Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1648 E. 2022/160 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1648
KARAR NO: 2022/160
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/05/2019
NUMARASI: 2018/652 Esas 2019/367 Karar
DAVA: İstirdat -Menfi Tesbit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/02/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ; müvekkili lehine … Ltd.Şti tarafından keşide edilen, … Eskişehir Şubesi hesabına kayıtlı, … seri nolu 20/06/2018 keşide tarihli 47.000-TL bedelli çekin cirolu vaziyette müşteriye … Kargo firması tarafından kargo gönderimi sırasında hırsızlık nedeniyle çalındığını, çek iptali davasında bahsi geçen çek için ödeme yasağı kararı alındığını, davacının çekte cirosu olan firmalarla ticari ilişkisinin olmadığını, çalınan çeki elinde bulunduran davalı …’nin 22/06/2018 tarihinde … Bağcılar Şubesine çeki ibraz ettiğini ödeme yasağı kararı nedeniyle ödeme yapılmadığını, davalının müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasından icra takibi başlattığını,icra takibine itiraz ettiklerini belirterek, müvekkili şirketin, davalıya borçlu olmadığının tespitine ve çekin istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili ; müvekkilinin, dava konusu çekte meşru ve iyi niyetli hamil olduğunu ve ispat yükünün davacıya ait olduğunu, çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamiline yazılı bir çek olsun ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek olsun çeki elinde bulunduran meşru hamilin çeki edinme nedenini ispatlamakla yükümlü olmadığını, bu hususta davacının, yeni hamilin kötü niyetli olarak çeki iktisap ettiğini ve ağır kusurlu bulunduğunu kesin delillerle ispat etmesi gerektiğini, aksi durumda mücerretlik ilkesini ortadan kaldırır nitelikte olduğunu, müvekkilinin gerçek kişi olması sebebiyle defter tutma yükümlülüğü olmadığını, müvekkilinin defterlerinde inceleme yapılamayacağı gibi, sadece davacının defterlerinde yapılacak incelemesinin bir ödeme vasıtası olarak sayılan çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti yönünde yeterli olmayacağından, davacının bu yöndeki talebinin reddi gerektiğini belirterek, davanın reddine davacının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; dava konusu çeke ilişkin davalının, şekil anlamda meşru ciro silsilesine dayanarak çeki iktisap ettiğini, bu durum davalı şirketin iyi niyetli hamil olduğunu ispatlar nitelikte olduğunu, davacı tarafın, işbu çeki iktisap ederken kötü niyetli ağır kusurlu olarak iktisap ettiğini ispatlayamadığını, bu durumda, davacı tarafından ispat yükünün yerine getirilmediği ileri sürdüğü delillerle de bu hususun kanıtlanması olanaklı olmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; davalının 22/06/2018 tarihinde bankaya ibraz ettiği çalıntı çekin ödemeden men yasağına tabi olduğunu bildiği halde Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’ne çekin kendisinde olduğunu bildirmediğini, çalıntı çeki 25/06/2018 tarihinde icra takibine konu ettiğini, davalının çeki ağır kusuru ile iktisap ettiğini ve meşru hamil olmadığını, borca konu çek aynı zamanda bir suçun da objesi iken soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılması taleblerinin de kabul görmediğini, müvekkilinin Eskişehir ilinde faaliyet gösterdiğini, diğer cirantaların ise İstanbul ve Edirne’de olmaları ve müvekkili ile hiçbir ticari ilişkileri bulunmadığını, borca konu çekin hırsızlanmış olması gibi etkenler nazara alındığında deliller ikame edilmeksizin iktisapta ağır kusurun ispatlanamayacağını, mahkeme tarafından müvekkilinin hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, müvekkilinin çekin hırsızlanmasında kusuru olmadığını,karar verilmeden önce taraflarına ve davalıya yemin teklif edip etmeyeceği hususunun da sorulması gerektiğini, Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı … sayılı soruşturmasının bekletici mesele yapılması talebinin reddi ile eksik inceleme yapıldığını ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; TTK m. 792 ile İİK m. 72 hükmüne dayalı olarak açılmış olup; İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı takibe konu ”keşidecisi … Ltd. Şti., … Eskişehir Şubesi, … seri numaralı, keşide tarihi 20.06.2018, keşide yeri Eskişehir, bedeli 47.000-TL, lehdarı- birinci cirantası- davacı … Asansör-…, ikinci ciranta … Ltd. Şti, üçüncü ciranta …Ltd. Şti., hamili- dördüncü cirantası- davalı … olan” çekin çalındığı ve davalı hamilin kötü niyetli,ağır kusurlu iktisap ettiği iddiası ile davacının çek istirdadı talebini içerir şekilde menfi tespit talebine ilişkindir. TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap ettiği veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. İspat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının bu hususların yanı sıra ayrıca davalının çeki kötüniyetle iktisap ettiğini veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir. TTK’nın 790. maddesi gereğince, cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Davacı, davalının çeki kötüniyetli veya ağır kusurlu olarak iktisap ettiğine yönelik delil sunmamış olup, davalı şirketin çeki edinme nedenini açıklama mecburiyeti de bulunmamaktadır, aksi düşüncenin kabulü çekin “mücerretlik” vasfını ortadan kaldırır. Davacı bu hususta cirantaların ve davalının ticari defterlerinin incelenmesini talep etmiş ise de, bu incelemenin yapılmasının davanın esasına bir etkisi olmayacaktır. TTK 677. maddesi uyarınca “Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalamayan yada adlarına imzalamış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez.”. İmzaların istiklali ilkesi uyarınca, senetdeki ikinci cironun ilgili cirantaya ait olmadığını, lehtar-ciranta olan davacı, davalı dördüncü ciranta- hamile karşı ileri süremez. Davacı, davaya konu kendisinden sonra gelen …ltd.şirketi adına atfen atılan imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını ifade etmekte ise de imzaların istiklali ilkesi gereği lehdar davacı, ikinci cirantanın imzasının sahteliğini ileri süremez. Çek üzerindeki lehdar ciranta imzasının davacıya ait olduğunda ihtilaf olmadığından davacının davalı hamile karşı sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı, davalının çeki iktisabında kötüniyetli olduğu/ ağır kusurlu olduğu hususunu ispat edememiş olup davacı yemin deliline dayanmış ise de davalı hamilin iktisapta kötü niyetli veya ağır kusurlu olup olmadığı hususunda yemin teklif edilmesi mümkün değildir (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 25/04/2012 tarihli 2012/1014 E., 2012/6911 K. sayılı emsal kararı).Davacı vekili Gebze Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma evrakının neticesinin beklenmesini talep etmiş ise de ;hazırlık evrakının 2019 yılı itibariyle bir sureti dosyada olup ,bu tarihden sonra yapılan işlemler için evrak incelenmiş ancak çeklerin iktisabı konusunda davacı -müştekinrin şikayet dilekçesinden başkaca hiçbir bilgi olmadığından neticesinin beklenmesinin de yargılamaya bir yararı olmayacağından bu hususa yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davanın reddine ilişkin kararda usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL daha harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından sarf edilen istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi 03/02/2022