Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1686 E. 2019/1403 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1686
KARAR NO : 2019/1403
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/05/2019
NUMARASI : 2017/1216 E.-2019/568 K.
DAVA: Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 07/11/2019
Davanın açılmamış sayılmasına dair verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, müvekkili davacının Çin’de özel olarak üretilen bambudan yapılmış ev gereçlerini “…” markası altında satışa sunduğunu,davalı …’ın e-ticaret sitelerine gönderilen malları depoloyan dava dışı “…” firmasında sigortalı çalıştığını, bu sırada ürünlerin temini ve fiyatları hakkında geniş bilgiye sahip olduğunu,davalı şirkette çalışmaya başladıktan sonra davalı şirketin birden bire bambu ürünlerinin ticaretini yapmaya başladığını,ürünlerin aynı/çok benzeri olması yanında davalı şirketin, müvekkil şirketin ürünleriyle karıştırılmaya yol açacak başkaca haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin de bulunduğunu,davalı şirketin müvekkili şirketin ürünlerini fikren takip ettiğini ve hukuka aykırı şekilde rekabet ettiğini beyanla TTK.’nın 56/1-a ve b md. gereğince müvekkili şirketle haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespitini ve önlenmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, her iki şirketin Çin’den ithalat yapan, her iki şirketin de üretim ve tasarım aşaması olmayan toptancı olduğunu,davacı şirketin 2011 yılında kurulduğunu, (ABD menşeili bambu şirketinin konsept ve logosunu birebir kopyaladığını), müvekkili şirketin ise 1986 yılında kurulduğunu,davalı ile rakip ve eşdeğer olamayacağını,bu türe ilişkin mutfak ve eşyalarının 2000’li yıllarda Çin’de üretime başlandığını, bütün dünyada ve ülkemizde kullanılmaya başlandığını, markalarının TPE nezdinde tescilli olduğunu, haksız rekabettin söz konusu olmadığını,markanın hükümsüzlüğüne ilişkin davanın devam ettiğini, davalı … müvekkili Kosova şirketinde çalışmaya başladığını ancak hiçbir zaman davacı şirkette çalışmadığını, açılan davanın kütü niyetli olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, davacı tarafın mazeret bildirmeksizin 08/02/2019 tarihli duruşmaya katılmadığı, duruşmaya katılan davalılar vekilinin ise davayı takip etmeyeceklerine dair beyanda bulunması üzerine dosyanın işlemden kaldırıldığı, HMK.’nun 320/4 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; avukatın yaptığı eksik işlemler veya yapamadığı işlemler ile ilgili müvekkiline herhangi bir tebliğ yapılmadığını veya bilgi verilmediğini, müvekkilinin bu durumlardan gerekçeli kararın kendisine tebliği olan 24/06/2019 tarihinde haberdar olduğunu, müvekkilinin vakit kaybetmeksizin avukatına ulaşmaya çalıştığını ancak ulaşamadığını, sonrasında ise avukatın tutuklanarak cezaevine alındığını öğrendiğini, müvekkilinin dosyada vekil bulunan avukatının tutuklanıp cezaevine alındığını sonradan öğrendiğini, tüm bu durumlardan ne vekil tarafından ne de diğer ilgili kişiler tarafından müvekkiline herhangi bir bildirim yapılmadığını, 6100 Sayılı HMK madde 96/2 fıkrası ” … Ancak, nihai karar bir tarafın yokluğunda verilmişse, tahkikat aşamasında kaçırılan süreler için kararın verilmesinden sonra da eksi hale getirme talebinde bulunulabilir.” şeklinde belirtildiğini, müvekkilinin olan tüm olaylardan habersiz olarak aleyhine verilen usul ve yasaya aykırı mahkeme kararının kaldırılmasını, dosyanın incelemeye alınarak tahkikat gerçekleştirilmesini ve neticede davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: HMK 150/4. maddesine göre; dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırılma tarihinden başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. HMK.’nın 150/5. maddesine göre; işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır. Davacı vekilinin mazeret bildirmeksizin 08/02/2019 tarihli duruşmaya katılmadığı, duruşmaya katılan davalılar vekilinin ise davayı takip etmeyeceklerine dair beyanda bulunması üzerine dosyanın işlemden kaldırıldığı, yasal süre içinde yenileme yapılmadığı gözetilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.1136 Sayılı Avukatlık Kanunu’nun 42 maddesinde ise; “Bir avukatın ölümü veya meslekten yahut işten çıkarılması veya işten yasaklanması yahut geçici olarak iş yapamaz duruma gelmesi hallerinde, baro başkanı, ilgililerin yazılı istemi üzerine veya iş sahiplerinin yazılı muvafakatini almak şartıyla işleri geçici olarak takip etmek ve yürütmek için bir avukatı görevlendirir ve dosyaları kendisine devir ve teslim eder. Ayrıca durumu mahkemelere ve gerekli göreceği yerlere bildirir. Bu hükümler avukatlık ortaklığı hakkında da kıyasen uygulanır. T.C. Adalet Bakanlığı Gebze Kadın ve Çocuk Ceza İnfaz Kurumu ile yapılan yazışmadan ilgili avukatın 19.7.2018 tarihinde tutuklanarak cezaevine alındığı halen de cezaevinde bulunduğu bildirilmiştir. Dosyada başkaca vekil de bulunmamaktadır.Buna göre işlemden kaldırma tarihinde tutuklu olan davacı vekilinin duruşmaya gelemeyecek ve mazeretini de bildiremeyecek durumda olması karşısında davacı tarafın usulüne uygun olarak duruşmaya davet edildiğinden söz edilemez. Bu durumda dosyanın işlemden kaldırılması,akabinde de davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararda isabetli olmadığından baronun adı geçen avukatın yerine geçici bir avukat görevlendirip görevlendirmediği, görevlendirildiyse avukatın somut dosya ve duruşma günü bakımından bilgilendirilip bilgilendirilmediği hususları araştırılmalıdır. Bu hususlar araştırılmadan dosyanın işlemden kaldırılması yerinde olmadığından hükmün kaldırılmasına , davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/05/2019 Tarih 2017/1216 Esas 2019/568 Karar sayılı hükmünün HMK.’nın 353(1)a-5 gereği KALDIRILMASINA; “Dava yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,” Davacı tarafça yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının davacıya iadesine.Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nun 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 07/11/2019