Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1734 E. 2022/90 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1734
KARAR NO: 2022/90
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/06/2019
NUMARASI: 2016/296 Esas 2019/651 Karar
ASIL DAVA: İtirazın İptali
KARŞI DAVA: Ayıp Oranında Bedel İadesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/01/2022
Asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalı/karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkil şirket ile davalı arasındaki sipariş üzerine yurtdışından getirttiği kimyevi ürünleri faturaları ile birlikte davalıya eksiksiz teslim ettiğini, davalının borcunu ödememesi nedeniyle davalı hakkında İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında 133.654-TL alacak için takip başlatıldığını, davalı tarafından ürünlerin ayıplı olduğu ileri sürülmüş ise de davalının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, ayrıca ürünlerde herhangi bir ayıp bulunmadığını, davalının icra takibine yaptığı kısmi itirazın haksız olduğunu belirterek itiraz edilen 28.424,11-TL yönünden itirazın iptali ile takibin devamına, davalıdan %20 oranında inkar tazminatı alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının teslim ettiği malların ayıplı çıktığını ve bu ayıbın Tübitak raporu ile tespit edildiğini, müvekkilinin 1.693,30-TL analiz masrafı ödediğini, ancak alacaklı tarafından malın ayıplı olan kısmının değiştirilmediğini ve ayıp oranında indirim yapmadığını belirterek takibe ayıp oranında 28.424,11-TL tutarında itiraz ettiklerini beyanla davanın reddini savunmuş, karşı davasında ise TBK’nın 227/2 maddesi gereğince ayrıca ayıp oranında bedel indirimine gittiklerini, bu bedelin 18.288,46 TL olduğunu, analiz masrafları ile birlikte fazlaya dair haklar saklı kalmak üzere 19.981,76 TL’nin karşı dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davacı- karşı davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalı tarafından süresinde ayıp ihbarında bulunulduğu, kök raporda belirtildiği üzere Marmara Bilimsel Araştırma Merkezi’nin verilerine tarafların itirazları üzerine davalı şirketteki ürünlerden alınan örnekler üzerinde yapılan incelemede … firmasının ürettiği kimyasal madde ile ilgili içerisindeki anorganik madde miktarının sözleşmede istenen vasıflara uymadığının tespit edildiği, malların ayıpsız olarak teslim edildiği hususunda ispat yükünün davacı üzerinde olduğu, teknik ek raporda kimyasal ürünlerin ayıba tekabül eden ayıplı mal bedelinin 706,04- TL olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise 706,40-TL yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı- karşı davacı vekili; asıl dava yönünden davaya konu malın ayıplı olduğu ve bu nedenle karşı davanın kabul edildiği olayda icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, karşı dava yönünden ayıbın miktarında ve karşı davanın bedelinin takdirinde hataya düşüldüğünü, teknik analizde ortaya çıkan % 1,17’lik oranın anorganik madde değeri olduğunu, fakat bunun üründeki gizli ayıp nedeniyle satış bedelinden yapılması gereken tenzilat oranına denk gelmediğini, bahse konu % 1,17’lik anorganik madde değerinin satıma konu malın % 20 oranında ayıplı olmasına neden olduğunu, ayrıca ödeme makbuzunda belirtilen 1.693,30-TL analiz masrafının da karşı taraftan tahsiline karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava hukuksal niteliği itibariyle, ödenmeyen bakiye fatura alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, karşı dava ise TBK’nın 227/2 maddesi gereğince teslim edilen mal bedelinin ayıp oranında tenzili ile fazla ödenen tutarın iadesi ile analiz masraflarının tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafından davalı karşı davacıya teslim edilen ürünlerin ayıplı olup olmadığı, teslim edilen ürünlerin safsızlık oranının sözleşmede kararlaştırılan orana uygun olup olmadığı, satış bedelinin tenzili koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı hususundadır. TBK’nın 227. maddesinde ise satılanın ayıplı olması halinde alıcının seçimlik hakları; “satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme” olarak belirlenmiştir. Somut olayda, davacı tarafından davalıya teslimi yapılan maddelerden … seri numaralı, … lot numaralı polimer madde üzerinde TÜBİTAK analiz laboratuvarında haricen yaptırılan incelemede kül miktarı % 1,17 olarak tespit edilmiştir. Yargılama aşamasında ise bilirkişiler tarafından davalıya teslimi yapılan ürünlerden alınan numuneler üzerinde İstanbul Üniversitesi İleri Analiz Laboratuvarında yaptırılan incelemesinde kül miktarı % 2,55 olarak tespit edilmiş ise de bahse konu incelemenin analiz metotları ve değerlendirmenin ne şekilde yapıldığına dair açıklama bulunmaması nedeniyle bilirkişi tarafından yargılama aşamasında yaptırılan analiz sonucu gerekçesi açıklanmak suretiyle yeterli görülmemiş, davalı tarafından TÜBİTAK laboratuvarında yaptırılan analiz sonucuna üstünlük tanınmıştır. Davalı tarafça bahse konu oranın anorganik madde değeri olduğu, tenzilat oranına denk gelmediği, bu nedenle ayıplı kısmın eksik hesaplandığı ileri sürülmektedir. Bu hususta bilirkişi ek raporunda bahse konu kül miktarı oranı, ayıp oranı olarak kabul edilerek yapılan değerlendirmede ayıp tutarı 706,04-TL olarak hesaplanmıştır. Bilirkişi ek raporunda kimyasal ürünlerin ayıba tekabül eden ayıplı mal bedelinin 706,04- TL olduğu belirtildiğinden karşı davada bu miktara hükmedilmesi, analiz masrafının ise haklılık oranında taraflara paylaştırılması doğru olmuştur. Kül miktarı saflık oranını düşürdüğünden ,kül miktarı oranında ayıp kabul edilerek hesaplama yapılmasında isabetsizlik bulunmamaktadır.Kül miktarının daha fazla ürünü ayıplı hale getireceğine yönelik davalı savunması teknik bilirkişi raporuna göre yerinde görülmemiştir. Davacı tarafından mal teslim olgusunun kanıtlandığı, davacının iki adet fatura bedeline hak kazandığı anlaşıldığından asıl davanın kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Takibe konu alacak faturaya dayalı cari hesap alacağından kaynaklandığından likit ve belirlenebilir olup, icra inkar tazminatına hükmedilmesi için takipte itiraz edenin kötü niyetli olması şartı da bulunmamaktadır. Davalı vekilinin ayıp iddiası nedeniyle alacağın likit bulunmadığıına yönelik istinaf nedeni davalının da analiz imkanı bulunması nedeniyle yerinde görülmemiştir.Likit alacak aynı zamanda miktarı belirli veya belirlenebilir anlamında bulunmaktadır. Bu durumda davalının ticari defterlerinde kayıtlı borç miktarı yönünden itirazın iptaline likit alacak yönünden davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle davalı karşı davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı/karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Asıl dava yönünden alınması gereken 1.941,65-TL istinaf karar harcından davalı/karşı davacı tarafından peşin yatırılan 485,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.456,15-TL harcın davalı/karşı davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Birleşen dava yönünden alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından davalı/karşı davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davalı/karşı davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davalı/karşı davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/01/2022