Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1741 E. 2019/1263 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1741
KARAR NO : 2019/1263
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2019
NUMARASI : 2019/39 Esas 2019/305 Karar
DAVA : Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/10/2019
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, kurum sigortalılarından … 26/03/2013 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucunda iş göremez olması nedeni ile müvekkili kurum zararının tahsiline temin amacıyla … Ltd Şti hakkında İstabul 20.İş Mahkemesinin 2016/529 esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını yargılama sırasında davalı şirketin iflas nedeni ile kaydının kapatıldığını öğrendiğini belirterek …Ltd Şti’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; işlemlerin TTK ve yönetmeliğe uygun yapıldığını, sorumluluğun tasfiye memurunda, iflas halinde iflas idaresinde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR Mahkemece, ihyası istenen şirketin kaydının iflas tasfiyesi sonucunda kapatılmış olduğundan, İstanbul 20.İş Mahkemesinin 2016/529 esas nolu dosyasındaki işlemlerle sınırlı olmak kaydı ile davacının ihya istemekte hukuki yararının mevcut olduğu, TTK 547.maddesine göre şirketin ihyasına, tasfiyesi iflas müdürülüğünce yapıldığından İstanbul …İflas Dairesinin de tasfiye işlemleri için görevlendirilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili; mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini, ancak müvekkili kurum lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmediğini, gerek kanuni düzenlemelerde gerekse de Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere davanın kabulüne karar verilmesi ve davacının da kendisini bir vekille temsil etmesi halinde davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden kaldırılarak müvekkili kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesini ve yargılama giderlerinin de davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :İstinaf incelemesi bakımından incelenecek husus davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti taktir edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır. HMK 326 madde gereği kural olarak yargı gideri davada haksız çıkan tarafa yükletilir. Yerleşik yargı uygulamasına göre tasfiye sürecinde sorumluluk tasfiye memuruna ait olduğundan tasfiye sürecine etkisi olmayan ticaret sicil memurluğu yasal hasım olarak kabul edilerek aleyhine yargı giderine hükmedilmemektedir.İİK 254-1 maddesinde paralar dağıtıldıktan sonra iflas idaresinin iflasa hükmeden mahkemeye son bir rapor vereceğini ,3.bentte ise mahkemenin ,tasfiyenin bittiğini anladıktan sonra kapanma kararı vereceğini düzenlemiştir. Çekişmesiz yargı işi sayılan elde ki dava da davadışı şirketin tasfiyesinin İstanbul 3.İflas Dairesince yürütüldüğü, 28/06/2016 tarihinde İİK 254.maddesine istinaden iflasın kapatıldığı anlaşılmıştır. Yasal düzenlemelere göre iflasın kapatılmasına karar verecek mercii iflasa karar veren mahkemedir. İş mahkemesinde açılan davada davalı konumunda olan …. Ltd.Şti. olup aralarında organik bağ bulunması sebebiyle dava dışı şirketin ihyasını talep etmek üzere davacıya mehil verilmiştir. İflas tasfiyesinin mahkemece kapatılması ,tasfiyenin tamamlanmasından bu yana geçen süre ,terkin olan şirketin organik bağ nedeniyle ihyası talep edilmesi hususları gözönüne alındığında iflas dairesinin ,ticaret sicil memurluğu ile birlikte yasal hasım konumunda bulunduğu aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilemeyeceği sonucuna varılmaktadır. İlk derece mahkemesince somut olaya özgü olmak üzere yargı giderinin davacı üzerinde bırakılmasına ilişkin mahkemenin takdirinde isabetsizlik görülmemiş,davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.Dairemizce; Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulaması gereği tüzel kişiliğin ihyası davalarında istinaf incelemesi neticesinde temyiz yolu açık olarak hüküm verilmekte iken; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/11-2924 esas 2018/1935 karar sayılı ve 13.12.2018 tarihli ilamı ile şirket davalarında yargılama usulünün düzenlendiği TTK 1521.maddesin de açılacak davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı, HMK nun 382.maddesinde bir işin çekişmesiz yargı işi olup olmadığının tesbiti için belirtilen ölçütlerden “ilgililer arasında ki uyuşmazlık olmayan haller” ve “ilgililerin ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı haller” şeklinde belirtilen ölçütler dikkate alındığında, daha evvel ki uygulamadan dönülerek, çekişmesiz yargı işlerinde temyiz yolu açık bulunmadığından kesin olarak karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/10/2019