Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/162 E. 2021/227 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/162
KARAR NO : 2021/227
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/09/2018
NUMARASI: 2016/108 Esas – 2018/830 Karar
DAVA: İstirdat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/02/2021
Asıl ve birleşen davanın reddine ilişkin hükmün asıl ve birleşen davada davacı vekili taarfından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin iş yerinde 22.09.2015 tarihinde kimliği belirsiz kişilerce silahlı soygun yapıldığı,kıymetli evrakların çalındığını, Lüleburgaz C. Savcılığı’nın 2015/4084 sor. dosyası ile soruşturma açıldığını, hırsızlık olayı sonucunda çek karnesi ve çok sayıda müşteri çekinin çalındığını, çalınan çeklerle ilgili olarak Lüleburgaz 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/621 esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açtıklarını, çeklerle ilgili ihtiyati tedbir kararı verildiğini, bu çeklerden … tarafından keşide edilen … Büyükçekmece Şubesine ait … no.lu 19.000-TL bedelli çekin davalı banka tarafından ihtiyati haciz kararı ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu, dava konusu çekin müvekkilinin alacağına karşılık müşterisi ….A.Ş. tarafından ciro edilerek verildiğini ve kasanın soyulması sonucunda çekin çalındığını, müvekkilin ciro silsilesi içindeki firmalara bir borcunun bulunmadığını belirterek, takibin durdurulmasını,19.000-TL’lik çekten dolayı müvekkilin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davacı vekili, asıl dosyada bahsedilen hırsızlık olayından bahisle aynı şekilde daha önce zayii nedeniyle çek iptali davası açıldığını, bu davada iptali talep edilen … Büyükçekmece Şubesine ait … no.lu 19.000-TL’lık çek ile ilgili istirdat davası açılmak üzere süre verildiğini, çekin müvekkilinin rızası dışında elinden çıktığını, çekin müvekkiline iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili asıl dava ile ilgili cevap dilekçesi sunmamış olup birleşen dava ile ilgili cevap dilekçesinde; Dava konusu çekin dava dışı … A.Ş. tarafından müvekkili bankanın İzmir Gıda Çarşısı şubesine ciro edildiğini, müvekkilinin iyiniyetli 3. Şahıs olup davanın reddi gerektiğini, dosyanın İstanbul 5. ATM 2016/1044 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesi gerektiğini, müvekkili yetkili meşru hamil sıfatıyla anılan çekten dolayı icra takibi başlattığını, davacının çekteki ciroya ilişkin bir itirazının bulunmadığını, müvekkilinin çeki iktisap ederken kötü niyetli olması mümkün olmadığından ağır kusurunun da bulunmadığını belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı tarafça asıl davada, davaya müdahale dilekçesi sunan ….A.Ş. den ciro yoluyla teslim aldığı … B.Çekmece Şubesine ait … nolu 19.000- TL bedelli çekin istirdadı ve çek nedeniyle borçlu olmadığının tesbitine ilişkin olduğu,davalının davacı ile dava dışı çeki cirolayan ve çeki hırsızlayanlar arasındaki ilişkinin yabancısı olduğu, çekin hırsızlanmış olmasına rağmen bu hususun iyi niyetli hamile karşı ileri sürülebilmesi için davalı bankanın kötü niyetinin açıkça ispatı gerektiği, bilirkişi raporuna göre davalı bankanın çeki kendi kredi borçlusu … A.Ş den ciro yoluyla kredi alacağına mahsuben temliken aldığı, temlik tarihinde davalının dava dışı çeki cirolayan kredi borçlusu … A.Ş den alacağının olduğunun sabit olduğu ve davacı tarafça davalı bankanın ciro ile çeki teslim alırken açıkça kötü niyetli olduğunun ispatlanamamış olduğu, bu nedenle de davalının iyi niyetli çek hamili olarak iyi niyetinin korunması gerektiği ve buna istinaden de ödenmeyen çekten dolayı davalı tarafça yapılan İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki takipten dolayı davacıdan alacaklı olduğu, davacının bu nedenle davalıya İİK m.72 maddesi uyarınca borçlu olmadığına ilişkin talebinin yerinde olmadığı; TTK nun 758. maddesi uyarınca çeki davalıya iade mecburiyetinin bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, davalı bankanın iyiniyetli üçüncü kişi sıfatının bulunmadığını, banka sıfatına sahip olması nedeniyle bankacılık sisteminin alt yapısını kullanabildiğinden temlik aldığı dava konusu kambiyo senedi hakkında ön araştırma yapmış olması gerektiğini, müvekkilinden sonraki cirantaların imzalarının sahte olduğunu, ciro zincirinde yer alan … isimli firma ile Destek Makina firmalarının hayalı şirket olduğunu, müvekkilinin kendisinden sonraki cirantalarla bir ilişkisinin olmadığının ileri sürülmesine rağmen mahkemece defter incelemesi yaptırılmadığını, zayi olan çeklerin iptali için müvekkili tarafından Lüleburgaz 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/621 esas sırasında açılan davada 30/09/2015 tarihli ara kararla dava konusu çekle ilgili ilanda bulunulduğunu, sırasıyla 06/11/2015, 07/12/2015, 07/01/2016 tarihlerinde olmak üzere üç kere ilan yapıldığını, oysa davalı tarafından icra takibinin son ilan tarihinden sonra başlatıldığını, davalının banka olması nedeniyle çekle ilgili bilgilere erişebilecek durumda olmasının gözardı edildiğini, davalı bankanın ağır kusurlu olmadığına dair kanaatin hatalı olduğunu, ilanın yapılmasından ve bankalara müzekkere gönderilmek suretiyle bilgilendirme yapıldıktan sonra çeki devralan bankanın iyiniyetli olduğundan söz edilemeyeceğini, bu nedenle asıl davada menfi tespit taleplerinin kabulüne, birleşen davada da dava konusu çekin istirdatına karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Asıl dava, rıza dışı elden çıkan çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti; birleşen dava ise, rıza dışı elden çıkan çekin 6102 sayılı yasanın 792. maddesine dayalı istirdatı istemine ilişkindir.Davacı, iş yeri adresinde 22/09/2015 tarihinde meydana gelen hırsızlık eylemi sonucunda … Büyükçekmece Şubesine ait … nolu 19.000- TL bedelli çekin çalındığı, çekin en son davalı bankanın eline geçtiği, davalının bu çeke dayalı icra takibi başlattığı, oysa olayda çalınan çeklerin zayi nedeniyle iptallerine ilişkin olarak açılan davada dava konusu çekin de aralarında bulunduğu çeklere ödeme yasağı konulduğunu, bankaya çekin ödeme yasağı konulmasından sonra tevdi edildiğini, bankanın çeki iktisapta iyiniyetli olmadığını ileri sürmüş, asıl ve birleşen davada menfi tespit ve istirdat istemlerinde bulunmuştur. Dava konusu çekin dava dışı … tarafından …. A.Ş. lehine keşide edildiği, çekin lehdardan sonraki cirantalarının sırasıyla davacı, ….ltd. şti, … San. Tic. Ltd. Ş.ti, … Tic. ltd.şti, …..ltd. şti olduğu, çekin en son davalı bankaya ciro edildiği ve çekin hamilinin ise davalı banka olduğu anlaşılmaktadır. Çek davacı tarafından ciro edilmiş olup, davacı tarafından cirodaki imzaya itiraz edilmemektedir. İmzaların istiklali prensibi gereğince davacının kendisinden sonraki cirantaların imzalarının sahte olduğu iddiası kanıtlansa bile bu durum davacının hamile karşı sorumluluğunu kaldırmayacağından bu yöndeki istinaf nedeni yerinde değildir. Ayrıca çekteki ciro zincirinin düzgün ve şeklen hak sahipliğinin tespitine elverişli olması nedeniyle davacının kendisinden sonraki ciranta olan şirketlerin hayali olduğu iddiası dinlenemeyeceğinden bu yöndeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. 6102 sayılı yasanın 792. maddesine göre, “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek  söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” Bu madde hükmüne göre, davalının çeki edinme nedenini kanıtlama yükümlülüğü yoktur. Davalının çekin rıza dışında elden çıktığını bilmesi veya bilebilecek durumda olması gerekir. Çekin rıza dışı elden çıkması halinde ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının iddiasını kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerekmektedir.Davacı taraf, kendisi adına yapılan cironun sahte olduğunu iddia etmemektedir. Bu durumda, çekin rıza dışında elden çıktığının ve davalı hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunun veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğunun davacı tarafından inandırıcı delillerle ispatı gerekir. Çekin bankaca teslim alınmasından sonra yapılan ilanlar nedeniyle davalı bankanın çeki iktisapta kötüniyetli ve ağır kusurlu olduğunu göstermeyeceği gibi, davalı bankanın çeki ibraz tarihinden önceki bir tarihte iktisap etmesi nedeniyle araştırma yükümlülüğünü yerine getirmediğinin kabulü halinde dahi, ihmali nitelikteki bu davranışın ağır kusur olarak kabulü mümkün görülmemiştir.Davalı bankanın çeki teslim alırken açıkça kötü niyetli olduğunun ya da çeki iktisapta ağır kusuru bulunduğu ispat edilememiştir. Bu itibarla mahkemece asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda,mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Davacıdan alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90-TL nin mahsubu ile bakiye 23,40-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran asıl ve birleşen davada davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 18/02/2021