Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/158 E. 2021/228 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/158
KARAR NO: 2021/228
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/03/2018
NUMARASI: 2015/445 Esas – 2018/210 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/02/2021
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, 18/09/2014 tarihli vinç ve forklift satışından kaynaklanan 3.565-usd kur farkının TL karşılığının tahsili amacıyla davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının imzaladığı, 23/05/2014 tarihli sipariş ve satış sözleşmesi uyarınca düzenlenen kur farkı faturası bedelinin tahsili için taraflarınca başlatılan icra takibine itirazın yerinde olmadığını, müvekkilinin yerleşim yerinin İstanbul olması ve sözleşmede İstanbul icra dairelerinin yetkili kılınması sebebiyle yetki itirazının da yerinde olmadığını ileri sürerek davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, mahkemenin yetkisiz olduğunu, müvekkili şirketin merkezinin Tokat olması sebebiyle Tokat Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, müvekkili aleyhine açılmış davayı ve ekindeki fatura ve tüm belgeleri kabul etmediklerini, müvekkilinin davacıya borcu olmadığını, müvekkilinin zaten nakit olarak ödenmesi gereken 18.800-usd’yi davacıya nakden ödediğini, davacı tarafın sözleşme dışı tek taraflı düzenlediği fatura ile kendi ticari defterlerine göre müvekkilini borçlu olarak gösterme gayreti içerisinde olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı hususunda ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın takip konusu 18/09/2014 tarihli 7.863,67 -TL bedelli kur farkı faturasından kaynaklandığı, kur farkı faturasının forklift satışından kaynaklanan faturalar ile ödemeler arasındaki kur farkına ilişkin düzenlendiği, ancak kur farkının davacı tarafından talep edilip edilmeyeceğinin, ancak davacının ticari defterlerinde davalı ile olan tüm kayıtlarının dayanak belgelerinin ibrazıyla değerlendirilebileceği, ispat yükü kendisine düşen davacı tarafından bu yönden ispata yarar kayıt ve belgelerini sunmadığı, açıkça yemin deliline de dayanılmadığı gerekçesiyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Taraflar arasındaki sözleşmenin 22. Maddesinde kurdaki değişimlerden oluşacak farkların diğer tarafa yansıtılacağının kararlaştırıldığını, müvekkili şirket tarafından tüm belgelerin dosyaya ibraz edilmesine rağmen, davalının defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçındığı ve alacağın mevcudiyeti açıkken, davalının kendisinden istenen belge ve dokümanları ibrazdan kaçınmasına rağmen mahkemece davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, kur farkı faturasına dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Kur farkı alacağının talep edilebilmesi, taraflar arasındaki sözleşmede bu konuda bir hüküm bulunmasına veya akdi ilişkinin yabancı para cinsinden olmasına bağlıdır. Öte yandan kur farkı alacağının talep edilebileceği sonucuna varılması halinde ise, kur farkı faturalarının dayanağı olan tüm faturalar ve ödemeler incelenerek kur farkı tutarının tespiti gerekir. Yine kur farkının dayanağı olan faturaların bedellerinin ne şekilde ödendiği hususu da önemlidir, zira sözleşmede aksine bir hüküm yoksa ödemenin çekle yapılması halinde kur farkının fiyatlandırılarak çekin miktar hanesine yazıldığı kabul edilmektedir. (Yargıtay 19 HD’nin 20/04/2016 tarihli 2015/16900 E., 2016/6896 K. sayılı kararı; 14/11/2013 tarihli 2013/14587 E., 2014/17996 K. sayılı kararı). Somut olayda; taraflar arasında 23/05/2014 tarihli sözleşmede, davacı satıcı tarafından davalıya 3 adet forkliftin toplam 70.800-usd bedelle satılması kararlaştırılmıştır. Sözleşmede, davacıya iade edilecek forkliftlerin değeri düşülerek bakiye 18.800 USD’nin peşin olarak ödeneceği, sözleşmenin 22. maddesinde ise TL bazlı işlemlerde ödeme gününden bir gün öncesinin satış kurunun baz alınacağı düzenlenmiştir. Davalı ticari defter ve belgelerini bilirkişi incelemesine sunmamıştır. Davacının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede ise, takibe dayanak olarak gösterilen kur farkı faturasının ticari defterlerde kayıtlı olduğu, davacı ile davalı arasındaki açık hesapta davacının davalıdan 6.515,35- TL alacaklı olduğu tespit edilmiş, buna karşılık davacının kur farkı talep edip edemeyeceğinin, ancak davacının ticari defterlerinde davalı ile olan tüm kayıtlarının ve dayanak belgelerinin ibraz edilmesi ile hesaplanabileceği belirtilmiş, söz konusu dayanak belgelerin ibraz edilmediği gerekçesiyle hesaplama yapılamadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davacı vekiline ticari defterlerinde davalı ile olan tüm kayıtlarının dayanak belgelerini ibraz etmesi için ihtaratlı kesin süre verilmiş, davacı taraf verilen kesin süreye rağmen bu yönden herhangi bir kayıt ve belge sunmamıştır. Dosyada kur farkı alacağının dayanağı olan satış faturaları bulunmadığı gibi ödemenin ne şekilde ve hangi tarihte yapıldığı hususunda dayanak belgeler de ibraz edilmediğinden mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacıdan alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 35,90-TL nin mahsubu ile bakiye 23,40-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 18/02/2021