Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1761 E. 2022/171 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1761
KARAR NO: 2022/171
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/10/2018
NUMARASI: 2017/192 Esas – 2018/1100 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/02/2022
Davanın reddine ilişkin kararın taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili ; davacı şirketin satış sözleşmesi ile davalıya peynir sattığını, yoğun ticaret sebebi ile davalının tüm faturaların davacı kayıtlarına işlendiğini, davalının hiçbir haklı nedeni olmadığı halde sözleşme ile ilgisiz davacı şirkete hizmet bedeli adı altında fatura tanzim ettiğini, davacının mal satan taraf olduğunu,davalının 2010 yılında düzenlediği gerekçesiz faturaları sebebi ile davalıya iade faturası düzenlediğini, iade faturasını 30.01.2014 tarihinde tebliğ alan davalının yasal sürede itiraz etmeyerek faturayı kabul ettiğini, icra takibi aşamasında haksız olarak takibe itiraz edildiği, 2013 yılında davalı tarafından düzenlenen haksız faturalar sebebi ile davalının 110.261,21- TLyi nakden iade ettiğini, ancak 2013 yılından önceki faturalar için iade faturası istenildiğini, taraflar arasında aynı mahiyette davalı tarafından mesnetsiz kesilen bir kısım fatura ile ilgili görülen huzurdaki dava için kesin delil olma özelliği taşıyan, İstanbul 11.ATM nin 2014/678 esas sayılı dosyasında davanın kabulüne karar verilerek kararın Yargıtay tarafından onandığını, yine davalının keyfi düzenlediği faturalar ile davacıyı borçlandıramayacağının aynı ilamda hüküm altına alındığını ileri sürerek İstanbul …İcra Dairesinin … sayılı dosyasına davalının vaki haksız itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili ; davalı şirketin davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, iptali istenen itiraza konu tutar davacı şirketin haksız olarak talep ettiği mesnetsiz bir iddiadan ibaret olduğunu, davacının 2010 yılında kayıtlarına aldığı faturaları aradan 4 yıl gibi bir süre geçtikten sonra iade faturası düzenlemek sureti ile bir nevi itiraz ederek kendi lehine alacak yaratmaya çalıştığını,%20 icra inkar tazminatı talebinin hiçbir hukuki dayanağının bulunmaması nedeniyle reddine,davacı tarafından başlatılan icra takibi kötü niyetle açıldığından kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, Yargıtay İBGK nun 27/06/2003 tarih ve 2001/1 E. 2003/1 K. Sayılı ilamında da açıklandığı üzere; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahipt olduğu,aksi takdirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılacağı,dava konusu 15.01.2014 tarih A-10187 nolu faturanın açıklaması “2010 yılı sözleşmesine düzenlenen faturalardan doğan iade alacağımız” olduğunun tespit edildiği, davalı faturalarının “hizmet bedeli” “kota primi” açıklamalı olduğu anlaşıldığından davanın reddine,davalı vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1- Davacı vekili;müvekkili şirketin davalı zincir marketin tedarikçisi olduğunu, mal satan taraf olduğunu, davalı faturalarının iş bu sözleşme ile ilgisi olmadığını, davalının davaya konu ihtilaflı faturaların sebebini ispat edecek somut dayanak sunmadığını,kesinleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/678 E sayılı dosyadan bahsettiğini ancak kararı niçin delil olarak kabul etmediğini açıklamadığını, davalı ile müvekkili arasında faturada bahsedildiği şekilde bir hizmet akdi olmadığını, davalının hizmet vermediğini, hizmet verdiğini iddia dahi etmediğini, kota priminin neyi ifade ettiğinin anlaşılamadığını, davalının haksız kesintileri için açılan dava İstanbul 3. ATM nin 2017/193 Esas sayılı dosyada açılan davanın kabul edildiğini ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.2-Davalı vekili; davacının kötüniyetli olarak, alacaklı olmadığını bildiği halde icra takibi başlattığını, davacı aleyhinde %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; davacı tarafça,davalının 2020 yılı sözleşme döneminde kota primi, hizmet bedeli alacakları için düzenlediği faturalar nedeniyle davalıya ödenen bedellerin iadesi için düzenlenen 15.01.2014 tarihli iade faturasına dayalı 08.04.2014 tarihinde başlattığı İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı ilamsız takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır, fatura kesinleşir. Davacının takibe dayanak yaptığı 15.01.2014 tarihli 97.441,66-TL bedelli faturaya konu olan ”02.01.2010 ile 30.06.2010 tarihleri arasında davalı tarafından düzenlenen faturalardan doğan iade alacakları”nın davalı tarafından belirtilen tarihlerde davacı adına fatura edildiği, davacı tarafından faturaların iade edilmediği ,itirazda da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça ticari defterlerine kayıt edildiği beyan edilen ,mahsup suretiyle bedellerini davalıya ödediği kesinleşen faturalardan bir kısmının kota pirimi ve hizmet bedelinin dayanağı olmadığı gerekçesi ile yaklaşık 4 yıl sonrasında iade talebinin bir dayanağı bulunmamaktadır. Davacı dayanak olarak Yargıtay 19. HD tarafından onanmış İstanbul 11. ATM’nin 2014/678E sayılı- 2015/716 Karar sayılı kararın bulunduğunu belirtmiş ise de, 2010 yılında bir yıl süre boyunca satış sözleşmesine aykırı düzenlendiği kabul edilse dahi süresinde itiraz edilmemek ticari defterlerine kayıt edilmek suretiyle kabul edilen, mal bedellerinden mahsup suretiyle ödenen bedeller için 2014 yılında iade faturası düzenleyerek alacak talep edilemeyeceğinin kabulünde isabetsizlik yoktur.Açılan her dava mevcut deliller ile değerlendirilir. Kesinleşen karar farklı bir dönem ,farklı bir iade faturasına ilişkin olup eldeki dava için kesin delil teşkil etmeyeceği de,bağlayıcı da olmadığı açıktır. Davalı vekili kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmekte ise de taraflar arasında benzer bir iade faturası nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş,karar Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmiştir. Davacı takipte haksız ise de kötü niyetinin varlığı da ispatlanamıştır. Kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için takibin haksızlığı yanında alacaklının kötü niyetli olması gerekmektedir.Kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmesi somut olaya uygundur. Açıklanan nedenlerle; incelenen ilk derece Mahkemesinin kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, Davacıdan alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40- TLnin mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalıdan alınması gereken 80,70-TListinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40- TL’nin mahsubu ile bakiye 36.30-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Taraflarca sarf edilen istinaf yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/02/2022