura düzenlenmesi yerinde görülmemiş,davalı vekilinin istinaf sebebi bu yönden yerinde görülmüştür. Somut olayda,davacının takipte haksız olduğu tespit edilmiştir.Ancak , takibi başlatmakta kötü niyetli olduğu ispat edilememiştir. Kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için haksız olma yeterli değildir.Davalı tarafın kötüniyet tazminatı istemi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle;ilk derece mahkemesince davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş,ancak hata/eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden kararın kaldırılarak; davanın reddine, şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/50 Esas- 2019/389 Karar sayılı ve 08/05/2019 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “İspatlanamayan davanın reddine, Koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının yatırılan 86,68-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 5,98-TL fazla harcın talep halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından sarf edilen yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Davalı vekili için takdir olunan 5.075,45-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davalı tarafından yatırılan 86,68-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davalı tarafından sarf edilen 31,50-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/02/2022