Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1735 E. 2021/1928 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1735
KARAR NO: 2021/1928
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/07/2019
NUMARASI: 2017/910 Esas – 2019/723 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/12/2021
DAVA: Arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili; temlik eden banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında 18/01/2016 tarih ve 150.000-TL bedelli genel kredi sözleşmesi düzenlendiğini, diğer davalıların ise sözleşmeyi kefil sıfatı ile imzaladıklarını, davalı …Ltd. Şti’ye kredi kullandırıldığını, asıl borçlunun anılan hesaplardan tasarrufi işlemler gerçekleştirdiğini, borcun ödenmemesi nedeniyle borçlunun bahsi geçen hesabının 05/10/2016 tarihi itibariyle kat edildiğini, hesabın kat edilmesi ile birlikte davalılara banka tarafından 05/10/2016 tarihinde Beşiktaş … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesinin tebliğe çıkarıldığını, ihtarnamede öngörülen süreler içerisinde borcun ödenmediğini, bunun üzerine İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası üzerinden örnek ilamsız icra yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalıların yasal süresi içerisinde borca, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, davalı asıl borçlu ve kefillerin genel kredi sözleşmesi gereğince borçtan sorumlu olduklarını belirterek davalıların itirazların iptali ile takibin devamına, alacağın %20’ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılara dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, dava konusu kredinin borçlusunun davalı şirket olduğu, diğer davalıların müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzladıkları ve aynı zamanda davalı şirketin ortağı oldukları, bu nedenle kefalet için eş rızası aranmayacağı, müteselsil kefaletin şartlarının oluştuğu, davalıların dava konusu borçtan sorumlu oldukları, davaya konu kredi borcunun davalılar tarafından ödenmediği, temerrüt tarihinin 13/10/2016 olduğu, bilirkişi tarafından banka kayıtlarının incelendiği, davacının ödeme emrinde masraf talebi olduğu ancak masrafa ilişkin somut delil sunmadığı, bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, takibin 58.223,02-TL asıl alacak, 7.307,40-TL işlemiş faiz, 75,11-TL BSMV olmak üzere toplam 65.605,53-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 30,96 oranında temerrüt faizi işletilmesine, hüküm altına alınan alacağın %20 si oranında hesaplanan 13.121,10-TL icra inkar tazminatının davalılardan müşterek ve müteselsesilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; icra dosyasında itirazın vekil aracılığıyla yapılmasına rağmen dava dilekçesinin vekile tebliğ edilmediğini, vekille takip edilen işlerde tebliğ işleminin vekile yapılmasının gerektiğini, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesi nedeniyle kullandırılan nakdi kredinin ödenmemesi sebebiyle başlatılan takibe asıl borçlu ve müteselsil kefil sıfatı bulunan davalıların itirazının iptaline ilişkindir. Mahkemece, 58.223,02-TL asıl alacak, 7.307,40-TL işlemiş faiz, 75,11-TL BSMV olmak üzere toplam 65.605,53-TL üzerinden davalıların itirazının iptaline karar verilmiş olup hükmü istinaf eden davalılarca icra dosyasında itirazın vekil aracılığıyla yapılmasına rağmen dava dilekçesinin vekile tebliğ edilmeden yargılamaya devam edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Ancak icra takibine itirazın vekil tarafından yapılması, açılan davada dava dilekçesinin vekile tebliğini gerektirmemektedir. İtirazın iptali davasının vekille takip edilip edilmeyeceği belli olmadan dava dilekçesi vekile tebliğ edilemez. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 25/02/2009 tarih, 2008/ 5150 Esas, 2009/772 Karar sayılı ilamı). Somut olayda; davacı banka ile ile asıl borçlu davalı …Ltd. Şti arasında 18/01/2016 tarihinde düzenlenen genel kredi sözleşmesi diğer davalılar tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalanmıştır. Davalı asıl borçlu şirkete taksitli ticari kredi kullandırılmıştır. Sözleşmenin incelenmesinde kefaletin kanunda belirtilen geçerlilik koşullarının bulunduğu görülmüştür. Davalılarca icra dosyasında itirazın vekil aracılığıyla yapılmasına rağmen dava dilekçesinin vekile tebliğ edilmeden yargılamaya devam edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de icra takibine itirazın vekil tarafından yapılması, açılan davada dava dilekçesinin vekile tebliğini gerektirmeyeceğinden davalılar vekilinin HMK 355(1)maddesi uyarınca istinaf sebebleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 4.481,51-TL istinaf karar harcından davalılar tarafından peşin yatırılan 1.120,37-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.361,14-TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına, Davalılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 18-TL posta masrafının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/12/2021