Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/1567 E. 2020/599 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1567
KARAR NO : 2020/599
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/04/2019
NUMARASI : 2018/1259 Esas- 2019/519 Karar
DAVA: Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/06/2020
İlk derece mahkemesince verilen görevsizliğe yönelik hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 08/01/2018 tarihinden beri davalı hastanede hizmet verdiğini, ödemelerden düzensizlik olduğunu ve alacaklarının olduğunu bu durumu hastanenin başhekimi ile görüştüğünü, noterden ihtarneme çekilerek iş sözleşmesini haklı olarak fesih ettiğini, ödenmeyen Temmuz-Ağustos-Eylül ödemelerin ödenmesini talep etmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek haksız ve sözleşmeye aykırı bir şekilde ödenmeyen alacağın fazlaya ilişkin dava ve talep haklarından saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.100 TL nin 19/09/2018 tarihinden itibaren reeskont avans faiziyle ödenmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; tüm davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini Özel Sağlık Hizmeti sunucusu olan müvekkilinin bizzat hekimden hizmet satın aldığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin bir hekim sözleşmesi olup, sözleşmenin tarafının Dr. … olduğunu, davacı şirket yönünden aktif husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, davalı yanın herhangi bir alacağı olsaydı dahi Dr. … ile müvekkili şirket arasındaki ilişkinin Türk Borçlar Kanunu’nun hizmet akdi sözleşmesi hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, … davacı olarak bulunuyor ise de, davaya konu uyuşmazlık yönünden bu davacının bir talebinin bulunmadığı, uyuşmazlığın münhasıran diğer davacının davalı hastanede görev yapıp yapmadığı noktasında toplandığı, davacı … kendi adına fatura kesemediği için diğer davacıyı aracı kılarak fatura kestiği, bu hali ile dava konusunun ticari nitelikte olmadığı, davaya bakmakla görevli mahkeme iş mahkemesi olduğu gerekçesiyle, göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK.nun 114/1-c, 115/1-2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili;davacı …’ın hizmet akdine bağlı olmaksızın çalışma yaptığını, 4/b statüsünde çalışan şirket ortağı veya serbest çalışan esnaf statüsünde doktorların sağladıkları hizmet karşılığında faturayı ortağı/yetkilisi oldukları şirket üzerinden ya da serbest meslek makbuzu şeklinde düzenleyebildiklerini, davacının bordrolu çalışmayan bir doktor olduğundan ücret ödemelerinin diğer davacı şirkete yapıldığını,ilişkinin işçi işveren ilişkisi değil, ticari bir ilişki olduğundan görevli ve yetkili mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: 7036 sayılı İMKnun 5/1-a maddesine göre: ” 6098 sayılı TBKnun 2. Kısmının 6.Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılır. “Hekim ; tek bir hastanın bakımı ve sadece bu iş için hastaneye gelen bir kişi ise, arada hizmet akdi yoktur. Ancak doktor, haftanın belli gün ve saatlerinde çalışırken, hastanenin verdiği işleri ayrım gözetmeksizin yapıyor ise, arada artık istisna akdi yoktur. Ve kısmi sürelerle çalışsa dahi bu doktor ile hastane arasında hizmet akdi vardır. Tarafların aralarında yaptıkları iş sözleşmesine verdikleri isminde bir değeri yoktur.(Sarper Süzek-Hizmet Akdi ) Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 9.HD nin 12.4.2016 tarih 2016/6326 esas 2016/9152 sayılı ilamında”davalı hastane tarafından hekimlik hizmetinin ….Ltd. Şti.’den fatura karşılığı alındığı, bu nedenle taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olup, davanın görevli asliye ticaret mahkemelerinde görülmesi gerektiği gerekçeleriyle görevsizlik kararı verilmiştir.Davacının, yapacağı iş sayı ile sınırlandırılmaksızın zaman esasına göre aylık ücret karşılığı verilmiş olup, bunun yanında davacının emeğini sürekli olarak davalı emrinde arz etmesi, aylık ücret alması, davacı ile davalı arasında çalışmasında bağımlılık unsurunun bulunması hususları oluştuğundan, davacı ile davalı arasında akdedilen sözleşmenin iş akdi olarak kabulü gerekmektedir. Davacının aldığı ücretler karşılığında fatura düzenlenmesi davacının hizmet akdine tabii çalıştığının kabulüne engel teşkil etmeyecektir. Bu nedenle mahkemece işin esasına girilerek sonuca gidilmesi gerekir. Yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi hatalıdır.”denilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; taraflar arasında imzalanan hekim sözleşmesinin incelenmesinde ; konusunun Dr….’ın …. Hastanesin de ; kadrolu fizik ve rehabilitasyon uzmanı olarak hizmet karşılığı gelir paylaşımına dayalı çalışma esaslarını ve şartlarını belirlemek amacıyla imzalandığı ,davacı hekimin hafta içi her gün 09 ila 18 ,hafta sonu ise saat 14:e kadar çalışacağı ,hekimin hastaneye gelen hastaları tedavi edeceği kararlaştırılmıştır. Bu duruma göre taraflar arasında ki sözleşmenin iş akdi niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır.Uyuşmazlık iş akdinden kaynaklandığından TBK ya tabii olan hizmet akitlerinde de görevli mahkeme iş mahkemeleri olduğundan görevsizliğe ilişkin hükümde isabetsizlik yoktur.Davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 44,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 10,- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile, HMK.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 17/06/2020