Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1747 E. 2021/1927 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1747
KARAR NO: 2021/1927
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/03/2019
NUMARASI: 2015/530 Esas – 2019/265 Karar
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin nakliyat muhataralarına karşı sigortasını … sayılı poliçe ile teminat altına aldığı oto yedek parçası türü emtianın taşıma sorumluluğunu üstlenen davalıya Almanya’da tam ve sağlam olarak teslim edildiğini, ancak varma yeri olan İstanbul’da 04.02.2014 tarihinde yapılan teslimat sırasında bir kısım emtianın hasarlı olduğunun belirlendiğini, bu yüzden davacının dava dışı sigortalısına 1.140-Euro bedelli hasarlı malzeme için 18.02.2014’de 1.596-Euro hasar tazminatı ödendiğini, yapılan bu ödemeyle müvekkilinin TTK md. 1472’ye göre sigortalısının haklarına halef olduğunu ve rücuen tahsilini teminen ilk etapta davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibe haksız itiraz edildiğini belirterek 1.140,-Euro karşılığı 3.241-TL yönünden yapılan itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına ve davalı aleyhine % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının rucu talebini dayandığı poliçenin primi yükleme tarihinden sonra tahakkuk ettirildiğinden ödediği tazminatın geçerli bir poliçeye dayanmadığını, iddia olunan hasardan sigortalısının menfaatinin zarar görüp görmediği ve hasarın teminat kapsamında olup olmadığı hususunda ispata elverişli herhangi bir delil sunulmadığı ve hasar ihtarı yapılmadığı gibi zararın müvekkilinin sorumluluğu altında icra edilen nakliye sürecinde oluştuğunu tevsik eden hiçbir delil bulunmadığını, davanın taşımanın tabi olduğu CMR konvansiyonunda öngörülen 1 yıllık süre içinde açılmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin somut olayda zarar sorumlusu olmadığı gibi davacının da aktif husumet ehliyeti bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı tarafça emtianın tam hasarlı kabul edilmesini gerekli kılacak seviyede zarar gördüğünün ve kusurlu taşıma ile oluştuğu iddia edilen zarar arasındaki illiyet bağının ispatlanamadığı gibi meydana geldiği iddia edilen zarar ile ilgili ekspertiz çalışması da yapılmadığı, böylece davalının zarardan sorumlu olmadığına dair adi karineden yararlanacağı, karinenin aksinin davacı tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; hasarın taşıma sırasında gerçekleştiğinin dosyadaki delillerle ispatlandığını, hasarla ilgili davalı şirketin antrepo sorumlusunun imzaladığı tutanağın mevcut olduğunu, taşıyıcı ile davalı yetkililerinin müşterek olarak hazırladıkları tutanakta hasarın taşıma sırasında meydana geldiğinin kabul edildiğini, bu nedenle mahkemece meydana geldiği ispat edilen hasar nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, emtiada meydana geldiği iddia edilen hasar bedelini kendi sigortalısına ödeyen davacı sigortacı tarafından, davalı taşıyıcı aleyhine rücu amaçlı başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili isteğine ilişkindir. Davacı, davalının taşımayı üstlendiği emtianın alıcıya teslimi sırasında bir kısmında hasar olduğunun belirlendiğini, hasar bedelini dava dışı sigortalısına ödediğini belirterek rücuen tahsil istemine bulunmuş olup; mahkemece taşıma ile hasar arasındaki illiyet bağının tespit edilmediği, davalının hasardan sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. CMR’nin 17. maddesine göre; taşımacı, yükü teslim aldığı andan teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur. Eğer kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de, istek sahibinin verdiği talimattan yüke has bir kusurdan yahutta taşımacının önlemesine olanak bulunmayan durumlardan ileri geliyorsa, taşımacı sorumlu tutulamaz. Taşımacı taşımayı yapmak için kullandığı kusurlu taşıttan, bu taşıtı kiraladığı kişinin veya vekilinin yahutta çalışanlarının hata veya ihmallerinden dolayı sorumludur. Somut olayda; davacı … şirketine Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi ile sigortalı oto yedek parça emtiasının Almanya’dan Türkiye’ye taşınması davalı tarafından üstlenilmiştir. 04/02/2014 tarihinde varış yerinde bir kısım emtianın hasarlı olduğu tespit edilmiş, bu husus davalı şirket çalışanının da imzasıyla tutanak altına alınmıştır. 18/02/2018 tarihinde davacı … şirketi tarafından dava dışı sigortalıya hasar bedeli olarak 1.596-euro banka havalesi yapılmıştır. Bilirkişi tarafından yapılan incelemede; yük üzerinde zararın niteliği ve niceliğinin tespitine yönelik olarak, davacı sigortacının görevlendirdiği bağımsız eksper tarafından yükün tahliye edildiği yerde veya sigortalı konumundaki alıcısının eline geçtiği depoda icra edilen ekspertiz çalışması sonucuna göre değil alıcının tek taraflı beyanına göre belirlenmesi nedeniyle taşınan emtia içinden bir parçasının hiç kullanılmayacak hale getiren hasarın nakliye sürecinde meydana geldiğinin söylenmesinin mümkün görülmediği bildirilmiştir. Sonrasında ise davacı tarafından hasarla ilgili olarak ibraz edilen fotoğraflarda yapılan incelemede malzemenin ambalajı üzerinde dahi tam hasara işaret edebilecek seviyede herhangi bir hasar emaresi tespit edilmemiştir. Bu durumda dosyadaki delillere göre emtiadaki hasarın taşıma sırasında meydana geldiğinin, hasarın niteliğinin ve niceliğinin ispat yükü üzerinde olan davacı tarafından ispat edilemediği anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL daha harcın davacıdan alınarak Hazine’ ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı yan gider avansından karşılanan 36,90-TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/12/2021