Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1618 E. 2019/1117 K. 17.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO 2019/1618
KARAR NO : 2019/1117
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/06/2019
NUMARASI : 2019/920 D.İş 2019/939 Karar
TALEP : İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/09/2019
İlk derece mahkemesince verilen 20/06/2019 tarihli ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulüne ilişkin kararın alacaklı ihtiyati haciz isteyen vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP:Alacaklı vekili, müvekkilinin borçlulardan ibraz edilen kredi sözleşmesi nedeniyle alacaklı olduğunu belirtilerek ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, İhtiyati haciz talebine konu 3.827.789,60-TL gayri nakdi alacak yönünden; ihtiyati haciz bir icra işlemi olmayıp, özel geçici hukuki koruma müessesi olduğu, ancak İİK 257.maddesindeki şartlar çerçevesinde sadece para alacakları için öngörüldüğünden, teminat alacağı niteliğindeki gayrinakti alacaklar (depo edilmesi) yönünden ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğinden ( Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel kurulu’nun 27/12/2017 tarihli, 2016/1 E., 2017/6 K.sayılı kararı) 3.827.789,60-TL gayri nakdi alacak yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine, İhtiyati haciz talebine konu 45,67-TL alacak yönünden; alacağa ilişkin herhangi belge sunulmadığı ve alacağın delillendirilmediğinden 45,67-TL alacak yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine, Borçlu …. Tic. A. Ş. borcun 709.729,90-TL’sinden sorumlu olmak kaydı ile, müteselsil kefil Borçlu … Tic. A. Ş. borcun 1.459.729,90-TL’sinden sorumlu olmak kaydı ile, diğer borçlular …, …Tic. A. Ş. ise nakit alacağın tamamı olan 3.059.729,90-TL’den sorumlu olmak kaydı ile ; talebin İ.İ.K’nun 257. ve devamı maddeleri gereğince yerinde olduğu gerekçesiyle talebin kısmen kabulü ile, alacaklının iddia ettiği yukarıda belirtilen alacak miktarı ile sınırlı olmak kaydıyla, borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Alacaklı vekili; müvekkili banka ile borçlular arasında akdedilen genel kredi ve teminat sözleşmeleri uyarınca müvekkili bankanın gayrinakit alacak bedellerinin depo talebinin yasal olduğunu, yerleşik Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu, ihtiyati haciz talebinin kabulü bakımından kanaat edinmiş olmasının yeterli olduğunu, müteselsil kefillerden …. Tic. A.Ş. Yönünden ihtiyati haciz talebinin kısmen reddine dair kararın hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle kısmen kararının kaldırılmasına, nakit alacağın tamamı olan 3.059.775,57 TL yönünden kabulüne, tüm borçlular hakkında toplam 3.828.789,90 TL gayri nakit alacak yönünden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Talep konusu gayrinakit alacaklar meri teminat mektup bedelleri ve çek kanuni karşılık tutarından ibarettir. Konuya ilişkin Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.12.2018 tarih 2016/1 esas 2017/6 karar sayılı ilamında; “Bankanın teminat mektubu verilmesini sağlamak amacıyla yapılan gayri nakdi kredi sözleşmesinden doğan borcunun doğrudan nakit çıkışı yapılması değil, bir riskin üstlenilmesi niteliğinde olduğu; risk gerçekleşip bankaca muhataba ödeme yapılmadıkça, diğer deyişle mektup bedeli tazmin edilmedikçe bankanın müşterisine rücu etmesinin de söz konusu olamayacağı anlaşılmaktadır. Mektup bedeli tazmin edilmeden ve rücu hakkı doğmadan takip yapılamaz (Bank. K. m.48).İİK’nun 257’nci maddesinde 17.07.2003 gün ve 4949 sayılı Kanunun 59’uncu maddesiyle yapılan değişiklikte, madde başlığı “İhtiyatî haciz” iken “İhtiyatî haciz şartları”; birinci fıkrasında yer alan “borcun” ibaresi, “para borcunun” şeklinde değiştirilmiştir. Bu değişiklik göstermektedir ki, teminat alacakları için İcra ve İflas Kanunu’nun 42’nci maddesi gereğince genel haciz yolu ile ilamsız takip yapılabilir ise de ihtiyati haciz kararı verilemez. Çünkü İcra ve İflas Kanunu’nun 257’nci maddesinde ihtiyati haciz, sadece “para alacakları” için öngörülmüştür. İhtiyati haciz; “icra işlemi” değil, özel geçici hukuki koruma müessesesi olduğundan, ancak İcra ve İflas Kanunu’nun 257’nci maddesindeki şartlar çerçevesinde karar verilebilir. O hâlde, teminatın “depo edilmesi” için ihtiyati haciz kararı verilemez.”denilmiştir. İlk derece mahkemesince gayrinakit alacak için gerekçesi yukarıda yazılı bağlayıcı bulunan içtihadı birleştirme kararı uyarınca alacağın muaccel olmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.İlk derece mahkemesince taleple bağlı kalınarak belgelendirilmeyen ancak ihtarda yer alan 45,67-TL alacak tüm borçlular için nakit alacaktan düşülerek ,ayrıca 1.600.000-TL ipotek bedeli müteselsil kefil … Tic. A.Ş. borcundan düşülerek kalan alacak için ihtiyati haciz kararı verilmiştir.Alacaklı banka ipotek bedelinin asıl borçlu ile birlikte müteselsil kefil …. Tic. A.Ş.nin borcundan da düşülmesinin mükerrir olacağını ileri sürmekte ise de ipotek kimlerin borcunu teminat altına alıyorsa o borçluların borcundan düşülmesi mükerrir olmayacaktır. 21.10.2016 tarihli resmi senedin incelenmesinde asıl borçluya ait taşınmaz üzerinde ipotek verildiği ,asıl borçlu ….AŞ yanında ,….AŞ nin asaleten ve kefaleten doğmuş ve doğacak borçlarını teminat altına aldığı anlaşılmakla İİK nun 45.madde gereği ipotek miktarının borçtan düşülmesinde isabetsizlik yoktur.Alacaklı banka vekilinin kararın ihtiyati haciz isteminin reddine ilişkin kısmına yönelik ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Alacaklı ihtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,İstinaf yoluna başvuran alacaklı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/09/2019