Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1645 E. 2022/170 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1645
KARAR NO: 2022/170
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/06/2019
NUMARASI: 2017/222 Esas – 2019/710 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/02/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ; davalılar ile, alacağını temlik eden dava dışı … A.Ş arasında düzenlenen 04/06/2016 tarihli satış sözleşmesi uyarınca 28/06/2016 tarihinde 14 adet sözleşmede özellikleri belirtilen …’nin temlik edilene teslim edileceği aksi halde 20.000-TL cezai şartın ödeneceğini kabul edildiği, buna rağmen davalıların teslimden kaçınmaları nedeniyle cezai şart koşulunun gerçekleştiğini, temlik edenin Beyoğlu … Noterliğinin 28/07/2016 tarihli ihtarı ile cezai şartın ödemesinin talep edilmesine rağmen ödenmediğini ve davalıların temerrüte düştüğünü, … A.Ş tarafından Bakırköy … Noterliği’nin 23/01/2017 tarihli işlemi ile alacağın müvekkiline temlik edildiği, müvekkilinin alacağı tahsili amacıyla yaptığı başvuruların sonuçsuz kalması itibariyle Bakırköy …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili ; İcra dairesi ile mahkemenin yetkisiz olduğunu, Gaziantep icra dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili olduğu, temlik eden tarafından keşide edilen ihtara Gaziantep … Noterliğinin 04/08/2016 tarihli ihtarı ile cevap verilerek sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürüldüğünü, bu nedenle temlik edene karşı olan def’ilerin temlik alana karşı da ileri sürülebileceği, 04/06/2016 tarihli sözleşmenin geçersiz olduğunu, zira sözleşmenin … A.Ş ile … A.Ş arasında düzenlenmesine rağmen satıcının … olarak gösterildiğini,davacının edimini yerine getirmediğini, temlik edenin ödeme güçlüğü çektiğini, bu kapsamda temlik eden tarafından keşide edilen 45.000-TL bedelli çekin karşılıksız çıkması nedeniyle Bakırköy … İcra Dairesinin … esas saylı dosyasında takibe konu edildiğini, temlik edenin edimini yerine getirmemesi nedeniyle cezai şart isteyemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: 04/06/2016 tarihli sözleşmede satıcı … ve temlik eden … A.Ş. yer almasına rağmen 14 adet …’nin … A.Ş tarafından temlik edene teslim edileceği kararlaştırıldığı, davacı tarafından ibraz edilen aynı tarihli makbuzla temlik eden tarafından keşide edilen 3 adet toplam 139.404-TL bedelli çeklerin davalı şirket tarafından teslim alındığı,çeklerin davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmamasına rağmen, çeklerin davalı şirketçe sözleşme bedeline karşılık teslim alınması karşısında, davalı şirketin de sözleşme ile bağlı olduğunun anlaşıldığı,sözleşmede 14 adet …’nin davalı şirket tarafından 28/06/2016 tarihinde teslim edileceği kesin vade ile belirlendiği, çeklerin alınmasına rağmen …’lerin teslim edilmediğinin sabit olduğu ,cezai şarttan davalıların sorumlu olduğu,davacının temlik edenden cezai şart alacağını yazılı temlik sözleşmesi ile temlik aldığı,tarafların tacir olduğu dikkate alındığında kararlaştırılan cezai şart fahiş görülmediği gerekçesiyle itirazın iptaline ,takibin devamına ve alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili;icra takibi ve dava bakımından yetkili mahkemenin Gaziantep İcra Daireleri ve Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafça 04.06.2016 tarihli sözleşme kapsamında 20.000-TL bedelindeki cezai şartın ödenmesinin talep edildiğini, müvekkili tarafından tebliğ alınan ihtarnameye karşılık olarak cevabi ihtarname ile sözleşmenin geçerli olmadığını, talep edilen cezai şarta itiraz ettiklerini, bir alacağın temlike konu edilebilmesi için temlik edenin tasarrufunda bulunması gerektiğini ancak temlik eden … A.Ş.nin sözleşme hükümleri ile kendisine yüklenen edimleri yerine getirmediğini, buna rağmen cezai şart talep ettiğini,kararın eksik inceleme ve delillerinin yanlış değerlendirilerek verildiğini,kararın kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava;davacı- alacaklı- temlik alan …’ın (temlik eden … AŞ ile davalılar …, … Ltd. Şti arasında adi yazılı şekilde 04.06.2016 tarihinde düzenlenen satış sözleşmesi gereğince ”…” teslim edilmemesi halinde kararlaştırılan 20.000-TL cezai şart alacağına ilişkin bedelin, Bakırköy … Noterliğinin 23.01.2017 tarihli … Yevmiye numaralı temlik sözleşmesi ile dava dışı … AŞ’den temlik alan sıfatıyla davalılardan tahsili için başlattığı Bakırköy … İcra Dairesi’nin … esas sayılı ilamsız takibe davalıların icra takibine itirazlarının iptali istemine ilişkindir. Temlik eden … AŞ ile davalılar …, … Ltd. Şti arasında 04.06.2016 tarihinde adi yazılı şekilde imzalanan sözleşmede; davalı ba … AŞ tarafından temlik edene 28.06.2016 tarihinde 14 adet … model ve 1 adet … model … aracın sıfır ve kullanıma hazır şekilde alıcının istediği adrese teslimatının yapılacağı eğer zamanında teslimat olmazsa 20.000-TL cezai şartın davalı … AŞ tarafından nakden alıcıya ödeneceği kararlaştırılmıştır. Satış sözleşmesine konu … model … araçlar ile … model … aracın 4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun II sayılı listesinde yer alan on road cinsi araç olduğu anlaşılmakla, araçlar vergiye tabidir. Yine araçların trafiğe çıkması açısından trafiğe uyumluluk belgesinin, yeterlilik belgesinin, trafik tescil belgesinin ve ruhsatının olmasını şarttır. 2918 sayılı kanunun 20/2-d maddesi uyarınca; trafik sicilinde kayıtlı bulunan araçların devir ve satışına yönelik sözleşmelerin resmi şekilde yapılması zorunludur. Resmi şekilde yapılmayan satış sözleşmeleri geçersizdir. Kanunen öngörülen şekil şartına aykırılığın yaptırımı TBK’nun 12. maddesinin gereği geçersizliktir.Trafik siciline kayıtlı araçların mülkiyetinin devrini öngören her türlü sözleşmelerin geçerliliği resmi şekilde yapılmalarına bağlıdır. Burada sözü edilen resmi şekil, sözleşmenin noterde re’sen düzenleme şeklinde yapılmasıdır. Bu şekil şartı geçerlilik şartı olup, bu şekle uygun yapılmayan sözleşmeler baştan itibaren geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler ise taraflar için hak ve borç doğurmazlar. Taraflar sadece ve ancak birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak geri isteyebilirler. 2918 Sayılı KTK’nun 3. maddesi tescilsiz araçlarda araç sahibi olarak; aracı sahiplik belgesi ile satın alan, taşıt alım vergisini ödemiş ve elinde teknik belge ile karayolu uygunluk belgesi bulunan kişi olarak tanımlanmıştır.Tescile tabi ve ancak tescil edilmemiş aracın yetkili satıcıdan alındığı sahiplik belgesi olan fatura ile ispat edilebilir. Bu fatura, yetkili satıcı tarafından araç alıcısı adına düzenlenen belgedir. Araç mülkiyeti bu faturanın düzenlenmesi ile alıcısına geçer. Bu şekilde araç maliki (sahibi) olan kişiler tescili zorunlu ve ilk tescili yapılacak araçlarını satın alma tarihinden itibaren üç ay içinde yönetmelikte belirtilen bilgi ve belgeleri sağlayarak tescil ettirmek zorundadır (2918 Sayılı KTK’nun md.20/a-1). Tescil için başvuran araç sahibi; sahiplik belgesi, taşıt alım vergisi belgesi, karayolları uygunluk belgesini sunmak zorundadır. Ancak ;henüz trafik siciline kayıt edilmemiş araçların satışı yönünden herhangi bir şekil şartı öngörülmemiştir. Somut uyuşmazlıkta satış sözleşmesinin konusu tescilsiz araçlar olup taşınır niteliğinde olduğu ve kanunda aksine bir şekil şartı öngörülmediğinden tescilsiz araç satışının sözlü, adi yazılı sözleşme şeklinde yapılabileceği açıktır. Bu durumda temlik eden ile davalılar arasındaki tescilsiz araç satışına ilişkin adi yazılı satış sözleşmesinin geçerli olduğu açıktır.Sözleşmenin geçersizliğine ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davacıya alacağını temlik eden ile davalılar arasında imzalanan sözleşme geçerli olduğundan, ticari satış sözleşmesi uyarınca, İİK m. 50 atfı ile TBK m. 89/ 1.1 ve HMK m. 10 gereğince para alacağı aranacak borç olmakla ve sözleşme gereğince ifa yeri temlik alanın istediği adres olmakla temlik edenin adresi itibariyle Bakırköy icra dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili olduğundan davalılar vekilinin icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine ilişkin istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. TBK m. 97 gereği ” Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.”. Somut davada sözleşme konusu araçların 28.06.2016 tarihinde temlik edenin istediği adrese teslim edilmesi kararlaştırılmıştır. Ancak davalıların ifadan kaçınarak sözleşme inkar edildiğinden alıcının temerrüdünden bahsedilemeyecektir.Davalılar temerrüde düşmüşlerdir.TBK m. 212/ 2 gereği ticari satışta zilyetliğin devri/ teslim için belirli süre konulduğu ancak satıcının temerrüte düşmesi nedeni ile alıcının devir isteminden vazgeçerek borcun ifa edilmemesinden doğan sözleşmede kararlaştırılan cezai şartı talep ettiği anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, temlik edenin sözleşmenin feshi ile cezai şart talebinde bulunması hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle araçların belirlenen kesin vade de teslim edilmediği belirtilerek sözleşmenin feshi ile sözleşmede belirlenen 20.000-TL cezai şartın ödenmesi” isteminde davacı haklı bulunmaktadır.Miktar itibariyle cezai şart fahiş değildir.Davanın kabulüne ilişkin hükümde hukuka aykırılık bulunmadığından istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 1.435,93-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 806,76-TL harcın mahsubu ile bakiye 629,17-TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ ye gelir kaydına, Davalılar tarafından sarf edilen giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/02/2022