Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1651 E. 2019/1404 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1651
KARAR NO : 2019/1404
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/05/2019
NUMARASI : 2017/654 Esas-2019/519 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/11/2019
Davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, 14.09.2016 tarihinde müvekkili şirket yetkilisinin evinde meydana gelen hırsızlık sonucu müvekkiline ait boş çek koçanının çalındığını ve … nolu çekin 10/01/2017 tarihli 8.000-TL bedelli olarak düzenlenip bankaya ibraz edildiğini, ancak keşide imzasının tutmaması nedeniyle bankanın işlem yapmadığını, çekin iptaline ilişkin dava açıldığını, çekin müvekkilinin rızası dışında elinden çıkması nedeniyle bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek söz konusu çek nedeniyle müvekkilinin davalı hamile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı, dava konusu çeki … isimli şahıstan ciro yoluyla teslim aldığını, keşideci imzasının tutmaması nedeniyle bankadan çek bedelini tahsil edemediğini, ancak … tahsil ettiğini, ikinci kez tahsil etmesinin söz konusu olmayacağını, dava dilekçesinde imza tutmamakla çekin çek vasfını yitirdiğinin, dolayısıyla hiçbir hukuki yola başvurulamayacağının belirtildiğini, ancak davanın kötüniyetle açıldığını, çek aslının halen kendisinde olduğunu, mahkemeye ibraz edeceğini ve ibrazı halinde davanın konusuz kalacağını, kendisinin davacıdan herhangi bir alacağı vereceği olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı vekilince davacı şirket yetkilisine ait imza incelemesine esas imza asıllarını sunması, aksi halde imzanın kendilerine ait olacağı hususunun ihtar edildiği ancak verilen ihtaratlı kesin süreye rağmen davacı vekilince imza incelemesine esas imza asılları sunulmadığı gibi, imza asıllarının bulunduğu kurumların isimlerinin de bildirilmediği, bu nedenle teknik grafolog bilirkişi incelemesinin yaptırılamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı cevap dilekçesinde çek bedelini tahsil ettiğini bildirmesine ve 15.05.2019 tarihli duruşmada müvekkili ile arasında herhangi bir alacak verecek ilişkisi bulunmadığını beyan etmiş olmasına rağmen davanın reddinin doğru olmadığını, zira açılan bu davanın amacına ulaştığını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
GEREKÇE: Dava, rıza dışı elden çıkan boş çekin, sahte keşideci imzasıyla düzenlendiği iddiasıyla çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.Davalı, dava konusu çekin bankaya ibraz edildiğini ancak imzanın tutmadığı gerekçesiyle ödeme yapılmadığını, kendisinin de çek bedelini dava dışı cirantadan tahsil ettiğini, sahte imza nedeniyle çek vasfını yitiren belgeye dayalı olarak ikinci kez tahsil etmesinin söz konusu olmayacağını, çek aslının kendisinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Dava konusu çek incelendiğinde, … Terazidere Şubesine ait … nolu keşidecisi davacı, lehdarı dava dışı …Ltd. Şti, olan 10.01.2017 tarihli 8.000-TL bedelli, arkasında sırasıyla lehdarın, dava dışı firmaların ve davalının ciroları olan, süresinde ibraz edilmiş ancak keşideci imzası tutmaması nedeniyle işlem yapılamamış bir çek olduğu görülmüştür.Davacının, çek ibrazı suretiyle alacak hakkını talep eden davalı hamile karşı iş bu davayı açmakta hukuki yararının olduğu kabul edilmelidir(Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 14.03.2012 tarihli 2011/12538 E., 2012/4075 K. sayılı emsal kararı).Öte yandan davalının çekteki davacıya atfen atılan keşideci imzasının sahte olduğunu kabul ettiği, davacıdan herhangi bir alacağı olmadığını beyan ettiği anlaşılmakta olup, bu durumda ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, ilk derece mahkemesinin kabulüne göre de iş bu davada ispat yükünün davalı hamilde olduğu gözetilmeden ispat yükü ters çevrilerek karar verilmesi de doğru görülmemiştir. Bununla birlikte bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353(1)b-2 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/05/2019 Tarihli 2017/654 Esas 2019/519 Karar sayılı hükmünün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KABULÜ ile; davacının dava konusu … Terazidere Şubesine ait, … nolu, keşidecisi … Ltd. Şti. olan, 10.01.2017 tarihli, 8.000-TL bedelli çek nedeniyle davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,”İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak;”Alınması gereken 546,48- TL nispi harçtan 136,62- TL peşin nisbi harcın mahsubu ile bakiye 409,86- TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından ödenen toplam 136,62- TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Davacı tarafından ödenen 36-TL ilk masraf ile 86- TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 122-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Davacı vekili için hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca takdir olunan 2.725- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 44,40 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, istinaf başvuru harcı olarak yatırılan 121,30- TL’nin hazineye irad kaydına,Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan toplam 109-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/11/2019