Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1602 E. 2021/1935 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1602
KARAR NO: 2021/1935
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/05/2019
NUMARASI: 2018/123 Esas 2019/466 Karar
DAVA: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili tarafından leasing all risks poliçesi ile sigortalanan… marka paletli ekskavatör iş makinesinin davalıya ait … plakalı araç ile taşınması esnasında sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde meydana gelen tek taraflı kazada hasar gördüğünü, meydana gelen kazada davalı şirkete ait araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, müvekkili tarafından sigortalısına 03/11/2017 tarihinde 156.183,96-TL hasar bedeli ödendiğini, TTK’nın 1472. maddesine göre ödenen hasar bedelinin davalıdan talep edilebileceğini belirterek, 156.183,96-TL’nin ödeme tarihi olan 03/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; kaza sonucu düzenlenen 12/08/2017 tarihli kaza tespit tutanağında belirtilen kusuru kabul etmediklerini, tutanak tutulurken sürücünün beyanı alınmadan ve hız araştırması yapılmadığını,müvekkilinin sorumluluğunun ve kusurunun olmadığını, kazanın meydana geliş şekli ile aracın işletilmesi ve zarar arasında illiyet bağının bulunmadığını, kazanın müvekkilinin aracının teknik yetersizliğinden kaynaklanmadığını, kazanın meydana gelmesinde zarar görenin ağır kusurlu olduğunu, yükleme ve makinenin istiflenmesi işinin makine sahib… görevlileri tarafından hatalı olarak yapıldığını, iş makinesinin yeteri kadar sağlam bağlanmadığını, kazada sürücünün kastı veya kusurunun bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; bilirkişi raporu ile de belirlendiği üzere kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsü %100 kusurlu olup, iş makinesinin araca yüklenmesinde dava dışı sigortalının herhangi bir kusurunun olmadığı, iş makinesinin hasar görmesinin araca yanlış yüklenmesinden kaynaklı olmayıp davalıya ait aracın aşırı hız yapmasından kaynaklandığı,dolayısıyla davalının sorumluluktan kurtulmasının mümkün olamayacağı,bilirkişi raporunda bu durumun davalının TTK 882/1 maddesinde belirlenen hakkı kaybetme nedeni olarak kabul ettiği, makinenin pert/total kabul edilmesi gerektiği ve davacının ödediği tutarın tamamından davalının sorumlu olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davalı vekili; kaza tutanağı tutulurken sürücünün beyanı alınmadan ve hız araştırması yapılmadan değerlendirme yapıldığını, müvekkilinin sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, müvekkili şirkete ait araçta teknik açıdan bir bozukluk veya eksiklik bulunmadığını, bu nedenle aracın işletilmesi ile zarar arasında illiyet bağı bulunmadığını, yükleme ve istifleme makine sahibi firma tarafından yapılmış olup, hatalı yükleme ve istifleme nedeniyle aracın kamyondan düştüğünü, bu nedenle müvekkili kusursuz olup, kusuru bulunsa dahi iş sahibinin kusuru oranında tazminatta indirime gidilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava;.. sigorta poliçesi ile sigortalı iş makinesinin yurt içi taşıma sırasında meydana gelen trafik kazası sonucunda hasara uğraması nedeniyle oluşan zararın rücuen tazmini istemine ilişkindir.TTK’nın 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir.Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır. 6102 sayılı TTK’nın 875 ve 879. maddeleri uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan; kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur. Diğer yandan sınırlı sorumluluk halleri TTK’nın 882. maddesinde düzenlenmiş olup, TTK’nın 886. maddesi hükmüne göre, zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı, kanunda öngörülen sorumluluktan kurtulma hallerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz. Yine TTK’nın 882. maddesi hükmüne göre gönderinin tamamının ziya veya hasarı halinde taşıyıcının sorumluluğu, gönderinin brüt ağırlığının kilogram başına 8,33 özel çekme hakkı ile sınırlıdır. Somut olayda; davacının sigortalısına ait iş makinesinin davalı taşıyıcıya ait araç ile taşınması esnasında, araç sürücüsünün neden olduğu tek taraflı trafik kazası sonucunda pert/total niteliğinde tamamen hasara uğradığı, iş makinesinin sovtaj bedeli ile %10 oranındaki muafiyet indirimi sonucunda davacı tarafından sigortalıya 03.11.2017 tarihinde 156.183,96-TL ödeme yapılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalı sürücüsünün geceleyin meskun mahalde tek yönlü caddede aracının büyüklüğü ve üzerindeki yük ile yolun durumunu dikkate almadan oldukça hızlı seyrettiği, viraja yaklaştığında yavaşlamadığı, aynı hızla viraja girip direksiyon hakimiyetini kaybettiği, sola doğrultu değiştirip orta refüj üzerine çıkıp sürüklendiği ve aracın sağa sola yalpalaması nedeniyle üzerindeki iş makinesinin düştüğü, aracın karşı şeride geçip bordür taşlarına ve elektrik direğine çarpıp devrilerek kazanın meydana geldiği, bu nedenle kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Bu tespit olay sonrası kollukça düzenlenen kaza tespit tutanağı ve ekspertiz raporu ile de örtüşmektedir. Diğer yandan taşıyıcı aracın sürüklenmesi sırasında araç üzerinden düşmeseydi dahi araç devrildiğinde aynı şekilde düşecek olmasından dolayı, istifleme hatası sonucu değiştirmeyecektir.Davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir. Öte yandan zayi tek taraflı trafik kazası sonucu meydana gelmiş olsa da, taşıyıcı asli kusurlu ise de ağır kusurlu olduğu kabul edilemez.Bu nedenle taşıyıcının sorumluluğu bakımından TTK’nın 882. maddesindeki sınırlı sorumluluk ilkesinin uygulanması gerekmektedir. Bu kapsamda Dairemizce yapılan hesaplamada; aracın ağırlığı 22.750 kg ve ilk derece mahkemesi karar tarihi olan 07.05.2019 itibariyle SDR kuru 8.5285-TL olup, (22.750×8,33×8.5285) sorumluluk sınırı 1.616.214,71-TL olarak tespit edilmiş ise de, hükmedilen tazminat tutarı her durumda sorumluluk sınırının altında kalmaktadır. Bu nedenle hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen değere itibar edilerek karar verilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 10.668,92-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 2.667,23-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.001,69‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 13,50-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 23/12/2021