Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1652 E. 2021/1933 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1652
KARAR NO: 2021/1933
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2019
NUMARASI: 2017/732 Esas 2019/422 Karar
DAVA: Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili tarafından … mağazasına gönderilmek üzere davalıya 03.05.2017 tarihinde teslim edilen 2 adet kullanılmamış … cep telefonunun alıcıya teslim edilmediğini, yapılan araştırmada gönderinin müvekkiliyle ilgisi olmayan … isimli şahsa elden teslim edildiğinin tespit edildiğini, kargonun kaybı nedeniyle zarardan davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek 9.900,20-TL emtia bedeli ile 342,96-TL ihtar gideri olmak üzere toplam 10.243,16-TL’nin ihtar tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkilinin taşıma sözleşmesine aykırı bir işlemi bulunmadığını, kargo taşımaya verildikten sonra kargo çıkış yerini arayan … isimli şahsın kargoda karışıklık olduğunu belirterek kargonun teslime çıkarılmadan varış biriminden teslim almak istediğini, kargo varış yerine ulaştığında da kargoyu teslim aldığını, bu şahsın alıcı firma çalışanı olduğunu beyan ettiğini ve kargo bilgilerine sahip olduğunu, bu nedenle müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, aksi halde ise sorumluluğunun sınırlı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi kapsamında 03.05.2017 tarihinde kargoya verilen 2 adet cep telefonunun gönderi bilgilerinde alıcının, alıcı adresinin adrese teslim edileceği hususunun talimatla belirlendiği, fakat davalışirketin verilen talimata aykırı olarak … isminde birine 04/05/2017 tarihinde teslim ettiği, oysa davalının ancak yetkili kişiden doğru şekilde talimat alarak kargoyu başka birine teslim edebileceği, yetkili kişiden değişiklik bilgisi teyit edilmeden tanımlı adrese ve kişiye kargonun teslim edilmemesinin davalı şirketin sorumluluğunu doğuracağı, davalının TTK 879 maddesi kapsamında çalışanlarının ağır kusurundan sorumlu olduğu, CBS dosyası, mail yazışmaları, ifade tutanakları, fotoğraflar, kamera kayıtları, dosyaya sunulan cep telefonlarına ilişkin faturalar dikkate alındığında kargo olarak 2 adet … cep telefonunun emtia olarak taşındığı ve emtia değerinin 03.05.2017 tarih itibariyle piyasa rayiç değerinin davacının talebi gibi 9.900,20 -TL olduğu, ihtar masrafı ile birlikte davacının 10.243,16 TL maddi tazminat talep edebileceği, davalının ihtarnamede belirlenen süre sonu olan 12.08.2017 tarihinde temerrüde düşürüldüğü, bu tarihten itibaren faiz talep edilebileceği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili; kargo taşımaya verildikten sonra kargo çıkış yerini arayan ve alıcı firma çalışanı olduğunu belirten … isimli şahsın kargoda karışıklık olduğunu belirterek kargonun teslime çıkarılmadan varış biriminden teslim almak istediğini, kargo varış yerine ulaştığında da gönderi bilgilerini vererek kargoyu teslim aldığını, bu şahsın alıcı firma çalışanı olduğunu beyan ettiğini ve kargo bilgilerine sahip olduğunu, müvekkilinin mevzuata aykırı bir işleminin bulunmadığını, kargo içeriğinin ispatlanamadığını, bu nedenle müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, aksi halde ise müvekkilinin sınırlı sorumluluk hükümlerinden yararlanması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, yurt içi taşıma sözleşmesi kapsamında zayi edilen emtia bedelinin tazmini istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK.nın 875 ve 879. maddeleri uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan; kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur. Yine TTK.nın 876. maddesi uyarınca ziya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. Somut olayda; davacı tarafından İstanbul’dan …’da bulunan mağazasına teslim edilmek üzere gönderilen 2 adet kullanılmamış …cep telefonunun alıcısına teslim edilmediği, kargo taşımaya verildikten sonra kargo çıkış yerini arayan ve alıcı firma çalışanı olduğunu belirten … isimli şahsın kargoda karışıklık olduğunu belirterek kargonun teslime çıkarılmadan varış biriminden teslim almak istediğini beyan ettiği, kargo varış yerine ulaştığında da gönderi bilgilerini vererek kargoyu teslim aldığı, ancak bu şahsın davacı firma mağazası çalışanı olmayıp sahte kimlik kullandığı, davacı firmanın şubede teslim gibi bir uygulaması bulunmamasına rağmen ve davacının mağaza ve merkezi aranıp teyit alınmadan kargo içeriğinin bu şahsa teslim edildiği, ambar tesellüm fişinde emtianın niteliğine dair açıklama bulunmasa da, davacı tarafça sunulan ve …tarafından düzenlenmiş sevk irsaliyesi ile cep telefonlarının kargoya verilişindeki fotoğrafları ile emtianın 2 adet … cep telefonu olduğunun kanıtlandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda kargonun ziyaı taşıma sırasında meydana gelmiş olup, davalı taşıyıcı tarafından kargonun davacı şirketin bilgisi dışında ve telefon ile teyit alınmadan, gönderici ve alıcının böyle bir uygulaması bulunmamasına rağmen varış şubesinde sahte kimlik kullanan bir kişiye teslim edilmiş olduğuna göre, davalı taşıma konusu emtianın kaybında ağır kusurlu kabul edilmelidir. Bu kapsamda davalı tarafından, sorumluluktan kurtulmasını sağlayacak nitelikte bir delil de sunulmamıştır. Davalının, emtianın kaybına pervasızca davranışı ile sebebiyet vermesi nedeniyle, TTK’nın 886. maddesi uyarınca sorumluluktan kurtulma hallerinden yararlanması da mümkün değildir. O halde davalının taşıma sırasında kargonun kaybı sonucu oluşan zarardan sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Tazminata esas alınacak değerin ise, TTK’nın 880. maddesi gereğince eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanması gerekmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da emtianın 9.900,20-TL olarak talep edilen bedelinin somut olaya ve piyasa rayicine uygun olduğu tespit edilmekle, bu tutara hükmedilmesinde isabetsizlik yoktur.Sınırlı sorumluluk halleri TTK’nın 882. maddesinde düzenlenmiş olup, TTK’nın 886. maddesi hükmüne göre, zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı, kanunda öngörülen sorumluluktan kurtulma hallerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz. Somut olayda da davalının pervasızca davranış niteliğinde ağır kusurlu olduğu tespit edilmekle, TTK’nın 882. maddesindeki sorumluluk sınırlamasından yararlanması olanağı da yoktur. Bu nedenle mahkemece davalının gerçek zarar ile sorumlu olduğunun kabulü ile davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle,istinaf nedenleri yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davalıdan alınması gereken 699,71-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 174,93-TL nin mahsubu ile bakiye 524,78-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 9-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/12/2021