Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1678 E. 2021/1730 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1678
KARAR NO: 2021/1730
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/07/2019
NUMARASI: 2018/30 2019/671
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Davanın kabulüne dair kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yapılan ticari ilişki sonunda faturadan kaynaklanan alacaklarının bulunduğunu, borcun ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının sipariş ettiği malların kendisine teslim edildiğini, … ve … no.lu irsaliyeli faturaların borçlu tarafından tebliğ alındığını ve içeriğine itiraz edilmediğini, sipariş fişlerinin de mevcut olduğunu belirterek davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, % 20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı ile müvekkili arasında icra takibine konu olan faturalar nedeniyle herhangi bir ticari ilişki kurulmadığını, bu nedenle de müvekkili şirketin söz konusu malları teslim almasının mümkün olmadığını, faturalarda yazan malların müvekkili tarafından teslim alındığının ispat yükünün davacıda olduğunu, icra takibine konu … ve … no.lu irsaliyeli faturalarda müvekkili şirketin bu mallları teslim aldığına dair herhangi bir imza bulunmadığını, davacı şirket ile haricen yapılan görüşmelerde faturalarda yazılı malzemenin şirket yetkililerince alınmadığının iletildiğini, davacı şirketin malların teslimini ispat edemediğini beyanla açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 24.892,36-TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya 17.858,89-TL bakiye borcunun bulunduğu, ancak takibin 13/12/2016 tarihli 2.368,90-TL ve 30/01/2017 tarihli 8.036,47-TL bedelli faturalara dayalı olduğu, bu faturalardan 2.368,90-TL bedelli faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak 8.036,47-TL bedelli faturanın davalı defterinde kayıtlı olmadığı, davalı defterinde kayıtlı olmayan 30/01/2017 tarih ve 8.036,47-TL bedelli faturaya konu mallara ilişkin dosyaya muhtelif sipariş fişlerinin sunulduğu, bu sipariş fişlerinin çoğunun …, bir tanesinin de … tarafından imzalandığı, sipariş fişlerinin gelen siparişler üzerine satıcı tarafından düzenlendiği, kaldı ki davalı tarafın sipariş fişlerinin kendisi tarafından düzenlendiğine ilişkin herhangi bir iddiasının bulunmadığı, ayrıca her ne kadar davalı vekili sipariş fişlerinde hiçbir imza bulunmadığını iddia etmiş ise de davalının ticari defterinde kayıtlı olan 13/12/2016 tarih ve 2.368,90-TL bedelli faturaya konu mallara ilişkin sipariş fişlerini imzalayan …’ın imzasının 30/01/2017 tarih ve 8.036,47-TL bedelli faturaya konu mallara ilişkin sipariş fişlerinde de bulunduğu, davalı tarafın sipariş fişlerindeki imzalara açıkça bir inkarı da bulunmadığı, davacı tarafından düzenlenen sipariş fişlerinin davalı tarafça imzalanmış olmasının faturaya konu malların teslim edildiğine karine teşkil ettiği, davalı tarafın bu karinenin aksini ispatlamayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, davacıya alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; davacı ile müvekkili arasında icra takibine konu faturalar nedeniyle herhangi bir ticari ilişki kurulmadığını, bu nedenle de müvekkili şirketin söz konusu malları teslim almasının mümkün olmadığını, faturalarda yazan malların müvekkili tarafından teslim alındığının ispat yükünün davacıda olduğunu, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibine konu … ve … no.lu irsaliyeli faturalarda müvekkili şirketin bu mallları teslim aldığına dair imza bulunmadığını,davacı şirketin malların teslimini ispat edemediğini, var olmayan bir sipariş üzerinden davacı şirketçe hazırlanan faturalara dayalı takibe itirazlarının haklı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı 13/12/2016 tarihli 2.368,90 TL ve 30/01/2017 tarihli 8.036,47 TL bedelli faturalara dayalı alacağının tahsili için icra takibi başlatmış olup, davalı tarafça akdi ilişki ve teslim olgusuna karşı çıkılmıştır. Uyuşmazlık 13/12/2016 tarihli 2.368,90- TL ve 30/01/2017 tarihli 8.036,47-TL bedelli faturalar yönünden teslimin gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda toplanmaktadır. Tarafların ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacının ticari defterlerine göre davalıdan 24.892,36-TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya 17.858,89 TL bakiye borcunun bulunduğu, uyuşmazlık konusu faturalardan 13/12/2016 tarihli 2.368,90 TL bedelli faturanın davalının defterlerinde kayıtlı olduğu, 30/01/2017 tarihli 8.036,47 TL bedelli faturanın ise kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir. Yine bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere tarafların ticari defterlerindeki uyumsuzluğun 30/01/2017 tarihli 8.036,47-TL bedelli faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmamasından ve uyuşmazlık dışı 01/03/2016 tarihli 1.003-TL bedelli davacı faturasının davalının defterlerinde mükerrer olarak kaydedilmesinden kaynaklanmaktadır. 13/12/2016 tarihli 2.368,90-TL bedelli faturanın davalının defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşıldığından davacının bu fatura nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu sabittir. 30/01/2017 tarihli 8.036,47-TL bedelli fatura bakımından ise; faturanın irsaliyeli olarak düzenlendiği, teslim alan kısmında karşı tarafın imzasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte davacı, davalının talep ettiği mallarla ilgili sipariş fişi oluşturulduğunu ve malların teslim edilmesinden sonra sipariş fişlerinin karşı tarafça imzalandığını, daha sonrasında ise fişlere konu mallarla ilgili faturaların düzenlendiğini, davalı ile aralarında ticari ilişkinin bu şekilde sürdürüldüğünü ileri sürmüş olup, ihtilaf konusu 30/01/2017 tarihli faturaya dayanak olarak 8 adet sipariş fişi sunmuştur. Sipariş fişlerinin incelenmesinde ise bu fişlerin, davalının kabulünde olan 13/12/2016 tarihli fatura dayanağı sipariş formlarında imzası bulunan … tarafından imzalandığı görülmüştür. Davalının sipariş formlarındaki imzaya yönelik bir itirazı ve sipariş formlarının kendisi tarafından düzenlendiğine dair iddiası bulunmamaktadır. Bu durumda 30/01/2017 tarihli 8.036,47 TL bedelli fatura yönünden de akdi ilişki ve mal teslim olgusunun gerçekleştiğini kabul etmek gerektiğinden mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, hükümde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 710,79-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 213,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 497,49‬-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.25/11/2021