Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1693 E. 2022/237 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1693
KARAR NO: 2022/237
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2019
NUMARASI: 2018/315 Esas – 2019/546 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, davalı tarafından müvekkili şirket ile aralarında satım sözleşmesine ilişkin oluşan bakiyenin ödenmemesi nedeniyle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, borçlunun yetkiye ve borca itirazda bulunduğu müvekkiline 12/02/2018 tarihinde 39.000-TL ödeme yaptığı, müvekkilinin yetki itirazının kabulü üzerine icra dosyasının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası olarak takibe devam olunduğunu, gönderilen ödeme emrine davalının itirazı üzerine haksız itirazın iptali ve %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkilinin borcu bulunmadığını, davacı şirketin ham madde niteliğinde mallar satın alındığını, müvekkili tarafından kesilen faturaların ticari defterlere davacı tarafından işlenmediğinden cari hesap farkının oluştuğunu, davacının müvekkiline gönderdiği ürünlerde ayıp bulunması sebebiyle bir kısım malları kullandığını, ancak bir kısmını kullanmadığını, kalan borcu olan 39.000-TL’nin davacıya ödendiğini, bakiye borç miktarını kabul etmediklerini, davanın reddine ve %20 kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Mahkemece, taraflar arasındaki ticari alım satımdan kaynaklı cari hesap ilişkisine dayalı davacı tarafından takibe konu yapılan alacağa ilişkin davacı ve davalının ticari defterleri değerlendirildiğinde cari hesap tutarları arasındaki farkın davalının düzenlemiş olduğu 3 ayrı faturadan kaynaklandığı, davalı davacı tarafın satın aldığı ürünlerin bir kısmının ayıplı olduğunu iddia etmiş ise de ayıba ilişkin herhangi bir delil ibraz etmediği, iade faturalarının içeriği, iade edilip edilmediği, iade faturalarının ayıplı mallara ilişkin düzenlendiğinin mevcut deliller ile ispatlanamadığı göz önüne alındığında dava tarihi itibariyle davacının 16.297,90 -TL alacaklı olduğu gerekçesi ile bu miktar üzerinden itirazın iptaline, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,red edilen kısım bakımından davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilerek davacıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili; takip tarihi itibariyle müvekkili şirketin alacaklı olduğunu, haksız ve kötü niyetli bir icra takibinin yapılmadığını, icra takibinden sonra dava açılmadan önce kısmi ödeme yapıldığını, dava dilekçesinde de açıkça ödemenin yapıldığının belirtildiği,dosya genelinde de gerek dava dilekçesinde gerek cevap dilekçesinde de belirttikleri üzere maddi bir hata olduğu ve sehven yapıldığının beyan edildiğini, ilgili hatanın anlaşıldığını ve ilk duruşmadan önce davaya beyan edildiği gözetildiğinde kötü niyetli olarak hareket edilmediğinin ortada olduğunu belirterek kararın ;davalı yararına hükmedilen 39.000-TL üzerinden %20 kötü niyet tazminatı ile davalı yararına hükmedilen 4.640-TL vekalet ücretinin, yargı giderine ilişkin kısım bakımından hükmün kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:Davacı alacaklı taraf ; başlattığı ilamsız icra takibinde açık hesapdan kaynaklanan ”55.297,90-TL alacağın takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faiz ile birlikte” tahsilini talep etmiştir.Davalı icra takibine ”yetki, borca, faize “itirazda bulunmuş itiraz ettikten sonra 12.12.2018 tarihinde alacağın 39.000-TL’lik kısmını ödemiştir.İcra Dairesinin yetkisine itiraz kabul edilerek , takip dosyasının yetkili icra dairesine 05.03.2018 tarihinde gönderildiği, yeniden aynı bedelle gönderilen ödeme emrine itiraz edilmiş, davacı vekili tarafından dava değeri 55.297,90-TL gösterilerek itirazın iptali davası açılmıştır.Ancak, ancak dava dilekçesi içeriğinde de kısmi ödeme tutarını belirtmiştir. Davacı vekili, ön inceleme duruşmasından evvel mahkemeye verdiği 27.05.2018 tarihli beyan dilekçesi ile dava değerinin sehven 55.297,90-TL belirtildiği ,alacağın 16.297,90-TL olduğu beyan edilmiştir. Uyuşmazlık 12.02.2018 tarihinde davalının icra takibinden sonra davacıya ödediği 39.000-TL’nin dava değeri kapsamında belirlenmesinin maddi hata/ ıslah/ kısmi feragat/ talep daraltma kapsamında kalıp kalmadığına dair oluşacak sonuca göre davalı lehine kötü niyet tazminatına, vekalet ücretine, yargı giderine hükmedilip hükmedilmeyeceğine ilişkindir. Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür .Borçlu, itirazın iptali davası açılmamış iken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira, itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre; gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır. ( Yargıtay HGK nun 30.03.2005 gün, E:2005/19-200 K:2005/210 ve 08.06.2005 günlü ilamı) HGK nun yukarıda yazılı ilamından sonra , itirazın iptali davası açılmadan önce borcun kısmen ödendiği hallerde, alacaklının ödenen kısım yönünden dava açmakta hukuki yararı olmayacağı ,ödenen miktar için de icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği yargı kararlarında yerleşik uygulama halini almıştır.Alacağın varlığının dava tarihi gözetilerek belirlenmesi ilkesi benimsenmiştir.İcra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından kısmi ödeme yapılmış olması halinde, TBK 100.madde uyarınca hesaplama yapılarak dava tarihine göre belirlenecek bakiye alacak tutarı üzerinden karar verilmesi gerekmektedir.Davacı vekili tarafından dava değeri 55.297,90-TL nin sehven bildirildiği kısmi ödeme nedeniyle alacağın , 16.297,90-TL olduğunun bildirilmesi ile talep daraltılmıştır.Davacı vekili henüz ön inceleme duruşması yapılmadan talebini daraltmıştır. Davacının talep sonucunu daraltması için davalının muvafakatine ihtiyaç olmadığı gibi ıslah yoluna başvurmasına da gerek yoktur. Davacının talebini daraltması feragat hükmündedir.AAÜT.’nin 6/1 maddesi gereği anlaşmazlık davanın ….feragat nedeniyle ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına hükmedileceği düzenlenmiştir. İlk derece mahkemesince red edilen kısım üzerinden tam vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmaktadır. İİK 67 maddesi, “Davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; …red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir” hükmünü haizdir. Alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça takibin kötü niyetle yapılmış olmasına bağlıdır.Ancak takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından anlaşılabilen alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilebilir. Somut olayda, icra takibinin başlatıldığı tarihde 55.297,90-TL borç bulunduğu sabit olduğu halde ,icra takibinin kötüniyetli olduğu kabul edilerek alacaklı davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Anlatılan nedenlerle davacı vekilinin istinaf nedenleri kötüniyet tazminatı ve vekalet ücreti takdiri bakımından yerinde görüldüğünden istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına yeniden hüküm verilmesine,hüküm davalı tarafça istinaf edilmediğinden kesinleşen kısımlar tekrarlanarak davanın kısmen kabulüne ,davacı yararına icra inkar tazminatına hükmolunmasına ,davalının koşulları olmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/315 Esas – 2019/546 Karar sayılı ve 08.05.2019 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulüne; Büyükçekmece … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takibe itirazın 16.297,90-TL asıl alacak bakımından iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 9’u geçmemek üzere faiz işletilerek takibin devamına,fazla istemin reddine Hükmolunan kısım üzerinden % 20 oranında hesaplanan 3.259,58-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Koşulları oluşmadığından davalı vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin reddine,” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak ; “Alınması gereken 1.113,30-TL nispi karar ve ilam harcından mahkeme veznesine yatırılan 944,35-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 168,95-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 980,25-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Davacı yararına taktir olunan 2.725-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı yararına 1/2 oranda takdir olunan 2.320-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Davacı tarafından sarf edilen 2.000-TL bilirkişi ücreti ve 84-TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.084-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 614-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafça yapılan 78,30-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 25-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/02/2022