Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1663 E. 2020/221 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1663
KARAR NO: 2020/221
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2019 (Ara Karar)
NUMARASI: 2018/1177
DAVA: Şirketin Feshi-Ortaklıktan Çıkarma
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/02/2020
İhtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen ara kararın davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekili, müvekkilinin davalı şirketin %20 hissedarı olduğunu, davalı şirkette pay ve paydaş çoğunluğuna sahip ortaklar … ve …’ın aynı adreste faaliyet gösteren dava dışı … A.Ş.’nin de hakim hissedarları olduklarını, bu şirketin hakim şirket, davalı şirketin ise bağlı şirket olduğunu, müvekkilinin yönetimde olduğu dönemde davalı şirket kâr ederek büyürken … unvanlı şirketin sürekli zarar ederek borca batık duruma geldiğini, ancak … ve … aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olduklarından 2013-2014 yıllarından itibaren kanuna aykırı olarak davalı şirketin kârını … unvanlı şirkete aktarmaya başladıklarını, bu nedenle davalı şirketin finansal güçlüğe düştüğünü, müvekkilinin ortaklıktan çıkmak istediğini, ancak teklifi kabul edilmediği gibi yönetim kurulu üyeliği ve yönetim yetkisinin elinden alındığını, 08.02.2018 tarihinde ise müvekkilinin iş akdine son verildiğini, şirketin demirbaşlarının haczedilmeye başlandığını, haczedilmeyenlerin de yönetimi elinde tutan ortaklarca önce kendi şirketlerine sonra da üçüncü kişilere satılarak paraya çevrilmekte olduğunu, … unvanlı şirkete ait borçlara ilişkin olarak davalı şirket hakkında icra takipleri başlatıldığını, usulsüz faturalar düzenlendiğini, şirkette sigortalı olarak çalışan tüm personelin işine son verildiğini, vergi ve sigorta borçlarının ödenmediğini ileri sürerek eğer varsa davalı şirket adına kayıtlı ruhsata tabi iş makinelerinin üçüncü kişilere devrini önlemek için iş makinesi tescil belgesi üzerine tedbir konulmasına, şirketin mevcut malvarlığının idaresi ve korunması için şirkete kayyım tayinine veya yönetim kurulu üyelerinin şirketi borçlandırıcı, şirket malvarlığını azaltmaya yönelik yetkilerinin kısıtlanmasına, davalı şirketin TTK 531.maddesi uyarınca haklı nedenlerle feshine veya müvekkilinin pay bedeli ödenmek suretiyle şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili bu kez 12.04.2019, 16.04.2019 ve 13.05.2019 tarihli dilekçelerinde, davalı şirketin neredeyse bir yıldır kayıtlı personelinin olmadığını, şirketin faaliyetini sürdürmesi için gerekli olan makine ve ekipman 3.kişilerin elinde olup peyderpey satılmakta olduğunu, şirket ortak ve yönetim kurulu üyelerinin ödenmeyen çekler nedeniyle yasaklı duruma düştüklerini, yönetim kurulu üyelerinin görev süreleri dolmuş olup son genel kurulda alınan kararlar yok hükmünde olduğundan şirketin organsız kaldığını, çok sayıdaki icra takibi nedeniyle borca batık olma ihtimalinin söz konusu olduğunu, davalı şirket yöneticilerinin davalı şirketi borçlandırdıklarını ve sermayesini mal edinmek üzere 3.kişiyle anlaştıklarını, ayrıca şirkete ait menkulleri kendilerine ait bir depoda muhafaza ederek 3.kişi vasıtasıyla satmakta olduklarını ileri sürerek iş makinelerinin devrinin önlenmesi yönündeki ihtiyati tedbir talebini yinelemiş, ayrıca finansal kiralama şirketine devredilen makinelerin borca karşılık satılarak paraya çevrilmesi halinde şirkete iadesi gereken meblağın, davalı şirkete veya üçüncü kişilere ödenmeyerek bloke edilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, zira davacının hisse devrinin pay defterine işlenmesi için 13.02.2018 tarihli ihtarnamesi ekine 05.02.2017 tarihli hisse devir sözleşmesini eklediğini, ayrıca davacının şirketin feshi için haklı sebebi bulunmadığını, aksine davacının ortaklıkla bağdaşmayan tutum ve davranışlara girdiğini, şirkete getirdiği silahlı kişiler ile diğer ortaklara tacizde bulunduğunu ve tehdit ettiğini, davacı iddialarının da haksız olduğunu, davalı şirketin … A.Ş:’den yapılan kaynak aktarımları ile büyüdüğünü savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesinin 02.07.2019 tarihli ara kararı ile, davaya dayanak yapılan haklı sebep iddiasının yargılamayı gerektirdiği, delillerin toplanmadığı, dosyanın mevcut haliyle yeterli kanaat oluşmadığı, HMK 389 vd. maddeleri koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı/İhtiyati tedbir isteyen vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Mahkeme ara kararı gereği dosyaya bildirdikleri davalı şirkete ait mal varlığının büyük kısmının davalı şirket yetkilileri tarafından kaçırılarak elden çıkartıldığını, bu nedenle İnşaat ve Makine Mühendisi Bilirkişilerin stokta bulunan demir ve iş makineleri ile ilgili herhangi bir tespit ve değerlendirmede bulunamadıklarını ön raporla mahkemeye bildirdiklerini, 2-Celse arasında davacı şirket vekilinin düzenlediği arabuluculuk tutanakları ile işçilik alacakları karşılığı ödeme yerine geçmek üzere kendilerine teslim edilen çekleri tahsil edemeyen bir kısım personelin de vekilleri aracılığı ile davaya katılma talebinde bulunduklarını, 3-Delilleri ile birlikte sundukları dilekçelerle şirketin tüm personelini işten çıkarttığı, işten çıkarılan hiçbir personele işçilik alacaklarını ödemediği, vergi ve sigorta ödemelerini yapmadığı, üçüncü kişilerin elinde bulunan iş makinelerini dahi kaçırdığı, kefalet vermek suretiyle şirketi bankalara borçlandırdıkları, keşide ettikleri çeklerin hiçbirini ödemedikleri, gerçek olmayan borç ikrarında bulunarak alacaklıları zarara uğrattığı gerekçesiyle feshin kaçınılmaz hale geldiğini beyanla yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuş ise de dosya kapsamına aykırı ve yerinde olmayan değerlendirme neticesi talebin reddedildiğini, oysa yaklaşık ispatı da aşan haklılık durumunun söz konusu olduğunu belirterek 02.07.2019 tarihli ara kararın kaldırılarak, ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Talep, şirketin feshi, olmadığı takdirde ortaklıktan çıkarılma istemiyle açılan davada, davalı şirket adına kayıtlı ruhsata tabi iş makinelerinin üçüncü kişilere devrini önlemek için iş makinesi tescil belgesi üzerine tedbir konulması ve finansal kiralama şirketine devredilen makinelerin borca karşılık satılarak paraya çevrilmesi halinde şirkete iadesi gereken meblağın, davalı şirkete veya üçüncü kişilere ödenmeyerek bloke edilmesi istemlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçeyle ihtiyati tedbir istemlerinin reddine karar verilmiştir. Limited şirketler yönünden TTK 638.maddesinde özel geçici hukuki koruma düzenlemesi getirildiği halde, anonim şirketler yönünden, geçici hukuki korumaya ilişkin özel düzenleme yapılmadığından, genel hüküm olan HMK 389 vd. maddelerinin uygulanması gerekir. HMK’nın 389. Maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Somut olayda dosya kapsamı incelendiğinde, halihazırda davalı şirket adına kayıtlı iş makinesi bulunup bulunmadığı ve finansal kiralama şirketine devredilen bir makine olup olmadığı hususlarının belirsiz olması, ayrıca bloke edilmesi istenen tutarın henüz belirsiz bir tutar olması dikkate alındığında, davalı şirkete ait iş makinelerinin 3.kişilere devrinin önlenmesi ve finansal kiralama şirketine devredilen makinelerin satılarak paraya çevrilmesi halinde şirkete iadesi gereken meblağın bloke edilmesi yönündeki ihtiyati tedbir talepleri haklı görülmemiş olup, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 54,40-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 44,40- TL nin mahsubu ile bakiye 10- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 20/02/2020