Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1589 E. 2021/1958 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1589
KARAR NO: 2021/1958
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/12/2018
NUMARASI: 2013/426 Esas – 2018/1006 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin finansal kiralama yolu ile kiraladığı … marka … iş makinesinin davalı şirkete 26/09/2010-26/09/2011 tarihleri arasında geniş kapsamlı makine kırılması döviz sigorta poliçesi ile 80.000-euro bedelle sigortalandığını, … A.Ş’ye kira bedelinin tümünün ödendiğini, malın mülkiyetinin müvekkili şirkette olduğunu, iş makinesinin 05/07/2011 tarihinde Zonguldak … Köyü …çakıl şantiyesinde iken yanarak zayi olduğunu, sigorta şirketi tarafından 15.8.2011 tarihinde hazırlanan ekspertiz raporunda hasarın giderilmesi talebinin reddedildiğini, tam ziyaa uğradığı belirtilmesine rağmen 13.680,30-euro hasar bedeli tespit edilmesinin kabulünün mümkün olmadığını, ayrıca eksper raporunda afaki ve ispat edilmemiş beyanlarla hasarın teminat dışında tutulmasının kabul edilemeyeceğini, 05/07/2011 tarihli yangın raporunda, “yangının aşırı ısınmadan dolayı çıkmış olduğu” eksper kanaatine göre ise “yetkisiz kullanıcı, bakımsızlık, ihmal gibi, sebeplerle yağ ve yakıt sızıntısı sonucu meydana gelmesi olasıdır” denildiğini, dolayısıyla yangının sebebini ve teminat dışı tutulmayı ispat külfetinin davalıya ait olduğunu, ekspertiz raporu gerekçe gösterilerek hasarın tazmin edilmemesinin poliçe kapsamına da aykırı olduğunu, makine kırılması sigortasında hasarda tazmin edilmesi gereken bedelin, ekspertiz raporunda yer aldığı gibi sadece hasar tespit tutarı olmadığını, yapılması gerekenin sigortalı makine tam hasara uğramışsa tazminat tutarı, makine ve tesisatın hasar anındaki yeni kıymetinden eskime, aşınma payının ve kurtarılan değerlerin tazminattan indirilmesi ile bulunulacak tutara, sökme ve montaj giderinin eklenmesiyle bulunacak bedel olduğunu, ayrıca poliçedeki sigorta bedeli ile fahiş fark içeren hasar bedeli tespiti sebebiyle müvekkili şirketin talep edebileceği hasar bedelinin de belirsiz durumda olduğunu, aşkın sigorta olduğu takdirde prim iadesi gerektiğini, sigorta poliçesinin düzenlendiği tarihte malın bedelinin net olarak tespit edilmemiş olması ihtimalinde ne kadar prim iade edilmesi gerektiğinin belirsiz olduğunu belirterek, davalı … şirketinin ödeme yükümlülüğünün bulunduğu sonucuna varılması durumunda, 6100 sayılı yasanın 107/1 fıkrası gereğince toplanacak delillere göre şimdilik 13.680,30-Euro’luk kısmının ve talep edilebilecek diğer tazminat tutarının 05/07/2011 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, talep edilebilecek prim iadesi bedelinin ilk peşin ödemenin yapıldığı 26/09/2010 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; 05.07.2011 tarihinde yanarak hasarlanan iş makinesinin uzun süredir kullanılmadığı, bakımlarının yapılmadığı ve kullanan kişinin operatör belgesinin bulunmadığı anlaşıldığından, sigortalı tarafından yapılan tazminat talebinin 24.08.2011 tarihli cevabi yazı ile eksper raporu doğrultusunda reddedildiğini, hasar sigortalı ve onun yerine geçen kişilerin kastı ve ağır kusurundan neş’et etmişse teminat harici olduğunu, sigorta genel şartlarının 3/k maddesi gereğince hasarın teminat dışında kaldığını, iş makinesinin 25.06.2011 tarihli kira sözleşmesi ile … firmasına kiralanarak teslim edildiğini, kum ocağına getirilen iş makinesinin 15 dakika çalıştırıldıktan sonra şanzıman sorunu nedeniyle çalışmasının durdurulduğunu ve kiralama yapılan firmadan servis talebinde bulunulduğunu, bunun üzerine firma yetkilisi …’un gelerek servisin telefonla tarifi üzerine yağ değişimi yapıldığını, son iki yıldan beri makinenin kullanılmadığının, bu süreçte sadece 2 ay kadar … kiraya verildiğinin, bakım raporlarının olmadığının ifade edildiğini, iş makinelerinin çalıştırılmasa da faal halde korunabilmesi için düzenli çalışmalar yaptırılması, yağlanacak bölgelerin yağlanması, bakımlarının çalışma saatlerine gore değil zamana bağlı periyotlar da dikkate alınarak düzenli olarak yapılması gerektiğini, makineyi kullanan …’nın …firmasının yetkilisinin bilgisi dahilinde şanzımana müdahale ettiğini ve yağını değiştirdiğini beyan ettiğini, … inşaat yetkilisinin bu firmadan servis talep etmek yerine telefondan bilgi alarak kendilerinin müdahalede bulunduğunu, bu şahsın operatör belgesinin olmayışının dışında iş makinelerine müdahale edebilecek teknik donanıma veya yetkiye sahip olmadığını, yangına iş makinesine teknik servis harici yapılan müdahalelerin, bakımsızlığın ve yetkili olmayan kullanıcının sebep olması nedeniyle sigortalının ağır kusuru bulunduğundan rizikonun teminat harici olduğunu, sigortalının haricindeki davacının dava açabilmesi için sigortalı … A.Ş’ den muvafakat alması gerektiğini, hasar talebinin fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı tarafından finansal kiralama yolu ile kiralanan ve dava tarihinden sonra mülkiyeti devralınan … marka … iş makinesinin davalı … şirketi tarafından Geniş Kapsamlı … Döviz Sigortası ile sigortalandığı, iş makinesinin 05/07/2011 tarihinde meydana gelen yangın sonucu hasara uğradığı, meydana gelen riskin hangi durumlarda teminat kapsamında olacağının genel şartlar ve sigorta poliçesinde belirtildiği, davalı tarafın, yangının davacının iş makinesinin bakımlarını yetkili serviste yaptırmamış olması nedeniyle meydana geldiğini bu nedenle sorumlu olmadıklarını iddia etse de, sigorta poliçesinde iş makinesinin bakımlarının yetkili serviste yapılmamış olmasının iş makinesinde meydana gelen hasarı teminat kapsamı dışına çıkaracağı yönünde bir hüküm bulunmaması, davacının kastı ve ağır kusurundan kaynaklanan hasarlar teminat dışında olsa da iş makinesinin çalışma şartları ve çalıştığı yerler göz önünde bulundurulduğunda …model iş makinesinin bakımlarının yetkili serviste yapılmamış olmasının kast ya da ağır kusur olarak nitelendirilemeyeceği, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen kök ve ek raporlar ile belirlenen hasar bedeli olan 10.683,68-Euro ve aşkın prim olarak belirlenen 535,50-Euro’nun dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, dava konusu iş makinesinin mülkiyetinin davacıya hasardan sonra geçmiş olduğu ve sigortaya yapılan başvuruda finansal kiralama şirketinin muvafakatının eklenmediği göz önünde bulundurularak dava tarihinden itibaren faize hükmedilebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: 1-Katılma yoluyla istinaf yoluna başvuran davacı vekili; bilirkişi raporunda iş makinesinin riziko anındaki değerinin 17.268,77-Euro olarak belirlendiğini, ancak ekspertiz raporunda iş makinesinin riziko anındaki değeri 20.808,93-Euro olarak hesaplanmış olmakla en azından bu bedelin esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, bilirkişi raporunda hurda bedelinin KDV dahil bedel dikkate alınarak indirildiğini, ancak hurda bedelinin KDV dahil olarak indirilmesi mümkün olmadığından, eksper raporundaki gibi KDV hariç 13.135,59-TL’nin (5.580,58-Euro) hurda bedeli olarak belirlenmesi gerektiğini, bu durumda hasar bedelinin en azından 15.200,33-Euro olduğunu, ayrıca davalı … şirketinin de açtığı hasar dosyası ile tazminat bedelini 13.680,30-Euro, riziko anındaki değeri de 20.808,93-Euro olarak belirlediğini, dolayısıyla davanın 10.683,68-Euro üzerinden kabulünün dosya kapsamına aykırı olduğunu, sigorta şirketine yapılan başvuru sonucunda 15.08.2011 tarihli ekspertiz raporu hazırlandığını, dolayısıyla sigorta şirketi dava tarihinden çok önce temerrüde düştüğünden faizin dava tarihinden itibaren yürütülmesinin hukuka aykırı olduğunu, yine aşkın sigortadan kaynaklanan prim iadesi bakımından ilk peşin ödemenin yapıldığı tarihi 26.09.2010 olduğundan ve eksper raporu ile aşkın sigorta olup olmadığının sigorta şirketince bilinmesi gerektiğinden, bu alacak kalemine de dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini istemiştir. 2-Davalı vekili;poliçenin istisnalara ilişkin 9. maddesine göre sigortalı veya kiralayanın ve temsilcilerinin kastı veya ağır ihmalinden kaynaklanan ziya ve hasarların teminat harici olduğunu, iş makinesi yetkisiz kişinin müdahalesi sonucu yandığı, bilirkişi raporunda yangının meydana gelmesinde kaçak yapan yanıcı sıvıcı maddenin etkili olduğu, yetkili servis tarafından bakımın yapılmış olması halinde kaçağın söz konusu olma ihtimalinin daha zayıf olduğu ya da mümkün olmayacağı, yetkisiz kişinin müdahale etmesinin yanıcı sıvı madde kaçağının meydana gelmesinde etkili ve sebep olduğunun tespit edildiğini, aracın bakımlarının yetkili servis tarafından yapılması gerektiğini, bu nedenle araca yetkisiz olarak müdahale eden ve yanmasına neden olan makineyi kullanan …’nın davacı firma yetkilisinin bilgisi dahilinde şanzımana müdahale ettiğini, davacı yetkilisinin bu firmadan servis talep etmek yerine telefonda bilgi alarak kendileri müdahalede bulunduğunu, bu şahsın operator belgesinin olmayışının dışında iş makinelerine müdahale edebilecek teknik donanıma veya yetkiye sahip olmadığını, hasarın oluşumunda davacının ağır kusurunun bulunduğunu, 05.07.2011 tarihinde yanarak hasarlanan iş makinesinin uzun süredir kullanılmadığı, bakımlarının yapılmadığı anlaşıldığından ağır ihmalinin bulunduğunu, ağır ihmalin poliçeye kayıtlandığını, ancak mahkemece poliçeye kayıtlandırılan ağır ihmalin göz önüne alınmadığını, ağır ihmalin poliçe teminatına girmediği poliçeye yazılarak istisna olarak kabul edildiğini, araca müdahale eden … ve sigortalı şirket yetkilisi …’un beyanlarının da ağır ihmallerinin bulunduğunu gösterdiğini, dava dilekçesinde prim iadesinden bahsedilmemesi nedeniyle ıslah yoluyla prim iadesinin davaya ithal edilemeyeceğini, bu nedenle zamanaşımı itirazlarının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca sigorta poliçesine göre her bir hasarın %10’u oranında olmak üzere asgari muafiyet uygulanması gerektiği halde bu durum dikkate alınmadan 10.683,68-euro hasar bedelinden 1.068,36-Euro tenzili muafiyet düşmediğini, belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; makine kırılması sigorta poliçesi ile sigortalı makinenin yanarak hasara uğraması sonucunda oluşan zarar ile aşkın sigorta nedeniyle prim bedeli iadesi istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafından finansal kiralama yolu ile kiralanıp sonradan mülkiyeti devralınan iş makinesinin, davalı … şirketi tarafından geniş kapsamlı ekipman döviz sigorta poliçesi ile sigortalandığı, iş makinesinin 05.07.2011 tarihinde meydana gelen yangın sonucu tam hasara uğradığı, davacı tarafından yapılan başvuru sonucunda hasarın oluşumunda sigortalının ağır kusurunun bulunduğu gerekçesiyle davacının tazmin talebinin davalı … şirketi tarafından reddedildiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; yangının meydana gelmesinde kaçak yapan yanıcı sıvıcı maddenin etkili olduğu, yetkili servis tarafından bakımın yapılmış olması halinde kaçağın söz konusu olma ihtimalinin daha zayıf olduğu ya da mümkün olmayacağı, yetkisiz kişinin müdahale etmesinin yanıcı sıvı madde kaçağının meydana gelmesinde etkili ve sebep olduğunun tespit edilmiştir. Davalı … şirketince düzenletilen ekspertiz raporunda da aynı sonuca varıldığı görülmektedir. Olaya ilişkin ifadelerden; makinenin uzun süredir kullanılmadığı, periyodik bakımlarının yapılmadığı, servis çağrılması talebinin şirket yetkilisince yerine getirilmediği, olay öncesinde servisin telefonla yönlendirmesi doğrultusunda şanzıman yağ değişimi yapıldığı, makineyi kullanmakta olan ve yağ değişimi yapan personelin operatör belgesinin bulunmadığı, olayın makinenin bakımsızlığı ve yetkisiz kişinin müdahalesi sonucunda meydana geldiği belirlenmiştir. Makine kırılması poliçesi genel şartlarının 3/k maddesi gereğince “Sigortalının veya onun yerine kaim olan sorumlu kişinin kasdından ve ayrıca sözleşme varsa ağır kusurundan mütevellit maddi ziya ve hasarlar” teminat dışındadır. Dolayısıyla ağır kusur halinin teminat dışında olduğunun kabulü için ayrıca poliçede belirtilmiş olması gerekmektedir. Davalı … şirketince düzenlenen poliçenin 9. maddesinde açıkça “sigortalı veya kiralayanın ve temsilcilerinin kastı veya ağır ihmalinden kaynaklanan ziya ve hasarların teminat harici olduğu” belirtilmiştir. Ancak genel şartların 1/k maddesinde, “işletme personelinin veya üçüncü şahısların ihmali, kusuru, hatası, dikkatsizliği veya sabotajının” sigorta teminatı kapsamında olduğu düzenlenmiştir. Somut olayda davacının bakımda ,personelin kusuru bulunsa da bunun ağır kusur olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Kaldı ki genel şartlar gereği işletme personeli veya 3. kişilerin sabotajı dahi teminat kapsamına alınmışken, bakım kusurunun teminat kapsamında olmadığının kabulü mümkün değildir. Çalışanın makinenin yanacağını bile bile hareket ederek makineye müdahale ettiği ve çalıştırdığı da kanıtlanamamıştır. Bu durumda iş makinesinde meydana gelen yangın sonucunda oluşan hasarın sigorta teminatı kapsamında olduğunun kabulü isabetlidir. Hasar tarihi itibariyle sigorta bedelinin, sigorta edilen menfaatin değerinden önemli ölçüde yüksek olması halinde, aşan kısım geçersiz olup, aşkın sigorta nedeniyle sigorta priminin aşan kısma tekabül eden kısmının sigorta bedelinden indirilerek fazla tahsil edilen primin iadesi gerekmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da makinenin değeri 20.000-Euro olmasına rağmen 80.000-euro bedelle poliçe düzenlendiği, aşkın sigorta bulunduğu nedenle iade edilecek prim bedelinin 535,50-Euro olduğu tespit edilmiştir. Prim iadesi belirsiz alacak davası niteliğinde dava dilekçesiyle talep edilmiş olmakla, ıslah yoluyla sonradan davaya dahil edildiğinin kabulü de mümkün değildir. Bu durumda davacının aşkın sigortadan kaynaklanan prim iadesi talebinin kabulüne karar verilmesi yerindedir. Davacı vekilince prim bedeline ilk prim ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği ileri sürülmüş olsa da, aşkın sigorta durumunun ancak hasar sonrasında düzenlenmiş olan ekspertiz raporu ile ortaya çıktığı anlaşılmasına göre, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. 6102 sayılı TTK 1420. maddesi gereğince, sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler iki yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Somut olayda davacının aşkın sigorta nedeniyle oluşan prim iadesi talebi yününden davalı vekili tarafından zamanaşımı defi ileri sürülmüştür. Ancak davacı davayı HMK’nın 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası şeklinde açmış, bilirkişi raporu doğrultusunda da bu yöndeki talep miktarını açıklayarak harcını yatırmıştır. Yasada düzenlenen belirsiz alacak davasının sonuçlarından birisi de zamanaşımının kesilmesidir. Yasal düzenleme kapsamında davasını belirsiz alacak davası şeklinde açan davacının, bedel açıklama/artırım tarihi itibari ile artırılan/açıklanan miktar yönünden alacağının zamanaşımına uğradığını kabul etmek mümkün değildir. Bu nedenle davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf nedeni yerinde değildir.Diğer yandan hükme esas alınan bilirkişi raporunda makinenin riziko anındaki değeri 17.268,77-euro olarak belirlenmiş olup, 6.585,09-euro sovtaj bedeli düşüldüğünde bakiye hasar bedelinin 10.683,68-euro olarak hesaplanmasında bir isabetsizlik yoktur. Sigorta şirketince hazırlatılan ekspertiz raporunun bağlayıcılığı bulunmadığı gibi, hasar bedeli olan 10.683,09-euro poliçede muafiyet tenzili için alt sınır olarak öngörülen 20.000-usd’nin altında kaldığından, hasar bedelinden muafiyet tenzili yapılmaması da doğrudur. Ayrıca iş makinesinin mülkiyetinin davacıya hasardan sonra geçtiği ve davalı … şirketine yapılan başvuruda finansal kiralama şirketinin muvafakatının eklenmediği bu sebeble temerrüdün dava tarihi itibariyle temerrüdün gerçekleştiği gerekçesiyle hükmedilen hasar bedeline dava tarihinden itibaren faize hükmedilebilmesi de isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; istinaf nedenleri yerinde olmayan davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacıdan alınması gereken 59,30- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40- TLnin mahsubu ile bakiye 14,90- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davalıdan alınması gereken 1.946,61-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 195-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.751,61-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Taraflarca yapılan istinaf yargı giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/12/2021