Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1714
KARAR NO: 2022/100
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/03/2019
NUMARASI: 2017/701 Esas 2019/328 Karar
DAVA: Tazminat (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/01/2022
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalılar … Ltd. Şti. ve … Firmasına izafeten … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin, … şirketi ile …’ye ait 24 çuval içinde ve brüt 12.140 kg ağırlığındaki kalibre edilmiş magnezyum talaşı yükünün 07.03.2013 tarihinde Almanya’dan Çerkezköy’e nakliyesi için bir taşıma sözleşmesi akdettiğini, müvekkilinin ise aynı yükü nakliyesi için … firması ile taşıma sözleşmesi yaptığını, … ile taşıma işinin bir alt nakliyeciye devredilmesi hakkında anlaşma olmamasına rağmen, …’nin sözleşmeye aykırı olarak taşıma işini … isimli başka bir şirkete ve bu şirketin de … şirketine devrettiğini, müvekkilinin alt taşıma sözleşmesine muvafakatı olmadığını, buna rağmen …’a ait … / … plakalı aracın 07.03.2013 tarihinde sahibinin ve göndericisinin Almanya’daki … ve satıcısının … olduğu yükü teslim aldığını,taşıma sözleşmesine göre en geç 12.03.2013 tarihine kadar alıcısı Çerkezköy adresinde mukim … A.Ş. adına Çerkezköy Gümrük Müdürlüğüne teslim edilmesi gereken bu yükün süresinde teslim edilmeyerek Halkalı Gümrüğü’ne teslim edildiğinin öğrenildiğini, … ve … firmalarına 11.03.2013 ve 12.03.2013 tarihlerinde gönderilen ihtarnameler ile yükün 12.03.2013 tarihine kadar alıcısına teslim edilmesi gerektiği bildirilmesine rağmen yükün … temsilcisi …’in talimatı ile tutulduğunu öğrendiklerini, yapılan taşıma sözleşmesinde, CMR belgesi ve TIR karnesi’nde malın alıcısının Çerkezköy’de olduğu açık iken taşıyıcı TIR karnesindeki varış gümrüğünü “Halkalı” olarak değiştirildiğini, malın alıcıya teslimi ve gümrük işlemlerinin yapılabilmesi için gerekli olan evrakların hiçbirinin alıcıya teslim edilmediğini, bu gelişmeler sonucu davalı şirketler hakkında Küçükçekmece Cumhuriyet C.Başsavcılığı’na 2013/14135 numarasıyla suç duyurusunda bulunduklarını, yükün günlerce süren uğraş sonucu 12.04.2013 tarihinde alıcısına yediemin olarak teslim edildiğini, ancak tutanakta yükün hiçbir şekilde kullanmamak koşuluyla teslim edildiğini, ancak yükün kullanılabilmesi için tekrar savcılığa başvurulduğu ve bu amaçla ek bir müzekkere yazıldığını ve bu talimata istinaden yükün gümrük işlemlerinin yapılabildiğini, alıcı firmanın bu malı zamanında işleyip kendi müşterisine teslim edemeyeceğinden dolayı, Almanya’dan tekrar ve daha pahalı hammadde temin edilerek ve ek masaraflar yapılarak Çerkezköy’e gönderildiğini, alıcının zamanında üretim yapamadığından hem üretimi gecikmeli ve daha pahalı malzeme ile yapmak zorunda kaldığından ve hem de esas hammaddeyi iki ay uğraşarak, masraf ederek zorla alabildiğinden, tüm bunlar için misliyle para ödemek zorunda kaldığını ve çıkan masrafları müvekkili şirkete taşımayı yaptıran … şirketine fatura ettiğini, bu şirketin de aynı masraflar için müvekkili şirkete rücu ettiğini, bu nedenle de malın göndericisi asıl taşıyıcı olan müvekkil şirkete 23.085,84 Euro tutarında fatura göndererek zararını talep ettiğini, yine yükün Halkalı Gümrük Müdürlüğü’ne bağlı bir antrepoda alıcıdan habersiz bekletilmesi neticesinde 2.033,30-euro antrepo bedelinin müvekkili şirketçe ödendiğini, malın ATR belgesi alıcıya teslim edilmediği için 418,21-euro tutarındaki vergisi alıcı tarafından müvekkil şirkete ödettirildiğini, malların Halkalı’ya teslim edildiğini öğrendikten sonra müvekkili şirketin bu işlemlerin takibi için … yetkililerinden hizmet alarak 452,58-euro hizmet bedeli ödediğini, malın alıcıya teslimi için Halkalı-Çerkezköy ara nakliyesi için 740,045-euro, mahkemeye sunulmak üzere tercüme edilen belgeler için 144,53-euro, avukatlık ücreti olarak 522,65-euro, malın teslimi için çekilen ihtarnameler için 145,29-euro olmak üzere toplam 27.542,44-euro ödediğini belirterek, 27.542,44 -euro ‘nun varış tarihi olan 12.03.2013 tarihinden itibaren dövize uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:1- Davalı … vekili; davacı tarafça taşıma konusu yükün 12.04.2013 tarihinde teslim alındığını, CMR’nin 32. maddesi gereğince dava 1 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup davanın zamanaşımına uğradığını, davacı ile emtianın taşınması konusunda sözleşme yapılmasına rağmen müvekkilinin elinde o gün için taşımaya uygun araç olmadığından taşıma işinin diğer davalı (alt taşıyıcı) …-… ile yapılan taşıma sözleşmesi ile gerçekleştirildiğini, … Loj.’in de taşıma işini diğer davalı … (…) ile yapılan sözleşme gereğince … / … plakalı dorse ve çekici araçlar ile gerçekleştirdiğini yükün …-…’e ait tırlar ile Almanya’dan teslim alındığını, …-…’in taşıma konusu malların göndericisinin davacı … olduğunu öğrenmesi üzerine bu kez davacı şirketten daha önceki bir taşımaya konu navlun bedeli alacağı olduğunu, malların tesliminin iş bu navlun bedelinin kendilerine ödenmesi şartı ile “taşıma konusu mallar üzerinde hapis hakkını kullandığını” davacı tarafa bildirdiğini, dava konusu emtiaların hapis hakkının kullanılması nedeniyle Halkalı Gümrük Handerhan Antrepoya indirildiğini, gecikmenin hapis hakkının kullanılmasından kaynaklandığını, malların geç teslimine borcunu ödemeyen davacının neden olduğunu,emtianın geç teslim edilmesinden kaynaklandığı ileri sürülen zarar ile müvekkili arasında illiyet bağı bulunmadığını, illiyet bağının diğer davalı …-…’in araya girmesiyle kesildiğini, davacı tarafça sunulan zarar faturalarını kabul etmediklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı …’a izafeten … vekili; müvekkilinin yetkilisi bulunduğu … şirketi adına dava konusu taşımayı … plakalı çekici ve … plakalı dorse ile yaptıklarını, müvekkili şirketin daha önceki taşıma sözleşmelerinden dolayı toplam 11.750-euro alacağının bulunduğunu, taşıma yapılmasına rağmen navlun bedellerinin müvekkiline ödenmemesi üzerine müvekkilinin emtialar üzerinde hapis hakkını kullandığını, bu durumun 15.03.2013 tarihli ihtarnameyle davacıya bildirildiğini, müvekkilinin taraf ehliyeti bulunmadığını, müvekkilinin … şirketinin Türkiye’deki yetkilisi olduğunu, husumetin şirkete yöneltilmesi gerektiğini, ayrıca davanın 1 yıllık zaman aşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, müvekkilinin yetkilisi olduğu şirketin alacaklı olarak hapis hakkını kullandığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 3-Davalı … AŞ (eski unvan …) davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı ile dava dışı … arasında kalibre edilmiş magnezyum talaşı yükünün Almanya’dan Çerkezköy’e nakliyesi için taşıma sözleşmesi yapıldığı, davacının nakliye hususunda davalılardan … ile alt taşıma sözleşmesi yaptığı, …’nin taşıma işini … isimli başka bir nakliye şirketine, bu şirketin de davalı …’e devrettiği, dava konusu yükün tesliminin 1 ay gecikmeli yapıldığı, davalılardan … firmasının davacıdan olan dava dışı navlun alacağına karşılık dava konusu yük üzerinde hapis hakkı kullandığı, davacı şirketin, söz konusu yükün sahibi olmayıp olayda birinci sıradaki taşıyıcı sıfatında bulunması nedeniyle hapis hakkı kullanılmasının haksız olduğu, CMR’nin 29. maddesi dikkate alındığından zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu, dolayısıyla davanın yasal süre içerisinde açıldığı, taşımaya konu emtianın geç teslimi nedeniyle davacı dava dışı … firmasının gecikme zararlarını tazmin etmiş ise de, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada gecikme zararlarının toplam 7.783,60-euro olduğunun tespit edildiği, davacının birinci taşıyıcı sıfatı ile müteselsil sorumluluk gereği söz konusu zararı giderdiği, … şirketine izafeten … davada taraf gösterildiğine göre … şirketinin davada taraf olduğunun kabul edilmesinin gerektiği, yapılan taşımada meydana gelen zararda, malın teslimini geciktirmekte haksızlığı,asıl gönderen talimatlarına uymayıp, doğrudan … firması ile birlikte ve … firmasının haksız hapis hakkı kullanımını himaye eder şekilde hareket etmeleri nedeniyle … ve … firmalarının … firması ile birlikte ortak kusurunun etkili olduğu, CMR madde 37 gereği asıl sorumlu kavramının kusurları ile zarara katkı veren tüm taşıyıcıları kapsadığı gözetilerek, kusur oranlarına göre rücu edilebilir tazminat miktarlarının her bir sorumlu için ayrı ayrı belirlenmesi gerektiği, CMR 37/b ve c bentleri birlikte değerlendirildiğinde, ziyan ve hasar için sorumluluğun hangi taşımacıya yükleneceği belirlenemez ise tazminat miktarının bütün taşımacılar arasında paylaştırılacağı düzenlenmiş olmakla, davalıların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek, davalı … ve … firmasının 1/3 kusuru ile zarara katkı verdiği gözetilerek, her birinin zararın 2.594,53 Euro kısmından sorumlu olacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: 1-davalı TST vekili; müvekkili ile davacı arasında 05.03.2013 tarihinde taşıma konusu yükün taşınması hususunda sözleşme yapıldığını, müvekkilinin taşıma işini diğer davalı (alt taşıyıcı) …-…’e verildiğini, …’in de taşıma işini diğer davalı …’e verdiğini, davacı ile …-… arasındaki navlun alacağı nedeniyle kullanılan hapis hakkından dolayı malların Halkalı Gümrüğüne geç teslimde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin zarardan sorumlu tutulamayacağını, hapis hakkı kullanılmasının davacının kusurundan kaynaklandığını, emtianın geç teslim edilmesinden kaynaklandığı ileri sürülen zarar ile müvekkili arasında illiyet bağı bulunmadığını, illiyet bağının diğer davalı …-…’in araya girmesiyle kesildiğini, bilirkişi raporlarında da müvekkilinin kusursuz olduğunun tespit edildiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2- davalı …’a izafeten … vekili; davacı ile ticari ilişki içerisine giren şirketin … şirketi olup müvekkilinin bu şirketin Türkiye’deki yetkilisi olduğunu, bu nedenle davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkilinin TTK’nın 105. maddesi gereğince firmanın acentesi sıfatını taşıdığını, … şirketinin davacıdan alacaklı olması nedeniyle yasal hapis hakkını kullandığını, ayrıca davanın CMR’nin 32. maddesi gereğince 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılması nedeniyle zamanaşımına uğradığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taşıma konusu emtianın geç teslimi nedeniyle akdi taşıyıcı olan davacının uğradığı zararın alt taşıyıcı olan davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Taşımanın güzergahı itibariyle somut uyuşmazlıkta CMR hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Somut olayda; davacı ile dava dışı … arasında kalibre edilmiş magnezyum talaşı yükünün Almanya’dan Çerkezköy’e nakliyesi için taşıma sözleşmesi akdedildiği, davacının taşıma işini alt taşıyıcı olan davalı … firmasına, …’nin … firmasına, bu taşıyıcının da davalı Mayıs (eski unvan …) …’e devrettiği, davalılardan … firmasının davacıdan başka taşımalar nedeniyle navlun alacağı bulunduğu gerekçesiyle emtia üzerinde hapis hakkı kullandığını bildirerek emtianın alıcısına teslimini engellediği, taşıma sözleşmesi gereğince emtianın Çerkezköy’deki alıcına teslim edilmesi gerekirken Halkalı Gümrüğünde bulunan antrepoya bırakıldığı, davacının geç teslim nedeniyle taşıtan … firmasının gecikmeden kaynaklanan zararını karşıladığı, mahkemece tazminat miktarı bakımından hükme esas alınan bilirkişi kök raporunda; davacının 3.327-Euro yedek tedarik için yapılan taşıma bedeli, 2.033,30-Euro antrepo ardiye bedeli, 418,21-Euro gümrük vergisi, 452,58-Euro acentelik bedeli, 740,04-Euro Halkalı-Çerkezköy taşıma bedeli, 144,53-Euro tercüme masrafı, 522,65-Euro avukatlık ve 145,29-Euro noter masrafı olmak üzere toplam 7.783,60-Euro zararının davalılardan talep edilebileceğinin tespit edildiği anlaşılmaktadır. Davalı …, … firmasının Türkiye acentesi olup, davanın da … firmasına izafeten açılarak izafeten husumet yöneltildiği, bu durumun davalının da kabulünde olduğu, TTK’nın 105/2 maddesi hükmü gereğince acenteye karşı müvekkili adına dava açılabileceği anlaşılmakla, davalı taşıyıcı … firmasına izafeten dava açılmasında ve hakkında hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı vekilinin husumete yönelik istinaf gerekçesi yerinde görülmemiş; buna dayalı olarak karar başlığı da düzeltilmiştir. CMR’nin 37. maddesi, “bu Sözleşme hükümleri gereğince tazminat ödemiş taşımacı, bu tazminat üzerinden ödediği faiz ve yaptığı sarflarla birlikte tazminatı, taşımaya katılmış alanlardan koşullara göre geri almak hakkına sahiptir: a) Ziyan ve hasardan sorumlu olan taşımacı ister kendisi ister başka bir taşımacı tarafından ödensin, tazminatı tek başına yüklenmek zorundadır. b) Ziyan veya hasar iki veya daha çok taşımacının fiilinden ileri geldiği zaman bunlardan her biri sorumluluktaki hissesi oranında bir meblağı ödeyecek, taşıma ücreti oranında sorumlu olacaktır. c) Ziyan ve hasar için sorumluluğun hangi taşımacıya yükleneceği belirlenemez ise. tazminat miktarı b fıkrasında öngörüldüğü üzere bütün taşımacılar arasında paylaştırılacaktır” şeklindedir. Somut olayda da, taşıma konusu emtia taşıtanın talimatlarına aykırı olarak davalı … tarafından akdi taşıyıcı olan davacıdan olan başka taşımalardan kaynaklanan alacak iddiasıyla hapis hakkı kullanıldığı gerekçesiyle öngörülen teslim zamanında teslim edilmemiş, taşıtanın talimatına aykırı olarak boşaltma yeri değiştirilerek Çerkezköy yerine Halkalı’ya götürülmüştür. Davalı .., TTK’nın 891. maddesinde düzenlenen hapis hakkını ancak kendi akidi olan … firmasına karşı ileri sürebilir. Bu nedenle … firmasının, kendisinin akidi olmayan, kendisine karşı taşıtan sıfatını taşımayan davacıdan olan alacak iddiası nedeniyle hapis hakkı kullanımı mümkün olmadığından, davalı … tarafından taşınan emtia üzerinde hapis hakkı kullanılması hukuka aykırıdır. Davacının 12.03.2013 tarihinden itibaren düzenlediği ihtarnamelere rağmen taşıtanın talimatlarına aykırı olarak emtiayı süresinde teslim etmeyip boşaltma yeri dışında başka bir yere taşıyan ve bu suretle geç teslime neden olan davalılar, geç teslim nedeniyle davacı akdi taşıyıcının uğradığı zarardan sorumlu olup, bilirkişi kurulu ek raporunda da bu halde her üç davalının oluşan zarardan 1/3 oranında kusurlu oldukları tespit edilmiştir. Kusur oranı somut olayın özelliklerine de uygun bulunmakla, CMR’nin 37/b maddesi hükmü gereğince davalıların bu oran üzerinden sorumluluğuna hükmedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Açıklanan nedenlerle, davalıların birlikte kusurlarıyla davacının zararına sebebiyet verdiklerinin kabulüyle kusurları nispetinde zararın tazminine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından istinaf nedenleri yerinde olmayan davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar … Ltd. Şti. ve … firmasına izafeten … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davalı … Ltd. Şti.’den alınması gereken 528,29-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 132,08-TL harcın mahsubu ile bakiye 396,21-TL harcın davalı … Ltd. Şti.’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı … firmasına izafeten …’den alınması gereken 528,29-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 132,08-TL harcın mahsubu ile bakiye 396,21-TL harcın davalı … firmasına izafeten …’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/01/2022