Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1667 E. 2021/1961 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1667
KARAR NO: 2021/1961
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/05/2019
NUMARASI: 2015/1070 Esas 2019/559 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirket tarafından davalı şirkete satılan malların bir kısmı davalı şirket tarafından iade edilerek iade faturası kesildiğini, ancak teslim edilen malların adet tutarları, faturada belirtilen adetlere uymadığı için müvekkili şirket tarafından 4 adet fiyat farkı faturası kesildiğini, bu faturaların davalı şirket muhasebesine teslim edildiğini, davaya konu faturaların teslim edildiği hususunun davalı şirketin fatura altındaki kaşeleri ile sabit olduğunu, davalı şirketin faturalara hiçbir itiraz olmadığı gibi faturaların müvekkili şirkete iade de edilmediğini belirterek, davalının İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı takibine yönelik itirazının iptali ile davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkili şirket uhdesinde tutulan hesap ekstresine göre davacının bir alacağının bulunmadığını, müvekkili tarafından düzenlenen faturaların davacıya tebliğ edildiğini, davacının haksız ve hukuka aykırı şekilde müvekkili şirket tarafından tanzim edilen faturaları defterlerine işlemediğini, ayrıca alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı istenemeyeceğini belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının takip alacağı dayanağının “fiyat farkına ilişkin 4 adet fatura alacağı” olduğu, davaya konu 13.06.2013 tarih ve … seri no.lu irsaliyeli faturanın mal satışına ilişkin olduğu, diğer takip konusu 30.10.2013 tarih ve … seri no.lu irsaliyeli faturanın … nolu faturaya istinaden, 30.10.2013 tarih ve … seri no.lu irsaliyeli faturanın … nolu faturaya istinaden, 30.10.2013 tarih ve … seri no.lu irsaliyeli faturanın ise … nolu faturaya istinaden düzenlenen fiyat farkı faturaları olduğu, söz konusu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı defterlerinde kayıtlı olduğu ve davacı defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle 59.344,26 TL alacaklı olduğu,faturanın tanzim edilmiş bulunmasının, fatura içeriğinin doğru ve haklı olduğu anlamına gelmeyeceği, faturanın muhataba tebliği ve fatura konusu emtianın/hizmetin yine muhataba teslimi olgularının faturayı tanzim eden tacir tarafından ispatlanması gerektiği, mal satışına ilişkin olan … nolu 29.970-TL bedelli irsaliyeli faturanın davalı tarafça daha önce davacıya iade edildiği, her ne kadar davacı taraf söz konusu 4 adet irsaliye faturanın irsaliye üzerinde bulunan davalı şirkete ait kaşe ve imza ile davalı şirkete tebliğ edildiğinin ispatlandığını ileri sürmüş olsa da, davalı tarafça söz konusu imzaların kabul edilmediği, davacı vekili tarafından imzanın davalı şirketin hangi personeli tarafından atıldığını bilmediklerinin beyan edildiği,imza incelemesinin yapılmasının mümkün olmadığı, dolayısıyla davacı tarafın söz konusu fiyat farkı faturalarının davalıya tebliğ edildiğini ispatlayamadığı, davalı tarafından ne kadar malın iade edildiği, davalı tarafından düzenlenen iade faturalarından ne kadar malın iadesinin gerçekleştiği hususlarının belirsiz olduğu, davacı vekili tarafından bu hususta hazırlandığı söylenen excel tablosunun dava aşamasında bilirkişi raporu alındıktan sonra tek taraflı olarak hazırlandığı, denetlenmesinin mümkün olmadığı, sonuç olarak davacının 3 adet fiyat farkı faturasının davalıya tebliğini ve içeriğini ispatlayamadığı, 13.06.2013 tarihli faturanın ise daha önce davalı tarafça iade edilen fatura olduğu, ayrıca bu faturanın da tebliğ hususunun ispatlanamadığı, hem de daha önce davalı tarafın iade edilmiş olması nedeniyle bu fatura alacağının da ispatlanamadığı, dava dilekçesinde yemin deliline de dayanılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; müvekkili şirket tarafından satılan malların bir kısmının davalı şirket tarafından iade edilerek iade faturası kesildiğini, ancak teslim edilen malların adet tutarlarının, faturada belirtilen adetlere uymadığı için müvekkili şirket tarafından fiyat farklarına ilişkin 4 adet fatura kesildiğini, takibe konu irsaliyeli faturaların davalı şirket personeline teslim edilerek teslim edildiğine ilişkin kaşe ve imzalarının alındığını, davalı şirketin kötü niyetli davranarak kendisine teslim edilen dava konusu faturaları kendi personeli tarafından imza ve kaşe ile teslim almasına rağmen ticari defterlerine işlemediğini, ancak süresinde faturalara itiraz etmeyerek iade de etmediğini, davalı şirket takip konusu faturaları ticari defterlerine işlememesine rağmen kendi kayıtlarına göre müvekkili şirkete borçlu göründüğünü belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, fatura alacağına dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda uyuşmazlık; takip konusu 13.06.2013 tarih ve 29.970-TL tutarlı satış faturası ile 30.10.2013 tarihli 21.164,30-TL, 3.173,16-TL ve 5.036,80-TL tutarlı fiyat farkı açıklamalı faturalara dayalıdır. Taraflar arasındaki ticari ilişkide davacı tarafından satışı yapılan bir kısım malların davalı tarafından iade faturaları ile davacıya iade edildiği, ancak iade edilen malların miktarının iade faturalarının içeriği ile uyuşmaması nedeniyle davacı tarafından takibe dayanak 30.10.2013 tarihli fiyat farkı faturalarının düzenlendiği anlaşılmaktadır.Davacının düzenlediği 29.970-TL tutarlı fatura mal satışına ilişkin olup, bu fatura içeriği ürünler davalı tarafından davacıya iade edilmiştir. Davacı da bu fatura ve diğer iade fatura konusu eksik malları fiyat farkı faturalarına konu etmiştir. 29.970-TL tutarlı satış faturası konusu mallar davacıya iade edilmiş olmakla, bu fatura nedeniyle davacının alacak talebinde bulunması mümkün değildir. Takibe konu ve toplam 29.374,26-TL tutarlı üç adet fiyat farkı faturası ise irsaliyeli fatura niteliğinde olup, davalı tarafa tebliğ ve teslim edilmiştir. Bu husus faturalar altında bulunan davalı şirket kaşe ve imzasıyla sabittir. Davalı vekilince, davacı faturalarındaki teslim alan imzasının şirketi temsile yetkili kişilerce atıldığına dair delil bulunmadığı ileri sürülmüştür. Ancak TBK’nın 551. maddesi gereğince ticari işletme sahibinin, kendisine ticari temsilcilik yetkisi vermeksizin, işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için ticari vekil yetkilendirmesi mümkün olup, şirket çalışanı olan ticari vekilin mal teslim alma yetkisi bulunduğu,faturaların şirket temsilcisi tarafından imza ile tebliğ alınması gerekmediği ,davalı vekilinin beyanı faturalardaki imzaların şirket yetkilisine ait olmadığına ilişkin olup mahkemece imza inkarı olarak değerlendirildiği anlaşılmakla bu savunmaya itibar edilmemiştir. Söz konusu faturalara dayanak olan ve davacıya davalı tarafından eksik olarak teslim edilen ürünler, davacı kayıtlarıyla kanıtlanmıştır. Bu durumda davacının fiyat farkı faturalarına konu ettiği 29.374,26-TL alacak tutarı üzerinden davanın kısmen kabulü gerekirken davanın tümüyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; eksik iade yapılan ürünlere ilişkin olmak üzere davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaline karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ise de ,yapılan hata/eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, itirazın kısmen iptaline davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine ,davalı vekilinin kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul Anadolu 8 . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/05/2019 Tarih 2015/1070 Esas 2019/559 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulüne, Davalının İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı takibine yönelik itirazının kısmen iptali ile takibin 29.374,26-TL asıl alacak üzerinden ve bu tutara takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya dair istemin reddine, Kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan %20 oranında 5.874,52-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak;”Alınması gereken 2.006,55-TL nispi karar ve ilam harcından mahkeme veznesine yatırılan 1.013,46-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 993,09-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından peşin yatırılan 1.045,26‬-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafça yapılan 500-TL bilirkişi ücreti ve 172-TL talimat ve tebliğ masrafı olmak üzere toplam 672-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 333-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafından yapılan 600-TL bilirkişi ücreti ve 100-TL talimat-posta masrafı olmak üzere toplam 700-TL yargı giderinin davanın reddi oranında hesaplanan 354-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için takdir olunan 5.100-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı lehine takdir olunan 5.100-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 1.107-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından yapılan 45-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 22-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/12/2021