Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1655 E. 2021/1960 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1655
KARAR NO: 2021/1960
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2018
NUMARASI: 2014/1333 Esas 2018/1329 Karar
DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili tarafından açılan çek iptali davasının yargılaması Bakırköy … ATM nin …esas sayılı dosyası devam ederken dava konusu 100.000- TL bedelli çeke dayalı olarak davalı tarafından Büyükçekmece …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, icra takibine konu olan çek müvekkilin rızası hilafına elinden çıktığından, çekteki ciranta imzasının müvekkili şirket yetkililerine ait olmaması nedeniyle Büyükçekmece … İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile imza itirazında bulunulduğunu belirterek, … Çekmeköy Şubesine ait … keşide tarihli, 100.000-TL bedelli, … nolu çekin istirdatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; taraflar arasındaki ilişkide davacının birçok kez müvekkilinden mal alarak bazen kendi çekini, bazen de müşteri çeklerini müvekkiline verdiğini, verilen bu çeklerden bazıları ödenmeyince icra takibi başlattıklarını, borç alacak ilişkisinin tarafların defter ve kayıtlarında, mal alım satımlarına ilişkin faturalarda açıkça belli olduğunu, çekte davacı borçlu şirket yetkilisi …’ın babası olan ve davacı borçlu şirketin kurucusu olduğunu her ortamda beyan eden, tüm iş görüşmelerinde şirketi temsilen bizzat bulunan davacı şirket kaşesi altında imza atmaktan ve taahhüt vermekten çekinmeyen …’ın “avalimdir” yazdıktan sonra çeki imzalamasının, söz konusu çekin bu haliyle müvekkili şirkete tevdi edilmesinin ve …’ın dosyaya herhangi bir itirazın bulunmamasının, davacı borçlu şirketin çekin rızası hilafına elinden çıktığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını gösterdiğini, aynı nitelikte bir çekin davacı tarafından itiraz edilmeden ödendiğini, dava konusu çekten önce davacının müvekkiline verdiği 30.04.2014 keşide tarihli çekin, davacının süre istemesi nedeniyle kendilerine iade edilerek bu çeke karşılık dava konusu çekin müvekkiline verildiğini, imzaya itiraz halinde dahi çekin istirdatının istenemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı şirketin dava konusu çekteki imzaya itirazı nedeniyle yapılan bilirkişi incelemesinde, inceleme konusu çek arka yüzündeki … Mobilya kaşesi üzerindeki imza ile şirket yetkilisi …’ın mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediğinin belirlendiği, davacı şirket yetkilisinin babası … hakkında yapılan yargılamada, dava konusu çekteki şirket kaşesi altına atılan imza nedeniyle sanığın sahtecilik suçunu işlediği tespit edilerek cezalandırılmasına karar verilerek kararın kesinleştiği, ceza davasındaki maddi vakıaların hukuk hakimini de bağlayacağı göz önüne alındığında, davacı şirket ile davalı arasında geçmişe dayalı ticari ilişkinin bulunduğu, davacı şirket yetkilisinin babası olan …’ın şirketin yetkilisi olduğuna dair inanç sağladığı, dava konusu olan çekin davacı şirket ile aralarındaki ticari ilişkiye dayalı olarak düzenlenerek verildiği göz önüne alındığında, davacının çekin istirdatını talep etme hakkı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; taraflar arasında ticari ilişki bulunmasının çekin rızaen verildiği anlamına gelmediği, taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı hususunun çek istirdadı davası bakımından önem arz etmediğini, dava konusu çek üzerinde müvekkili şirket yetkilisine ait herhangi bir ciro bulunmadığını, yapılan bilirkişi incelemesinde de şirket yetkilisinin mukayese imzaları ile sahte imza arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediğini, …’ın müvekkili şirketle herhangi bir ilişkisi bulunmadığından resmi evrakta sahtecilik suçundan ceza verildiğini, ticari ilişkinin bulunduğuna dayanılarak şirket yetkilisinin babası olan …’ın şirketin yetkilisi olduğuna dair inanç sağladığı şeklinde gerekçelendirilmiş olsa da, daha önceden taraflar arasında ticari ilişki varsa müvekkili şirketin yetkilisinin de kim olduğunun davalı tarafından bilinmesinin beklenebileceğini,…’ın kendisinin attığına ilişkin yapılan yargılamada sanığın cezalandırılmasına karar verilmesinin de dava konusun çekin müvekkilin rızası hilafına elinden çıktığını doğruladığını belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesine dayalı olarak çekin istirdatı istemine ilişkindir. TTK’nın 792. maddesine göre, “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.”TTK’nın 790. maddesinde ise, “cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır” hükmü düzenlenmiştir. Çek istirdatı davalarında davacının; çekin yetkili hamili olduğunu, çekin rızası hilafına elinden çıktığını ve davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş veya çeki iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Çeki elinde bulunduran davalının çeki edinme nedenini açıklama mecburiyeti bulunmamaktadır, aksi düşüncenin kabulü çekin mücerretlik vasfını ortadan kaldırır. Somut olayda; dava konusu … Çekmeköy Şubesine ait keşidecisi …, lehtarı davacı şirket olan, 30.09.2014 keşide tarihli, … numaralı ve 100.000-TL bedelli çek arkasında sırasıyla davacı şirket, … (aval), davalı şirket ve …’nun cirolarının bulunduğu, davalı şirket tarafından aynı çeke dayalı olarak Büyükçekmece … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, davacı tarafından zayi nedeniyle çek iptali davasında mahkemece verilen kesin sürede istirdat davası açılmaması nedeniyle davanın reddine karar verildiği, davacı tarafından açılan imzaya itiraz davasında ciranta imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığı tespit edilerek takibin durdurulmasına karar verildiği, ciranta imzasını atan ve davacı şirket adına iş ve işlem yaptığı anlaşılan davacı şirket yetkilisinin babası … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasında suç sabit görülerek sanığın cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, …’ın ifadelerinde; … şirketinden aldıkları mal karşılığı bu çeki verdiklerini, kendisinin şahsi kefaletini istediklerinden çeki kendisinin de ciro ettiğini, firmaları iflas ettiği için çekleri ödeyemediklerini beyan ettiği, davalı tarafça sunulan faturalardan anlaşıldığı üzere taraflar arasında önceye dayalı yoğun ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasında daha önce de çek alışverişi bulunduğu anlaşılmaktadır. İspat yükü üzerinde bulunan davacı, öncelikle çekte yetkili hamil olup çekin rızası dışında elinden çıktığını, sonrasında ise davalının çeki iktisapta kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğunu kanıtlamak zorundadır. Yukarıda açıklanan durum karşısında çekin davacının rızası dışında elinden çıktığının kabulü mümkün olmayıp, ticari ilişki kapsamında davalıya verildiği açıktır. Daha önce davalıya verilip çek iade bordrosuyla davacıya iade edilen 30.04.2014 keşide tarihli çek de aynı şekilde … tarafından ciro edilmiş olup, söz konusu çek de davalının iddialarını doğrulamaktadır. Bu nedenle dava konusu çekin rıza dışı elden çıktığını kabule olanak yoktur. Ayrıca davalının da çeki iktisapta kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğu da kanıtlanamamıştır. Çekteki ciranta imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmaması da çekin istirdatı koşullarının oluştuğunu kabule elverişli değildir. Bu durumda ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Açıklanan nedenlerle, istinaf nedenleri yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.30/12/2021