Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1591 E. 2019/1399 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1591
KARAR NO : 2019/1399
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2019
NUMARASI : 2018/1307 Esas 2019/529 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/11/2019
Dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ilişkin hükmün davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin 6.318.000-TL sermayeli ve 4511 ortaklı halka kapalı bir şirket olduğunu, dava dışı …. AŞ’nin davalı şirkette %25,03 oranına tekabül eden 158.120.278 adet paya sahip olduğunu, davalı şirketin de …AŞ’nin hisselerinin %92,52’sine sahip bulunduğunu, iki şirket arasında hakim şirket- yavru şirket ilişkisi bulunduğunu,davacı …’in davalı şirketteki hisse sayısının 336.000 adet, ….’in 133.350 ve …’nın ise 8.250 adet olup hisselerinin %10’undan fazlasına sahip olduklarını ve azınlık hissedarı olduklarını, davalı şirket yöneticilerinin küçük yatırımcıyı zarara uğrattıklarını,şirketi kendi çıkarlarına uygun yönettiklerini, bilançoda gelirlerin az, giderlerin fazla gösterildiğini,hissedarlara çok düşük temmettü dağıttıklarını, yavru şirketin kâr payı almaması gerekirden kâr payı verildiğini, müvekkilleri açısından ortaklığın devamının çekilmez hale geldiğini, şirketin feshinin diğer ortaklar ve kamu yararına olduğunu ileri sürerek davalı şirketin feshine, feshe karar verilmediği takdirde müvekkillerinin pay bedellerinin ödenmesi suretiyle ortaklıktan çıkarılmalarına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin 6.318.000- TL sermayeli ve 4.500 ortaklı bir şirket olduğunu, davacıların şirketteki ortaklıklarının devam ettiğini, davacıların iyiniyetli olmadığını, fesih nedeni bulunmadığını, müvekkili şirketin yedi defa kâr payı dağıttığını, davacıların gelirlerin az, giderlerin fazla gösterildiği iddiasının doğru olmadığını, davacıların toplam hisselerinin % 7.56 oranında bulunduğunu ve TTK 531. maddesindeki onda bir pay sahipliği koşulunu sağlamadıklarından davanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine, olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacıların pay oranı TTK 531. maddesinde belirtilen %10na ulaşamadığından iş bu davada dava takip yetkileri bulunmadığı , diğer yandan HMK 115. maddesi gereğince eksikliğin mahiyetine göre, bu eksikliğin giderilmesi sonradan mümkün olmadığından ayrıca süre verilmesine gerek görülmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili; davalı şirket hissedarlarından …A.Ş.’nin 158.120.278 adet hisseye sahip olduğu ve bu toplam hissenin %25,03’ne tekabül ettiğini,şirketlerin karşılıklı iştirak durumunda olup, iki şirket arasında hakim şirket yavru şirket ilişkisinin mevcut olduğunu, her iki şirketin aynı adreste bulunduğunu ve yönetim kurulunun aynı kişilerden oluştuğunu, müvekkillerinin hisselerinin … 336.000, … 133.350 ve …’un 8.250 adet olduğunu, bu hisselerin toplam miktarının sermayenin %10’undan fazlasına tekabül ettiğinden TTK gereği azınlık hissedar olduklarını,… AŞ.’ne ait davalı şirket hissesi olan 158.120.278 adet hissenin toplam hisseden çıkarıldığında 473.678.042 adet hisse kaldığını, bu hissenin %10’unun ise 473.679 adet hisse olup,müvekkkillerinin hisse toplamı 477.600 adet olduğundan dava açma hakkına sahip olduklarını, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :TTK 531.maddesinde “Haklı sebeplerin varlığında , sermayenin en az 1/10, halka açık şirketlerde 1/20 i temsil eden pay sahipleri…şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler…” hükmü yer almaktadır. Davalı şirket halka açık değildir.Davalı şirketin 6.318.000-TL sermayeli olup davacı …’in 336.000 adet,…’in 133.350 ve …’nın ise 8.250 adet pay sahibi olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.Davacıların pay toplamının %7,56 oranında bulunduğu hesaplanmaktadır.Davacılar vekili,dava dışı … AŞ’nin davalı şirkette %25,03 oranına tekabül eden 158.120.278 adet hissesi TTK 389. maddesi gereğince yavru şirket konumunda bulunan …. AŞ’nin %25,03 oranına tekabül eden payı düşüldüğünde müvekkillerinin %10’un üzerinde pay sahibi olduklarını ve TTK 531. maddesindeki özel dava şartın gerçekleştiği iddia etmektedir. TTK 389. maddesindeki düzenlemede yer alan ” yavru şirket tarafından iktisap edilen ana şirket paylarının ana şirketin genel kurulunun toplantı nisabında dikkate alınmayacağı ve oy hakları ve buna bağlı hakların donacağına” ilişkin hüküm genel kurul toplantılarında nisabın hesabına ilişkindir. Halbuki TTK 531. maddesinde ise haklı sebeple fesih davasını açabilmek için 1/10 oranda pay sahiplerine tanınmıştır.Pay sahipliği ve oy kullanma hakkı farklı kavramlar olduğundan TTK 389. maddesindeki düzenlemenin TTK 531. maddesinde pay oranını hesaplamasına esas alınması mümkün görülmemiştir.Davacıların TTK 531. maddesinde belirtilen %10 oranına ulaşamadığından iş bu davada dava açma hakları bulunmadığından davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur.Açıklanan nedenlerle; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin olarak kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Davacılar tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davalı gider avansından karşılanan 23,50-TL posta masrafının davacılardan alınarak davalıya ödenmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 07/11/2019