Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1729 E. 2022/49 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1729
KARAR NO: 2022/49
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/05/2019
NUMARASI: 2016/793 Esas 2019/620 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/01/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili; müvekkili tarafından makine kırılması sigortası poliçesiyle sigortalanan dava dışı … firmasına ait makinede 18/08/2015 tarihinde meydana gelen hasara ilişkin olarak alınan ekspertiz raporunda, cehennemliklerin ilk defa 31/12/2014 tarihinde delindiği ve onarım için davalı … firmasına gönderildiği, firma tarafından cehennemliklerin 310 paslanmaz çelik ile yeniden imal edildiği ve 7 bar basınç ile sızdırmazlık testi yapıldığı, ancak aradan geçen 7,5 ay sonunda potanın çalışmaması üzerine cehennemliklerin söküldüğü ve iki tanesinde kurşun olduğunun, üçüncü cehennemliğin içinin boş ancak malzeme kusuru olması nedeniyle kullanım riski taşıdığının tespit edildiğini, davaya konu hasarın, cehennemliklerde imalattan kaynaklanan gizli ayıp ve kaynak işçiliğinin düzgün yapılmamasından kaynaklandığından davalı şirketin kusur ve sorumluluğunun bulunduğunu, ekspertiz incelemesi sonucu tespit edilen 11.127,40-TL hasar miktarının 05/11/2015 tarihinde sigortalı şirkete ödendiğini, müvekkili şirketin poliçe kapsamında sigortalısının zararını ödediğinden sigortalının haklarına halef olduğu ve rücu hakkının doğduğunu, davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış ise de itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; meydana gelen hasar nedeniyle müvekkilinin herhangi bir kusuru veya yapılan işlemde bir ayıp bulunmadığını, müvekkiline sigortalı tarafından ayıp bildiriminde bulunulmadığını, sigorta ettiren … ile davalı şirket arasında yapılan şifahi görüşmeler neticesinde makinenin cehennemlik kısmında talep edilen imalatın sigortalı tarafından verilen numuneye göre ölçülendirilerek kesimi yapılarak kaynatılacak duruma getirildiğini, müvekkili tarafından kaynak sonrası kaçak olmadığına dair hava basıncı ile kaçak testi yapılarak makinenin teslim edildiğini, müvekkilinin imalatı verilen sipariş doğrultusunda en modern ve işin yapısına en uygun tekniği kullanarak gerçekleştirdiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı tarafça, davalının ayıplı imalatı nedeniyle doğan zararın sigorta poliçesi kapsamında ödendiği, alınan her iki teknik bilirkişi raporunun birbirleri ile uyumlu oldukları gibi hüküm kurmaya ve denetime elverişli oldukları, bilirkişi raporuna göre davalı tarafça imal edilen cehennemliklerin kaynak bölümlerinin gizli ayıplı olduğu ve meydana gelen hasardan davalının kusuru nedeniyle sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili; ayıbın varlığı halinde öncelikle ayıbın giderilmesine ilişkin bildirim yapılması gerektiğini, ancak müvekkiline ayıp ihbarında bulunulmadığını, ekspertiz raporu ile ayıbın varlığı tespit edildiğinde müvekkiline bildirilmesi gerekirken ayıp ihbar edilmeden doğrudan icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin bir kusuru veya yapılan işlemde bir ayıp bulunmadığını, tek taraflı hazırlanmış bilirkişi raporunda makinenin kullanımı ve bakımı konusundaki sorumlulukların dikkate alınmadığını, dava konusu cehennemlikler hurdaya verildiğinden bilirkişi incelemesinin yedekler üzerinde yapıldığını, dava konusu cehennemlikler incelenmeden müvekkili şirketten kaynaklanan ayıp bulunup bulunmadığının tesbitinin mümkün olmadığını,davacının iddiasını ispatlayamadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı tarafından makine kırılması sigortası ile sigortalanmış olan dava dışı sigortalıya ait döküm makinesinin cehennemlik olarak adlandırılan bölümünde oluşan hasar nedeniyle, sigortalıya ödenen hasar bedelinin ayıplı imalat iddiasıyla davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Eser sözleşmelerinde uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’nın 474. maddesi gereğince “iş sahibi, eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır.” Aynı yasanın 477. maddesine göre ise, “Eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder. İş sahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır. Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa işsahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır.” Somut olayda; sigortalıya ait döküm makinesinin brülör sisteminde kullanılan cehennemliklerin onarımının davalı tarafından yapılarak 30.01.2015 tarihinde dava dışı sigortalıya teslim edildiği, 14.08.2015 tarihinde cehennemliklerin delinmesi nedeniyle içeriye eriyik kurşun girdiğinin tespit edildiği, davacı sigorta şirketince yaptırılan ekspertiz sonucu alınan 08.09.2015 tarihli ekspertiz raporu doğrultusunda sigortalıya 05.11.2015 tarihinde 11.127,40-TL ödeme yapıldığı, ancak dava dışı sigortalı veya davacı sigorta şirketi tarafından davalıya yapılmış herhangi bir ayıp ihbarı bulunmadığı anlaşılmaktadır. TBK’nın 477. maddesi gereğince, eserdeki ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde, bunun gecikmeksizin yükleniciye bildirilmesi zorunlu olup, somut olayda ise davalıya ayıp ihbarı yapılmadığından, satılan, ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılmalıdır. Bu durumda ise davacı sigorta şirketinin davalıya rücu koşulları oluşmadığından davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değil ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak “davanın reddine” reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/05/2019 Tarih 2016/793 Esas 2019/620 Karar sayılı kararının HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın REDDİNE” İlk derece yargılamasına ilişkin olarak ; “Alınması gereken 80,70-TL harcın, peşin yatırılan 139,32-TL harçtan mahsubu ile fazla olan 58,62‬-TL harcın talep halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Davalı tarafından yapılan 350-TL bilirkişi ücretinden ibaret yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Davalı vekili için takdir olunan 5.100-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davalı tarafça yatırılan 197,10-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Davalı tarafından yapılan 40,50-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/01/2022