Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/163 E. 2019/214 K. 19.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/163
KARAR NO : 2019/214
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2018-30/11/2018 (Ara Karar)
NUMARASI: 2018/1058 Esas
DAVA: İtirazın İptali(Ticari Satım Sözleşmesinden Kay.)
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/02/2019
İhtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararlarının ihtiyati haciz isteyen davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:İhtiyati haciz isteyen davacı vekili, taraflar arasında akdedilen 22/03/2018 tarihli sözleşme uyarınca müvekkilinin davalıya mal satıp teslim ettiğini, davalının bir kısım ödeme yaptığını ancak bakiye 103.798,91-TL borcunu ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu, davalının itirazında malları teslim aldığını kabul ederek ayıp savunmasında bulunduğunu, ancak bu iddia doğru olmadığı gibi davalının ayıp ihbarında da bulunmadığını, herhangi bir malı iade etmediğini, hatta müvekkilinden tedarik ettiği malları başka firmalara sattığını, ayrıca davalı firma yetkilisi hakkında dolandırıcılık suçundan ceza soruşturması başlatıldığını, ayrıca davalının banka hesaplarını tek taraflı feshettiği veya bloke koyduğu yönünde duyumlar alındığını, ödeme güçlüğü içinde olduğunu ileri sürerek davalının taşınır taşınmaz malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını, ayrıca itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesinin 14/11/2018 tarihli ara kararı ile, faturanın tek başına malın teslim edildiğinin kabulü için yeterli olmadığı, faturalara konu alacağın muaccel olup olmadığı, borçlunun mal kaçırma girişimi içinde olup olmadığı hususunda dosya kapsamında başka bir delilin bulunmadığı, muaccel alacağın varlığı ve miktarının yapılacak yargılamayla belirleneceği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin teslime ilişkin bir kısım sipariş fişleri sunduğunu belirterek talebini yinelemesi üzerine,ilk derece mahkemesinin 30/11/2018 tarihli ara kararı ile, davacı tarafça fatura, imzalı irsaliye örnekleri ya da davalıya teslime ilişkin ya da davalıyı mütemerit kılacak belgeler sunulmamış olup, sipariş formlarıyla alacağın muaccel olup olmadığının anlaşılamadığı, dolayısıyla yaklaşık ispatın sağlandığı iddiasının yerinde olmadığı, bu nedenle ihtiyati haciz kararı verilmesini gerektiren sebeplerde değişiklik olmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin her iki ara kararına karşı ihtiyati haciz isteyen/davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:İhtiyati haciz isteyen/davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; 1- Mahkemenin ilk ihtiyati haciz talebinin reddi kararında, faturanın tek başına malın teslim edildiğinin kabulü için yeterli olmadığı ve malların teslimine yönelik dosyada bilgi ve belge bulunmadığı gerekçesine atıf yaptığını, ikinci kararında ise ”sipariş formlarıyla alacağın muaccel olup olmadığı anlaşılamadığı, gerekçesine dayandığını, ancak taraflar arasında akdedilen sözleşme gereği müvekkili şirketin malların tedarikini davalıya sağladığını, malları süresi içerisinde teslim ettiğini, bu hususun davalının İcra Müdürlüğüne sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde de ‘’müvekkile gönderilen malların ayıplı çıkması nedeniyle alacaklı ile mutabakat sağlanamadığı için likit bir borç bulunmamaktadır.’’ denilerek malların teslim alındığının açıkça belirtildiği,ancak malların ayıplı olduğuna yönelik itirazı kabul etmelerinin mümkün olmadığını, mahkemece istenilen faturada belirtilen malların teslimine ilişkin sipariş fişlerinin de dosyaya sunulduğunu, dolayısıyla yaklaşık ispat koşullarının mevcut olduğunu,
2-Ayrıca davalı firmanın piramit satış sistemi ile ticari faaliyetlerini sürdürdüğü yönünde tespitlerin var olması, bu nedenle TC. Ticaret Bakanlığının Mevzuata aykırılıktan davalı firmanın iş yapma yetkisini iptal etmesi, davalı firmaya ait …tr web sitesine ‘’şirketin ticari faaliyetlerinin piramit satış sistemi olduğu yönündeki değerlendirme’’ neticesinde T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığının Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü tarafından erişimin engellenmesi kararı verilmesi, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezine (CİMER) yapılan başvurular neticesinde üye genişlemesine dayalı piramit yapının oluşturulduğu gerekçesiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında soruşturma dosyalarının açıldığı, yine davalı firma yetkilisinin gerek şahısları gerekse de kendi çalışanlarını dolandırması neticesinde davalı şirket yetkilisi hakkında Savcılığa birden fazla şikayet başvurularının bulunduğunun öğrenilmesi,http ://Www…..tr ..i/ .-.. .-.r-… linkteki haberde de görüleceği üzere kamuoyuyla da paylaşılması,başkaca icra takiplerine girişildiğinin öğrenilmesi,bankaların davalı hesaplarına bloke koyması, şirket yetkilisinin Azerbaycan’a kaçtığı yönündeki duyumlar,müvekkili şirkete mevcut borçları ödenmeyeceği ve bu saikle mal kaçırma girişiminde bulunulacağı izlenimini doğurduğundan alacağın teminini talep ettikleri bu davada ihtiyati haciz talebinde bulunma zorunluluğunun doğduğunu belirterek14/11/2018 ve 30/11/2018 tarihli ara kararların kaldırılmasını ve ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Talep, ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali davasında, davalının menkul, gayrimenkul malları ile tüm ve hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulması istemine ilişkindir.İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257.maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir.İİK’nın 258/1. maddesinin 2. Cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Somut olayda, iddia, faturalar, sipariş fişleri ve özellikle davalının icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesi dikkate alındığında, dosyanın geldiği aşama itibariyle asıl alacağın varlığı ve miktarı konusunda yaklaşık ispat olgusunun gerçekleştiği sonuç ve kanaatine varıldığından, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz isteminin reddine yönelik ara kararlarında isabet görülmemiştir.Yukarıda açıklanan nedenlerle, ihtiyati haciz isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne ve asıl alacak tutarı üzerinden ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;İhtiyati haciz isteyen/davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1058 Esas sayılı 14/11/2018 ve 30/11/2018 tarihli ara kararlarının HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA,
“103.798,91- TL asıl alacak yönünden alacağın % 15 ‘ine tekabül eden 15.569,83- TL teminat (nakit veya kesin-süresiz teminat mektubu) karşılığında İİK.’nin 257/1 maddesi gereğince davalının menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın İcra İflas Kanunun koyduğu sınırlar içinde İHTİYATEN HACZİNE,
İİK’nın 261. maddesi uyarınca on gün içinde infaz edilmemesi halinde ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkmış sayılmasına,”
İhtiyati haciz isteyen/davacı tarafça yatırılan 35,90- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
İhtiyati haciz isteyen/davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,
Teminatın tamamlanmasına dair işlemlerin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine, dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle HMK 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi. 19/02/2019